Antalya'da turizm sektöründe çalışırken 12 yıl önce geçirdiği trafik kazasının ardından belden aşağısı felç olan 52 yaşındaki Zeynep Banu Özbek, mandala sanatıyla hayata tutundu.
KAZA HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
Eğitimini resim üzerine yapmasına rağmen babasının işleri nedeniyle turizme yönelen Özbek, yıllarca Antalya'nın Alanya ilçesindeki aile otelini yönetti. Özbek'in hayatı, 2005 yılında Isparta'da araçlarının 80 metrelik uçuruma yuvarlandığı trafik kazasıyla değişti. Hastanede 2 yıl yaşam mücadelesi verdiğini anlatan Özbek, "Hayata tutundum. Tekerlekli sandalyeyle de olsa hayatta daha da büyük adımlar atmayı öğrendim" dedi.
MALZEMELER YETMEDİ
Zamanla tuvallere, taşlara resim yapmak yerine odun üzerine çizimler gerçekleştirdiğini dile getiren Özbek, "İlk zamanlar taşlara küçük resim yapıyordum. Tek bir noktadan başlayan ve kendi kendine devam eden lekesel resimler. Daha sonra bunun mandala (Hintlilere ait bir felsefi sanat dalı) olduğunu öğrendim ve kendimi biraz geliştirdim. Sonra taşlar da yetmedi. Tuvalde, taşta o tadı yakalayamadığım için özellikle zeytin ağacını malzeme olarak kullandım. Türk ve İslam motiflerini altın varakla ahşabın üzerinde çalışıyorum. Sanat benim her şeyim" diye konuştu. Özbek, yaptığı eserlerden elde ettiği gelirin bir kısmını sokak hayvanlarına harcadığını anlattı.
HAYATA HİÇ KÜSMEDİ
Kazanın ardından iki yıl süren tedavisi sonrasında ara verdiği resim çalışmalarına yeniden başlayan Özbek, taşlara, ağaçlara resimler nakşettiğini belirtti. Türkiye'de engelli olanların birçoğunun toplumla bir araya gelmekten korktuğunu ancak hayatın güzel olduğunu anlatan Özbek, "Ben asla hayata küsen tarafta olmadım. Sadece 2 yıl hastanede kalmak zorunda kaldım. Sonra hayata hemen döndüm. İnanıyorum ki bugün hala bu kadar iyi durumdaysam, hayata, sanata yapışmış olmamdandır" dedi.