Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in, önceki Başkan ve CHP Milletvekili Adayı Mustafa Akaydın hakkında yaptığı açıklamada sözünü ettiği dava ve soruşturmalardan en önemlisi Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sürüyor. Seçilmesi halinde milletvekili dokunulmazlık zırhına bürünecek olan Akaydın, 'ihaleye fesat karıştırma ve irtikap' suçlarını işlemek iddiasıyla 65.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
4,5 SAAT İFADE VERMİŞTİ
Akaydın ve ekibinin, Toplu Taşıma Elektronik Ücret Toplama Sisteminin İşletilmesi İhalesi'ne fesat karıştırma ile hile ve menfaat sağlamakla suçlandığı savcılık iddianamesi, ihaleden sızan kötü kokulara mercek tutuyor. 643 şikayetçinin ifadesi alınan iddianamedeki suçlamalara ilişkin Akaydın 30 Ocak 2013'te 4 saat 20 dakika ifade vermişti. Hukuk alanına taşınan sorunlar ağı, daha ihalenin şartnamesinin hazırlanması aşamasında başladı.
ADRESE TESLİM ŞARTNAME
İddianamede bu durum, bilirkişi raporlarına şu şekilde yansıdı: "Teknik şartname, diğer isteklilerin ihaleye katılmasını engellemek üzere, bir firma için hazırlandığı izlenimi veriyor." Savcılık iddianamesinde ihaleyi alan A-Kent firmasının ihaleden sadece 20 gün önce kurulduğuna da vurgu yapılarak, ihaleyi alan A-Kent firmasının teklif kapsamında eksik belge verdiği de yer alıyor.
ALINMAMALIYDI
Bu eksik belgeler arasında gelir tablosu, 5 yılda yaptığı işlere ilişkin belgeler, olanaklara sahip olduğuna dair taahhüt belgesi, referans mektubu, sanayi sicil belgesi ve kapasite raporu da bulunuyor. İddianameye giren bilirkişi raporlarında bu durumda firmaya demo sunumu dahi yaptırılmadan ve iç zarfı açtırılmadan ihale dışı bıraktırılması gerektiği vurgulanıyor.
KUŞKU SİSİ VAR
İhaleden 20 gün önce kurulan ve sermayesi 50 bin lira olan A-Kent firmasının kesin teminatın 900 bin lira ve yaklaşık maliyetin 15 milyon lira olduğu ihaleyi alması daha sonra mahkeme kararına takıldı. Antalya 1'inci İdare Mahkemesi'nce verilen 30 Aralık 2011 tarihli karar ile açıklık ve rekabet ilkesi bakımından hukuka uymadığı gerekçesiyle ihalenin iptaline karar vermesiyle süreç başka bir şekle büründü. Belediye yönetimi mahkemece iptal edilen kart ihalesinin fiilen devamı konusunda özel gayret içerisine girdi.
ZORLA İMZALATILDI
İddianamede bu konuyla ilgili iki temel iddia yer alıyor. İlki, Hukuk Müşaviri İlker Gedik'in "İhalenin iptaline ilişkin kararı ortadan kaldırmak için davacı Ömer Aydoğmuş'u zorla mahkemeye getirerek davadan feragat dilekçesini istem dışı imzalatması." İkincisi ise, Akaydın'ın "Ya gelirsiniz bu sisteme girersiniz veya ben sizi bu güzergahlarda çalıştırmam, gerekirse çok sayıda yeni otobüs alarak halk otobüslerini fiilen iptal ederim" diyerek toplu ulaşım esnafını mahkeme kararıyla devre dışı kalan A-Kent firmasıyla sözleşme imzalamaya zorlaması.
AKAYDIN TELEFON AÇTI
Bu konuyla ilgili dönemin Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkanı Nadir Karatoy'un ifadesi ise oldukça çarpıcı. Karatoy ifadesinde, Akaydın'ın kendisini cep telefonundan arayarak üyelerini A-Kent firması ile sözleşme imzalaması için örgütlemesini istediğini, aksi halde hatları iptal etmekle ve çalıştırmamakla tehdit ettiğini ifade etti. Otobüsçüler Odası Üyesi Mehmet İnce de ifadesinde Akaydın'ın telefon ettiği sırada kendisinin de Karatoy'la aynı odada olduğunu belirterek, otobüs sahiplerinin Akaydın'ın dayatma ve baskısı nedeniyle sözleşme imzalamak durumunda kaldığını dile getirdi. İddianamede 643 toplu ulaşım esnafının ifadesine başvurulurken, esnafın ortak söylemi, açık açık veya üstü kapalı şekilde çalıştırılmamakla tehdit edildikleri için firma ile sözleşme imzalamak zorunda kaldıkları yönünde oldu. 643 toplu ulaşım esnafının ifadelerindeki ortak şikayetlerden bir diğeri ise o dönemde taşıdıkları yolcu sayısına göre bankaya yatırılan ücretlerin çok düşük kaldığı yönünde oldu.
KAOS HALA SÜRÜYOR
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'in A-Kent yönetimini hedef alan, "Kapımı çalan hala olmadı. Şu ana kadar ben A-Kent'in yetkilileri kim, bilmiyorum. Katkı payları ödeniyor ama bu rakamların çok düşük bir yekünle ödendiğini hesaplara baktığımızda görüyoruz" sözleri toplu ulaşımda toplanan paraların nereye gittiği konusunda kaos ortamının sürdüğünü gözler önüne seriyor.
BELEDİYE PAYI YATIRILMADI
İhalede toplu taşımadan elde edilen gelirden, A-Kent firmasının yüzde 3 artı KDV işletme payı alması öngörülürken, belediyenin ise payı yüzde 2 artı KDV seviyesindeydi. Ancak mahkeme kararıyla ihalenin iptal edilmesi ve esnaf ile A-Kent arasında sözleşme imzalanması sonrası A-Kent, yüzde 5 kesintiye devam etmesine karşın belediye payı yatırılmadı.
YILLIK 5.5 MİLYON ZARAR
İddianameye göre, 22 Haziran 2011 ile 30 Haziran 2012 tarihleri arasında belediyeye yatırılması gerekip yatırılmayan tutar 2 milyon 193 bin lira oldu. Aynı yıl A-Kent'in payı 5 milyon 484 bin liraya ulaştı. İddianamede bu tutar 'Haksız kazanç' ve 'Kamu zararı' olarak nitelendirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel 2014 Nisan ayında tekrar payların yatırılmaya başladığını açıklarken, belediye 3 yıl süresince katkı payı almadı. 1 yıllık zarar 2 milyon lirayı aşarken, 3 yıllık zararın boyutları ise korkutuyor.
TOPLAMDA 65.5 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
İddianamede Mustafa Akaydın, dönemin Genel Sekreteri Mehmet Rıfkı Aktekin, Hukuk Müşaviri İlker Gedik ve encümen üyeleri için ihaleye fesat karıştırmak suçundan 48 yıla kadar hapis cezası istenirken, hile ve menfaat sağlamak suçlarından ise Akaydın, Aktekin ve Gedik için 17.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Dokunulmazlık peşinde olmakla suçlanan Akaydın için istenen hapis cezası 65.5 yıla kadar çıkıyor.