En duygusal gösterim: 55 yaşında yaşamını yitiren yönetmen Ahmet Uluçay'ı bize hatırlatan
Tepecik Hayal Okulu belgeselinin gösterimine eşi ve oğlu da katıldı. Filmin sonunda gözyaşlarına kimse hakim olamadı.
En uzun jüri: Seyfi Teoman İlk Film Jürisi'nin üyeleri Jan Ole Gerster, Taner Birsel ve Seren Yüce'nin ortalama uzunlukları 1.90 cm desek...
En meşakatli yolculuk: Beyaz Gölge'nin oyuncusu filmini ilk defa festivalde izledi. Filmi izlemek için Tanzanya'dan geldi
.
En 'rahat' film ekibi: Bazı anlar unutulmuyor.
İnceldiği Yerden Kopsun filminin ekibinin rahat tavırları da bu festivalin unutulmazlarındandı. Gösterim öncesi sinemanın fuayesinde şarkı söylemeleri, söyleşi sırasında sahnede çömelmeleri... Eee ne de olsa onlar 'inceldiği yerden kopsuncu'...
Merdivenin en çok anıldığı filmler: Tamam
Büyük Budapeşte Oteli'ni ilgi yoğunluğu nedeniyle birçok seyirci merdivende izledi. Ama bir başka fenomen film daha vardı:
Ida. İlgi nedeniyle merdivenler yine koltuk yapıldı.
En sadık seyirci: İstanbul Modern'deki 'Bu İkiliye Dikkat' bölümüyle ilgili panellere katılanlar o seyirciyi gayet iyi biliyor. Panelleri hiç sektirmedi ve her panelde soru sordu. Bu sinefil bizce festivalin en sadık seyircisiydi.
En yeni film: Muhsin Bey... Film o kadar yenileşmişti ki yönetmeni Yavuz Turgul da "Bu benim filmim değil galiba" diyerek şaşkınlığını dile getirdi!
En 'duyarlı' istek: Festivali düzenleyen İKSV'ye yapılan en çok istek 'Kataloğunuza film başından jenerik bitene kadar telefonlara bakılmaması, ayağa kalkılmaması konusunda uyarı yazın' şeklindeydi. Görülüyor ki telefon hâlâ sorun!
En tatlı sunum: Baba olmak festivallere katılmanın önünde engel değil.
Düzmece Dava filminin yönetmeni Andreas Johnsen İstanbul'a çocuğu ile geldi ve filminin söyleşisine de kucağında oğluyla katıldı.
En tarihi film: Manaki Kardeşler'in filmleri... Ama özellikle de
Büyükanne Despina. Çünkü 1900'lerin başında çekilen bu filmde görülen yaşlı kadının film çekildiği sırada 104 yaşında olduğunu öğrendik. Kabaca 1800'lerin başında doğmuş bir insanı ilk defa beyazperdede görmüş olduk. Kelimenin tam anlamıyla tarihi bir andı.
En renkli gala: Maria Binder'in yönettiği
Trans X'in Atlas'taki galası unutulacak gibi değildi. Galanın coşkusu İstiklal Caddesi'ne kadar yansıdı.
En çok FOTOĞRAFI çekilen sinemacı: Bir Ayrılık,
Geçmiş gibi filmleriyle Türkiye'de hatırı sayılır hayran kitlesi olan İranlı yönetmen Asghar Farhadi İstanbul'a bir geldi pir geldi. Festivalin en sevilen sinemacı oldu. Neredeyse her gören onunla fotoğraf çektirdi. Selfie'leri Twitter'da uçuştu!
En soğuk duş etkisi yapan söyleşi: Hapishane filmi
Yüksek Risk'in gösterimi sonrası Jonathan Asser sahnede
. Sunumda kendisinin 12 yıl hapishanede kaldığı söylenince salon birden buz kesti. Tabii mahkum zannedildiği için. Sonradan onun hapishane terapistliği yaptığı söylendi de durum normale döndü.
En komik sahne: Aşk Bilmecesi filminin bir sahnesinde Audrey Tautou'nun tüm sevimliliği ile Çince konuşmaya başlaması gösterim sırasında seyircinin kesintisiz gülmesine neden oldu. Bir noktadan sonra kimi seyirciler karnını tutmaya başladı.
En katılımcı yönetmen:
Sessizlerin Sesi filminin yönetmeni şapkalı Maximon Monihan tam bir festival kurdu çıktı. Film gösterimlerini hiç kaçırmadığı gibi düzenlen bütün partilere de katıldı.