22 Aralık, Mayaları haksız çıkartan yeme içme günü olsun

Aylardır süren Maya takvimi curcunası, bugün itibariyle sona erdiğine ve hepimiz Mayaların savının tersine kıyamet gününü görmeden yaşamaya devam ettiğimize göre bugün hayatın tadını çıkartacak önerilerim var. Sizi bilmem, ama ben hakikaten son birkaç haftadır sürekli gündemi meşgul eden bu '21 Aralık dünyanın sonu' hikayelerinden çok sıkıldım. Dünya yerle bir olacak, bir Şirince, bir de şimdi aklıma bile gelmeyen filanca ülkedeki falanca belde ayakta kalacak, orada olanlar yaşamlarına devam edecek, geri kalan herkes terk-i dünya olacak zırvaları arasında gerek sosyal medya gerek yazılı basın sürekli konuyu işledi durdu. Yeme içme dünyası da bu konunun kıyısından olaya dahil oldu. Cennet menüsü, kıyamet tatlısı, ahiret şerbeti yapan müesseseler gördüm, ağzım açık kalarak. Her şey bir pazarlama döngüsü içinde gidiyor tabii ki 21. yüzyılda, ama hani bazen "Bu kadar da olmaz," denilen anlar var ya, işte ben o anları yaşadım yapılan komiklikleri görünce. Bonfileden yapılan cennet kebabı, sebzeli kıyamet çorbası, ateş pilavı, yasak elma tatlısı, yemek üzerine de sıcak Maya çikolatası, 21 Aralık menüsü olarak internette dolaştı durdu. Madem bugün 22 Aralık ve çok şükür ki Mayalar haksız çıktı, o zaman ben de bugünü 'Mayaları haksız kılan yeme içme günü' ilan etmek istiyorum. Madem hayattayız, o zaman bu hafta sonu da dünya için yaşayalım, yiyelim, yaşamın tadına varalım.

Bugün ne yiyelim?
Ezogelin çorba içelim ya da süzme mercimek... Havalar soğuk, önce bir içimiz açılsın.
Ya da şöyle bir güzel düğün çorbası içelim tadı kıvamı yerinde. İsteyene şifa niyetinde şehriyeli tavuk suyuna çorba içelim, bol limon da sıkalım içine...
Bugün mantı yiyelim, üzerinde hafif sarımsaklı bir yoğurt ve biraz da acılı domates sosu olsun.
Bugün şöyle güzel bir çökertme kebabı yiyelim, patatesleri incecik kıtır kıtır olsun, üzerindeki eti yaprak şeklinde yumuşacık ağızda dağılsın, domates sosuna biraz da yoğurt katalım, pul biberle kuru naneyi de eksik etmeyelim.
Zeytinyağlı yaprak sarma yiyelim, iç harcı hafif ıslak ve şekeri tam kıvamında olsun, ağzımıza attığımızda lop lop ardı ardına yuvarlayalım birer birer mideye.
"Zeytinyağlı beni kesmez," diyenlerdenseniz, o zaman şöyle güzel bir etli yaprak sarma yiyelim. İsteyene pazı sarma da olur, hatta nefis olur.
İskender kebap yiyelim, tabağın altında pideler hafif yağı çekmiş olsun, üzerine et dönerden yapraklar serilsin, tabağın köşesinde hafif bir köz patlıcan kolluk kuvveti gibi dursun yoğurtla domates sosa, onlara da lezzetli bir turşu eşlik etsin.
Şöyle güzel bir kısır yiyelim; ekşisi, salçası, maydonozu yerinde, kıvamında kararında...
Nefis bir Ege otları kombinasyonu yiyelim; cibesi, radikası, ebegümeci, şevketibostanıyla beraber...
Hamsili pilav yiyelim; tepsiye tek tek dizilmiş denizlerimizin en verimli balığını tepsiye itinayla dizip fırında pişirelim
Hünkar beğendi yiyelim; patlıcanı kıvamlı ve lezzetli, tas kebabı ağızda dağılan yumuşacık olanından...
Profiterol yiyelim, çikolata sosu akışkan, lokmalar ağızda dağılan cinsinden...
Nefis bir baklava yiyelim, üzerindeki çıtırını ters çevirip üst damağımıza yapıştıralım, lezzeti ağız dolusu yaşayalım...
Fırın sütlaç yiyelim, içi kımıl kımıl hareketli, üzerinde kıvamında yanıklığı, tadı akılları baştan çıkartan sütlü tadıyla bizi başka diyarlara götürsün.
Pekmezli armut tatlısı yiyelim. Tam da mevsimi güzel armudun. Kış geldi mi, sofradan tahin pekmezi de eksik etmeyiz zaten, birlikte lezzete farklı bir boyut getirelim.
Künefe yiyelim, içindeki peyniri keserken uzasın, yerken dilimize dolansın, üzerine hafif de kaymak koyalım ki yaşadığımızın farkına varalım şu üç günlük dünyada. Bana kalırsa bu liste uzar gider. Şimdi siz bana söyleyin, bugün madem hayattayız, canlıyız ve yaşamın tadına varabiliyoruz, bugün dünya için ne yiyelim? Öneri ve görüşlerinizi benimle www.twitter.com/arda_turkmen ya da www.facebook.com/ardaninmutfagi adreslerinden mutlaka paylaşın. Hepinize tarifini verdiğim pazılı börek ile lezzetli bir hafta sonu dilerim.

Pazılı mantarlı börek
Malzemeler:
2 demet pazı
2 adet pırasa
100 gr. mantar
4 yemek kaşığı zeytinyağı
4 adet yufka
Zeytinyağı-su karışımı
1 adet yumurta
3 yemek kaşığı yoğurt
Muskat rendesi
Pul biber-tuz-karabiber

Hazırlanışı:
Bir tavada bir yemek kaşığı zeytinyağını kızdırın. İnce kıydığınız pırasayı koyup, yumuşayıncaya kadar çevirin. İnce doğranmış mantarları ilave ederek, bıraktığı suyu çekene kadar kavurmaya devam edin. Mantarlar suyunu çekince, ince kıydığınız pazı yapraklarını tavaya ekleyin ve yapraklar sönüp yumuşayıncaya kadar pişirmeye devam edin. Muskat rendesi, pulbiber, tuz ve karabiberle baharatlandırarak bir kenarda soğumaya bırakın. İç harç soğurken yufkaları hazırlayın. Tezgaha bir yufkayı serin. Üzerini bir fırça yardımıyla zeytinyağı ve su karışımıyla ıslatın. Diğer yufkayı üzerine koyun. Kenarlarını keserek köşeli biçime getirin. Daha sonra yufkayı iki adet dikdörtgen elde edecek şekilde bölün. Diğerini de aynı şekilde hazırlayın. İki katlı dört adet yufka yatağınız hazır. Yufkanın iki tarafında da birer parmak yer kalacak şekilde, bir kesici yardımıyla orta kısımlarına kesikler atın. Her bir parçaya hazırladığınız içten koyup bastırarak yayın. Uzun tarafından başlayarak rulo haline getirin. Kenarına sulu zeytinyağ karışımından sürerek yapıştırın. Bir ucundan başlayarak yuvarlayın ve diğer uca geldiğinizde, diğer parçayı kaldığınız yerden devam ettirerek, gül böreği gibi etrafına sarın. Bu şekilde hepsini bitirin. İki yumurta sarısı ve beşaltı kaşık yoğurdu karıştırın. Yufkaların üzerine sürün. 180 derecede ısıtılmış fırında üstü kızarana kadar pişirin.