Haçlı zihniyeti bitti zanneden fena yanılır.
1071'in, 1453'ün, 1915'in, 1922'nin rövanşını almak için yanıp tutuşmadıklarını düşünmek saflık olur.
Bunları diyorum diye düşmanlık beslediğimi sakın kimse düşünmesin.
Düşmanlık besleyenin kimler olduğu, gizli gizli ne hesaplar yapıldığı malum.
Akif'in,
"Yumuşak huyluysam uysal koyun değilim" sözünün zihnimizde diri kalması isteğim.
Düne ve bugüne bakıp, madalyonun üzeri örtülü yüzüne ışık tutunca bakın neler görülüyor...
Ne hikmetse tüm kara bulutlar
Osmanlı topraklarının üzerine çöreklenmiş, dağılmak bilmiyor!
Her nasıl oluyorsa terör örgütleri, bu coğrafyada hortluyor,
biri bitmeden diğeri ışık hızında doğuyor.
tesadüf mü?
Müslümanların kan ve gözyaşı dinmiyor, huzur bu diyarlara uzun yıllardır uğramıyor, uğratılmıyor!
Masa başında cetvelle çizilen haritalara hapsedilen ülkeler uzaktan kumanda edilebilmek için içeriden ve dışarıdan kuşatılıyor.
Kardeşlik bağlarını koparmaya güdümlü fitne tohumları sürekli serpiliyor.
Batı'da kültürel zenginlik olarak lanse edilen etnik ve mezhepsel farklılıklar burada ısrarla kaşınıyor.
İç savaşlar, darbeler, terör olayları, siyasi, ekonomik ve diplomatik krizler eksik olmuyor.
Tüm bunlar bizim sınırları Batı'ya doğru geçince bıçak gibi kesiliyor.
Tesadüf mü?..
Osmanlı yıkılsın diye yapmadığını bırakmayan, sonrasında ise o topraklara sözde demokrasiyi getirmek için yanıp tutuşanlar nereye elini attıysa orayı yangın yerine çevirdi.
AKLIMIZLA ALAY EDİYORLAR
Yaşanmayan acı, çekilmeyen dert kalmadı; her türlü dert geldi, tek demokrasi gelmedi.
Bir de giden petrol, doğalgaz var tabi.
Gitmeyen ise bir tek onlar ve kirli hesapları!
Sadece sömürmekten de ibaret değil mesele, bu toprakların yönetimini bu toprakların sahiplerine bırakmamak asıl dertleri.
Aklımızla nasıl da alay ediyorlar, bu coğrafyanın kaderiyle nasıl da oynuyorlar?
Çok iyi biliyoruz ki asıl hedefleri Türkiye. Ülkemize boyun eğdirmek için denemedikleri kalmadı.
PANZEHİR: DEVLET SEVGİSİ
Bir ülke düşünün ki bir değil, birçok terör örgütü başına musallat edilmiş.
Türkiye'den başka hangi ülke var acaba, aynı anda bu kadar terör örgütüyle mücadele eden?..
PKK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C, TİKKO, MLKP; liste kabarık!
Farklı kimliklerde, farklı taktikler uygulayan, Türkiye düşmanlığı güdenlerin taşeronu şer çetesi hepsi.
Tarihi iyi okumaz, dünü ve bugünü anlayamazsak!..
Demokrasi, düşünce özgürlüğü, insan hakları kılıfı geçirilerek bize yutturulmak istenenlere kanarsak!..
Algı operasyonlarına inanırsak!..
Muhalefet yapma hakkını devleti zafiyete uğratma, birlik ve beraberliğimizi sarsma pahasına kullanırsak...
Çocuklarımızın geleceğine, istiklalimize ve istikbalimize en büyük kötülüğü yapmış oluruz.
Türkiye merkezli Osmanlı topraklarında tezgahlanan oyunların ve ardındaki hesapların şifrelerini çözersek...
1950'li yıllardan beri körüklenen iç çalkantılar, sokak olayları, darbeler, siyasi ve ekonomik krizler ile terör örgütleri üzerinden ülkemizde oynanan kirli oyunu da çözmüş oluruz.
Gazeteci Hasan Tahsin'in ilk kurşunu attığı İzmir'in gazeteci bir evladı olarak, bekamız için bunları söylemek boynumun borcu.
Bu oyunun panzehiri ise devlet sevgisi.
Devletimize sıkı sıkıya ne kadar sarılırsak, bir ve diri olursak, bizimle hesaplaşanlara cevaplarını vermiş oluruz.
İşte tüm mesele bu...