Günlerdir hesap yapmaktan yorulduk.
Olay sadece matematik hesapsa, Antalyaspor, dünkü maçı kaybetse dahi ligde kalma şansı var diyebiliyorduk.
Matematik öyle diyor çünkü. Madem ki kalan maçlarda 10 puan yeterli, 4 maçta da alınabilir.
Ama futbol, matematiğin içine sığmayacak kadar alternatifli. İşin içine fizik, kimya, psikoloji, ne ararsanız giriyor.
Fuat Çapa da son şansının olduğunun farkında.
Sezon başından bu yana sıkça söylediğimiz Semih-Diarra ikilisi ilk kez sahada.
Dünkü, bir kümede kalma mücadelesi değil, şampiyonluk maçıydı.
Taraftar, hafta sonu alınan sonuçlardan sonra artan inancıyla ve büyük coşkuyla tribündeydi. Futbolcular, maçtan önce bütün tribünleri ilk kez gezip, elleriyle destek isteyen işaretler yaptı, inanca ortak oldular.
***
Her şeyi bırakın, Antalyaspor taraftarını ayakta alkışlayın. 'Hepimiz bu kadarız, ama tüm Antalya'ya bedeliz' dediler.
Maç Antalyaspor'un istekli oyunuyla başladı.
İlk yarının neredeyse tamamı Sivas yarı sahasında oynandı. Antalyaspor'un 8 futbolcusuna, Sivasspor 10 kişi ile savunma yaptı. Peki, pozisyon var mıydı, hayır.
Final pasları beceriksizliği, Sivas stoperlerinin göbekten açık vermeyip kanatları iyi kapatması pozisyon açısından kısır bir 45 dakika izletti bize.
***
Sivasspor 54'te öne geçince sahadaki futbolcunun ruh halini düşünmek bile istemiyorum. Ya onlar tribündekilerin ruh halini düşünüyor mu diyorum, vazgeçiyorum. Çok değil, 5 kişi Serkan Balcı gibi ruhunu ortaya koysa bu durumda olmazdık.
Semih'in 25 metreden gelen füzesi skora denge getirdi, maçtaki heyecanı da ikiye katladı. Bu dakikadan sonra neler kaçtı neler. Tita, Semih, Diarra yarışa girdi. Isaac direğe takılırken saçlar başlar yolundu.
***
Aatif kendi yarattığı penaltıyı gole çevirirken, topu ayrı köşeye, Fornezzi'yi ayrı köşeye, Antalyaspor'u da bir alt lige attı.
Başta da söyledik ya.
Matematik bitmedi diyor ama futbol çaresiz.