İzmir'de taraftarının karşısına şampiyon apoletiyle ilk kez çıkan Göztepe'nin Altınordu ile oynadığı hazırlık maçından sonra kendimi Güzelyalı sahiline attım. Baktım maçtan gelen gençler deniz kenarında hararetli bir sohbetin içine dalmış. Gazetecilğin vermiş olduğu merakla gençlere kulak misafiri oldum. Hazırlık maçı da olsa Süper Lig takımı Göztepe'nin, Altınordu'ya 3-1 yenilmiş olması haliyle taraftarların morallerin bozmuş ve sinirler gerilmişti. Yanlarına yanaşayım mı, yanaşmayım mı diye düşürken konu Göztepe olunca dayanamayarak yanlarına gittim.
SAHİLDE YAKALANDIK
İçlerinden biri beni hemen tanıdı. "
Abi sen Çağatay değil misin?" diye sordu.
Bülent abi, Burak, Umut, Serkan, Eryal, Yiğit kardeşlerim başladı konuşmaya. "Klasik biz oyun sistemi ve bu kadroyla ilk maçta Fenerbahçe'den fark yeriz. 15-16 yaşındaki Altınordulu çocuklar bize sahayı dar etti. Adis'i geçtik, takım diye bir şey yoktu sahada. Biraz Ghilas, biraz Castro kendini gösteren isimlerdi. Ancak defansın hali bize yetersiz geldi.
Biz bu oyun mantalitesiyle küme düşeriz..." Ne diyeceğimi şaşırdım. Ama şunu her zaman olduğu gibi söylemeye çalıştım arkadaşlara. "Umudun olmadığı yerde Göztepe'nin adı umut olmaya yeter. Kimsenin şans vermediği Göztepe şampiyon olmayı başardı." O yüzden gönül verdiğiniz takımınıza biat edin ve tribünden her zaman için destekleyin. Çünkü burası Göztepe, gerisi yalan. Yolun açık, şansın bol olsun Göztepe.