Herkes önce yılbaşı daha sonra Kandil kutlaması yarışına girdi geçtiğimiz hafta.
Kötü tarafı yok uzakta olanlar için.
Ama insanlar abartıp annelerine, babalarına, kardeşlerine, komşularına bile yüz yüze tebriği çok görür hale geldi.
Bizler camide bile safları olabildiğince sık tutalım geleneğinden gelmiyor muyuz?
Toplum giderek sanal olmaya başlıyor.
İki satır konuşmayı da, okumayı da zul sayar hale geldik. Spor köşesinde felsefe demeyin, lütfen gözden geçirelim kendimizi. Unutmayalım toplumu şekillendirenlerin gazete okuyanlar olduğunu.
Antalya Spor Dostları Derneği adına Bülent Uğur'un centilmen yeni yıl mesajını paylaşayım siz dostlarımla: 'Spor, dili, dini, ırkı olmayan barış ve kardeşliğin dilidir' demiş. Çok da doğru söylemiş.
Ben de size spor dili kullanın hayatınızda temennilerimi gönderiyorum.
Döndüm basketbola: Köşe yazarı bir arkadaşımla konuşurken TBF hakkında şöyle bir kanıya vardım ligler hakkında.
En baba lig TB3L.
Nedeni Federasyon hiç katkı sağlamıyor, arada derede kalmış hakemlerle idare ediyorlar, maç oynanan tesisler ve güvenlik Allah'a emanet, üst liglerde süre bulamayan (yabancı kontenjanı, yaşlılık vs.) yerli oyuncular...
Saysam 15 tane daha çıkar bu ligin neden en baba lig olduğunu anlatan sebep. Buna inanın. Bir de TBF CEZALARI.
Takımların belini bükmek için yetiyor en baba lig tanımlamasına.
TB3L KİM NE DERSE DESİN, maç kalitesi ve takımların özverisi ile en 'TÜRKİŞ LİG' Sömestr tatili yaklaşıyor, spor okulları spor kampları düzenliyor.
Veliler dikkat para tuzağına düşmeyin.
Kamp programlarını iyi inceleyin.
Öğrenci başına düşen eğitimci sayısı, tesisin kampa uyumluluğu çok önemli.
Sonuçta en değerli varlıklarınızı emanet ediyorsunuz. Hatırlatmak istedim.
Hayatınızı en azından bu hafta sporcu gibi düşünün, sporla kalın, diliniz spor dili olsun..