Hamilelerde ve çocuklarda yaz hastalıkları

Yaz tatilinin tadını doyasıya çıkarmak anne adaylarının ve en çok da miniklerin hakkı. Peki, yaz hastalıklarına karşı ne gibi önlemler almanız gerektiğini biliyor musunuz?

Giriş Tarihi: 10.8.2017 13:54 Son Güncelleme: 10.1.2018 14:22
Hamilelerde ve çocuklarda yaz hastalıkları

Sıcaklıkların artmasıyla birlikte hastalıklardan en çok etkilenen hamileler ve çocuklar oluyor. Hamilelikteki hormonal ve fiziksel değişimler, aşırı sıcaklarla birleşince anne adaylarını olumsuz etkileyebiliyor. Bir de ortaya çıkan yaz hastalıkları hamilelik sürecini iyice zorlaştırıyor. Tatille birlikte evlerinde duramayan çocuklar da yaz hastalıklarından ve yaralanmalardan nasiplerini alıyorlar. Kadın Sağlığı-Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Emine Ergül ve Çocuk Sağlığı-Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Balgöz Ergül, anne adaylarının ve çocukların sıkça karşılaştığı yaz hastalıklarının neler olduğunu ve korunma yollarını anlattılar. Alacağınız bazı önlemlerle yazın olumsuz etkilerinden korunabilirsiniz.

Hamilelerde...

Cilt lekeleri

Hamilelikteki hormonlar nedeniyle güneşe karşı hassasiyet artar ve yüzde hamilelik maskesi denilen koyu renk lekeler oluşur. Bu yüzden yaz aylarında hamilelerin çok fazla güneşe çıkmaları önerilmez. Çünkü hamilelerin güneş yanığına eğilimi daha fazladır.

Korunma ve tedavi

Güneş ışınlarının dik olduğu 12.00-15.00 saatleri arası güneşe çıkılması tavsiye edilmez. Güneşlenirken; 1 saat güneşlenme, 45 dakika serin yerde dinlenme ve bol sıvı alınması önerilir. Hamilelerin güneşe direkt maruz kalmamaları, gölgede veya şemsiye altında güneşlenmeleri gerekir. Anne adayları mutlaka yüzlerine yüksek faktörlü güneş koruyucu krem sürmeli ve cildin kurumasını önlemek için bol sıvı almalıdırlar.

Besin zehirlenmeleri

Hamilelik döneminde sıkça görülen rahatsızlıklardan birisi de besin zehirlenmeleridir. Uygun şartlarda hazırlanmamış ve saklanmamış gıdalardan, anne adaylarına enfeksiyonlar bulaşabilir. Bu enfeksiyonlar ise mide bağırsak sorunlarına neden olur. Havaların ısınmasıyla birlikte tüketilen gıdaların uygun bir şekilde saklanması ve hazırlanması gerekir.

Korunma ve tedavi

Anne adayları için yazın beslenmeye dikkat etmek, vitamin ve mineral desteklerini önerilen şekilde kullanmak çok önemlidir. Tüketilen çiğ sebze ve meyveler iyice yıkanmış, etler ise iyi pişmiş olmalıdır. Anne adayları yöresel bir yemek yerken temkinli olmalı ve mümkünse iyice emin olmadığı besinleri tüketmemelidirler. Özellikle tatil sırasında içilen suya çok dikkat edilmelidir. Sadece kapalı kutularda satılan içeceklerin içilmesi ve içeceklere kesinlikle buz eklenmemesi gerekir. Çünkü buz kalıpları birçok yerde şebeke suyundan yapılır. Dışarıda hazırlanmış salata, az pişmiş et ve mayonezli ürünler tüketilmemelidir.

Reflü

Hazımsızlık ve mide yanması diye adlandırılan bu şikayet; mide açısının bozulmasına bağlı mide asit içeriğinin yemek borusuna kaçmasıyla oluşur. Mide yanması şikayeti yazın yenilen baharatlı yiyeceklerle birlikte hamilelikte sıkça görülür.

Korunma ve tedavi

Bu durumda yemek öğün sayısı artırılmalı ve bir oturuşta fazla miktarda yemek yenmemelidir. Gaz yapabilecek yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalı ve yatmadan hemen önce yemek yenmemelidir. Doktorun önerdiği asit giderici ilaçlar alınabilir.

Su kaybı

Yaz aylarında hamilelerin sıvı ve elektrolit kaybını yerine koymak çok önemlidir. Su ve sıvı tüketimine her zamankinden daha fazla özen gösterilmelidir. Vücudun her bir metabolik olay için suya ihtiyacı vardır. Dolayısıyla su içmek için susamayı beklemeye gerek yoktur. Hamilelikte oluşan sıvı kaybı hem anneyi hem de bebeği olumsuz etkiler. Sıvı kaybının artması; bebeğin kese içerisinde sıkışmasına, bazen ise bebeğin kollarında, bacaklarında ve ayaklarında şekil bozukluklarına yol açabilir.

Korunma ve tedavi

Çalışan anne adayları ofiste, dışarıda çantada, evde ise masanın üzerinde yani kolaylıkla ulaşılabilen yerlerde mutlaka su bulundurmalıdır. Su konulan sürahi veya şişe cam olmalıdır. Özellikle sıcakların yoğun olduğu bu dönemde bol bol su içilmelidir. Suyun tadını sevmeyen anne adayları, cam sürahinin içine elma, limon ve portakal dilimleri katabilirler. Ayrıca bitki çayları soğuk içilebilir, evde limonata hazırlanabilir. Ayran, meyve kompostolarının suları ve hoşaf da sıcak yaz günlerinde su kaybını yerine koymak için içilebilir.

Hamilelik yorgunluğu

Hamileliğin ilk 3 ayında belirgin olmak üzere; genelde ilk 4 ayını kapsayan, hormonal değişimlerin neden olduğu, fiziksel ve ruhsal değişimlerin neticesinde oluşan hamileliğe mahsus yorgunluk halidir. Yazın hamile olan anne adayları bu yorgunluk halini, kışın hamile olan anne adaylarından daha şiddetli yaşarlar. Eğer ciddi bir rahatsızlık yoksa bu yorgunluğun nedeni daha çok annenin sıvı kaybından kaynaklanır. Yaz aylarında terlemeyle birlikte su kaybetme gibi faktörler halsizliğe ve yorgunluğa neden olabilir.

Korunma ve tedavi

Hamilelik yorgunluğunu azaltmak için anne adaylarının beslenmelerine dikkat etmeleri gerekir. Sabah, öğlen ve akşam yemek aralarına ara öğünler konmalı, ana ve ara öğünler azar azar ve sık sık beslenme tarzında olmalıdır. Hamilelik yorgunluğuyla baş etmede bir diğer faktör de bünyeye alınan sıvı dengesinin düzenlenmesidir. Bunun için bütün hamilelerin bol sıvı almaları; (yaz aylarında yaklaşık 2-3 litre) oluşabilecek hipotansiyon ataklarını ve muhtemel üriner sistem enfeksiyonlarını önlemek açısından önerilir. Açık havada düzenli yürüyüşler de anne adaylarının zinde kalmasını ve yorgunluğunun azalmasını sağlar.

Sinek ve böcek ısırmaları

Özellikle tatile çıkan anne adayları böcek ve sinek ısırması gibi sorunlarla sık sık karşılaşabilirler. Bazı tatil yörelerinde bulunan anofel cinsi sivrisineklerin ısırmasıyla bulaşan ateşli hastalık sıtma, önlenebilir bir enfeksiyondur.

Korunma ve tedavi

Seyahate çıkacak olan anne adayı, risk konusunda mutlaka bilgilenmelidir. Sinek ısırmasına karşı önlem alınmalı ve sinek kovucular kullanılmalıdır. İyi havalandırma koşulları olan yerde konaklama yapılmalı, permetrin (böcek kovucu kimyasal) içeren yataklar ve cibinlik kullanılmalı ve mümkün olduğunca kapalı giysiler giyilmelidir.

İdrar yolu enfeksıyonu

İdrar normalde sterildir ve herhangi bir mikrop içermez. Hamilelerde görülen E. Coli enfeksiyonu sistite yol açar. Özellikle diyabetli ve hijyene dikkat etmeyen anne adayları risk altındadır. Sık sık çok az miktarda idrara çıkmak, idrar yaparken ağrı ve yanma görülen bulgulardır. İlerlemiş enfeksiyonlarda kasık ağrıları, ateş, bulantı ve kusma görülür. Böyle bir durumda doktora başvurarak, idrar tetkiki ve kültürü yapılarak etkene yönelik antibiyotik kullanımı önerilir.

Korunma ve tedavi

Bol su içmek, idrarı uzun süre tutmamak, tuvalette genital bölgeyi önden arkaya doğru temizlemek ve cinsel ilişkide hijyene dikkat etmek idrar yolu enfeksiyonunu önler. Hamilelikte şeker kontrolleri yaptırmak, hijyenik bir seks hayatı, sık antibiyotik kullanmama ve toplu kullanılan havuz, tuvalet vb. etkenlere dikkat etmek vajinal enfeksiyonu önler.

Alerjiler

Hamilelikte de alerjiler görülebilir. Özellikle bahardan yaza geçiş döneminde polen alerjisi fiziksel olarak rahatsız edebilir.

Korunma ve tedavi

Eğer daha önceden astım veya alerji öyküsü yoksa herhangi bir önlem almaya da gerek yoktur. Fakat şikayetler gelişecek olursa mutlaka doktora başvurmak gerekir. Anne adayının önceden bilinen bir hastalığı varsa; hamile olduğunu öğrendiği an hemen kontrole gitmesi, ilaçlarını düzenli kullanması, sigara içmemesi ve ev içi ortam temizliğine dikkat etmesi gerekir. İlaçların kesinlikle kesilmemesi lazımdır. Alerji ilaçlarının bazıları hamilelik döneminde kullanılmaz. Bu dönemde hangi ilaçların nasıl kullanılacağına doktorun karar vermesi ve hastanın da buna uyması şarttır.

Ödem

Hamileliğin ikinci yarısı sıcak yaz günlerine gelen anne adaylarının ayaklarında ödemler görülebilir. Ödem çoğu zaman hafife alınsa da, bazen önemli bir nedenden de kaynaklanıyor olabilir. Dinlendikçe geçmeyen ve gittikçe artan ödemlerde doktora başvurmak gerekir.

Korunma ve tedavi

Anne adayları ayak şişmelerini azaltmak için; akşamları ve mümkünse öğleden sonraları 30-60 dakika uzanmalıdırlar. Uyurken ayaklar yüksekte tutulmalı ve yatakta ayak ucuna havlu ya da battaniye konarak uyunmalıdır. Günlük hayatta rahat ve sıkmayan ayakkabılar tercih edilmelidir.

Çocuklarda...

Yaz iştahsızlığı

Çocuklar yaz aylarında hem sıcaklıkların artması hem de daha fazla efor harcamaları nedeniyle normalden daha fazla sıvı alırlar. Aynı zamanda suyu yemek öncesinde veya olur olmadık zamanlarda içerler. Bu durum zaten küçük olan mide kapasitesini de etkileyerek çocukların iştahlarını kapatır. Ayrıca dışarıda zaman geçirmekten keyif alan çocuklar eve gidip yemek yemek istemeyebilirler.

Korunma ve tedavi

Çocuklarda oluşan iştahsızlığı azaltmak için anne-babaların çocuklara yemek yerken çok fazla uyarı yapmaması ve ısrarda bulunmaması gerekir. Ailece yemek yerken farklı yemekler yenmemelidir. Çocukla aynı yemekleri yemek, yemesini kolaylaştırır. Çocuğun tabağına konulan yemeğin miktarı çok önemlidir. Yiyebileceği kadar yemek konulmalıdır ve yemeği bitirme hazzı yaşamalıdır. Ayrıca önemli olan bir diğer nokta; çocuğun ne kadar yediği değil nasıl gıdalar yediğidir. Özellikle iştahı az olan çocuklara besin kalitesi yüksek gıdalar verilmeli ve kesinlikle miktar için zorlama yapılmamalıdır, bunu çocuğun belirlemesine izin verilmelidir.

İshal

Artan sıcaklıklarla birlikte çocuklarda görülen ishaller de artış gösterir. İshale neden olan pek çok durum mevcuttur. Bunların başında mikrobik ishaller gelir ki yaz ishalleri de bu gruptadır. Yaz aylarında artan sıcaklıklarla beraber gıdaların içindeki mikroorganizmaların çoğalması hızlanır. Seyahatlerin artması, beslenme düzeninin değişmesi ve artan sineklerin besinler arasında mikropları bulaştırıcı etki göstermesi nedeniyle yazın ishal şikayetleri daha da artar. İshal vakalarında önemli olan çocukta görülen diğer belirtilerdir. Eğer ishalle birlikte çocukta düşmeyen yüksek ateş ve günde 10 kereden fazla kusma varsa vakit kaybetmeden doktora götürülmelidir.

Korunma ve tedavi

Çocuklara temiz su içirilmelidir. Suyun temizliği konusunda emin olmak için, en az 10 dakika kaynatılmalı ve oda sıcaklığına geldikten sonra içirilmelidir. Bebeklerin banyo sularının da temiz olup olmadığına dikkat edilmelidir. Banyo suyu da yine 10 dakika kaynatılabilir. Çocukların el temizliğine dikkat edilmelidir. Yemek yemeden önce ve tuvaletten çıktıktan sonra ellerin yıkanması alışkanlık haline getirilmelidir. Yiyeceklerin taze olmasına ve paketlenmiş olarak satılan yiyeceklerin de üzerindeki son kullanma tarihinin geçmemiş olmasına dikkat edilmelidir.

Taze meyve ve sebzeler yıkanmadan yedirilmemelidir. Et, balık ve deniz ürünleri iyice pişirilmelidir. Peynir, yoğurt ve dondurma gibi ürünlerin pastörize sütten yapıldığına emin olunmalıdır. Sokaktan yiyecek almamaya dikkat edilmelidir. Tedavide esas olan; kusma ve ishal yoluyla kaybedilen sıvı ve tuzların, ağız yoluyla hastaya verilmesi ve neden olan mikroba karşı antimikrobiyal tedavinin birlikte uygulanmasıdır. Ağız yoluyla gerektiği kadar sıvı verilemezse, çocuk hastaneye yatırılarak damar yoluyla tedavi edilebilir.

İsilik ve pişik

Henüz tuvalet alışkanlığı edinmemiş bebeklerde, isilik ve bez bölgesinde pişik gibi cilt hastalıklarında ciddi bir artış gözlenir. Bebeklerin cildi, yetişkin cildine oranla daha hassas olduğundan, sıcakların da etkisiyle bez değiştirme ve alt temizliği konusuna daha fazla özen göstermek gerekir. Bezin oluşturduğu havasız ortam, nemlilik, idrar ve dışkının ciltle teması gibi etkenler hassas bebek cildinin tahriş olmasına neden olur.

Korunma ve tedavi

Bir bebeğin altının ortalama günde en az 7-8 kez değiştirilmesi gerekir. Özellikle yenidoğan döneminde sık sık dışkılama yapması nedeniyle; her 2 saatte bir, bazense emzirdikten 10-15 dakika sonra altı temizlenmelidir. Eğer yıkanabilen kumaş bezler kullanılırsa, bebeğin altının çok daha sık aralıklarla değiştirilmesi gerekir. Temizlik işlemi yapıldıktan sonra 2-3 dakika kadar bez bağlanmadan popo bölgesinin hava alması sağlanmalıdır. Daha sonra pişik kremi, eğer yoksa zeytinyağı gibi deriyi yumuşatıcı bir yağ sürülebilir.

Güneş çarpması ve yanığı

Sıcakların artmasıyla birlikte güneşin zararlı olan UV ışınlarının yeryüzüne ulaşma yoğunluğu da artar. Ozondaki delinme, güneşin cilde vermiş olduğu zararlı etkileri arttırır.

Korunma ve tedavi

Güneşin zararlı ışınlarından dolayı çocukların yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmadan asla güneşe çıkmaması gerekir. Çocuklar dışarıya çıkarılırken kullanılan güneş kremleri, ultraviyole ışınlarını yüzde 98'e varan ölçüde azalttığı için D vitamini eksikliğine neden olabilir. Bu yüzden güneşten koruma faktörü SPF 50 olanlar kullanılmalı, diğer yandan da çocuklara doktor tavsiyesiyle D vitamini verilmelidir. Özellikle 6 ayın altındaki bebeklerin güneş ışığına direk maruz kalmaması gerekir.

Gölge yerler (ağaç altı ve şemsiye gibi) tercih edilmelidir. Güneşe çıkmadan yarım saat önce krem sürülmelidir. Güneş çarpmasından çocukları korumak için; havuz başında ya da kumsalda oynanan oyunlar 15 dakikadan uzun sürmemeli, uzun sürecek oyunlarda çocuğa bol sıvı verilmelidir. Açık renkli ve teri emen giysiler giydirilmelidir.

Sinek ve böcek ısırmaları

Açık havada olan çocuklarda böcek ve sinek ısırması daha sık görülür.

Korunma ve tedavi

Böceklerin sıklıkla bulunduğu su birikintilerinden ve çiçek bahçelerinden uzak durulması gerekir. Arı ve böcek ısırmasından sonra kızarıklık ve kaşıntı 24 saat içinde geçiyorsa bu durum karşısında telaş edilmesine gerek yoktur. Negatif basınçlı pompalarla; arı, akrep ve yılan sokmalarında oluşan zehir alınabilir. Ayrıca reaksiyon yerinin şişmemesi için buz uygulanmalı ve alerjiye karşı bir losyon sürülmelidir. Ancak alerjik bir durum varsa (çocuğun yüzünde ve gözlerinde şişmeler) hiç vakit geçirmeden doktora başvurulmalıdır. Böyle durumlarda hastane şartlarında ağızdan alınan ilaçlarla, serumla ya da iğne yapılarak anti-alerjik ilaç tedavisi uygulanır. Ayrıca, pencereler ince tül storlarla kaplanabilir ve cibinlik kullanılabilir.

İdrar yolu enfeksiyonu

Havuzlardan ve su kaydıraklarından çocukların enfeksiyon kapma olasılığı çok yüksektir. Özellikle başta mide-bağırsak enfeksiyonu olmak üzere pek çok mikrop havuzlardan bulaşır.

Korunma ve tedavi

Havuz suyunun yutulmaması ve tuvaletten çıktıktan sonra ellerin bol suyla yıkanması gerekir. Havuza girmeden önce çocukların mutlaka duş alması gerekir. Havuzdan kapılan enfeksiyonların; küçük çocuklarda, yaşlılarda, hamilelerde ve bağışıklık sistemi düşük kişilerde daha ağır geçirildiği unutulmamalıdır.

Düşme ve çarpmalar

Bisiklet, paten, basketbol ve futbol gibi etkinliklerde kimi zaman düşme ve çarpmalara bağlı travmalar görülebilir.

Korunma ve tedavi

Bu gibi aktiviteler için çocukların başlık, dizlik, bileklik ve dirseklik gibi koruyucular kullanması, olası kaza sırasında travma şiddetini belirgin ölçüde azaltır. Çocuklara basit ilkyardım eğitimleri vermek de kendini korumasını sağlayacaktır. Travma sonucu kanama varsa, çocuk en yakın sağlık merkezine götürülmelidir.

Dış kulak iltihabı

Yazın suda uzun süre vakit geçiren çocukların kulağına su kaçabilir. Suda bulunan bakteriler iltihaba neden olabilir. Sıklıkla kulak içinde kaşıntı, tıkanıklık, ağrı ve kimi zaman ateş görülebilir.

Korunma ve tedavi

Çocuklar havuza girmeden önce kulaklarına su kaçmaması için kulak tıpası kullanmalıdırlar.

Hazırlayan: BAŞAK DOĞRU

ARKADAŞINA GÖNDER
Hamilelerde ve çocuklarda yaz hastalıkları
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA