Öncelikle şuna karar verelim. Antalyaspor bu sezon Avrupa'yı mı hedefliyor, ilk 10'u mu? Herkes kendisine göre bir hedef belirleyemez.
Kulübün genel bir prensibi oluşturulur, yol haritası ona göre çizilir.
Yönetim Avrupa diyor, Çalımbay ilk 10 sıranın en iyisi diye yuvarlıyor.
Olmaz. Bir kurumdan iki ses çıkmaz.
Ya yönetim olarak hocayı susturun, ya siz susun hocanız konuşsun.
Bu sezon için bence hoca konuşsun.
Çünkü onun hedefi daha mantıklı.
Yakalanan çıkış bir beklentiyi de beraberinde getirdi ama yapmayın dostlar.
Evet bu gerçekleşebilir ama bu takımı ilk 5 için zorlamak kötülük etmektir.
Gelin yönetimi, hocayı, futbolcuları kalan 5 maçta boşuna kasmayalım, boyunlarına ağır hedefleri yükleyip strese sokmayalım. Bırakalım kafalarına göre sadece futbol oynasınlar. Adana'daki gibi.
Aldıkları sonuç takımı nereye getirirse öpüp başımızın üzerine koyalım. İlk 8 hafta hayal etmediğimiz yerde ligi bitireceğimiz kesin nasılsa.
Takımın galibiyeti yokken Eto'o'nun bir taraftara 'İlk 10'da bitiremezsek sana 100 bin euro vereceğim' sözünün ardından 'Eto'o paraları çöpe attı' diyenlerimizin sayısı hiç az değildi, unutmayalım.
O yüzden arkanıza yaslanın, takımınızın oynadığı futbolun keyfini çıkarın bu sene. Her zaman böyle rahat sezonlar göremiyoruz zira.
Ancak bunu yaparken taraftardan bahsediyorum. Futbolcu, teknik ekip ve yönetimden değil. Onlar gelecek yıl için kendilerini geliştirmek ve hazırlamak zorundalar.
Şu halleriyle çıtayı bir tık üzerine koyamayacak durumda olan futbolcuların olduğunu hepimiz görüyoruz.
Teknik Direktör Rıza Çalımbay'ın da hataları oluyor. O da kendi hatalarından ders çıkararak 'kendi oluşturduğu' takımla daha doğru hamleler yapmak için kafa yoracak.
Yönetime de şimdiden transferi bitirip ilk kamp sezonuna takımı tam kadro hocaya teslim etmek düşer.
Yönetime düşen başka şeyler de var, o da ayrı bir yazı konusu.