Eğitimin duayen isimlerinden Bilfen Eğitim Kurumları'nın kurucusu Osman Öztürk, gelişen teknolojiyle birlikte eğitimde de dijital çağa geçildiğini söyledi. Yüz yüze eğitime her zaman ihtiyaç olsa da teknoloji kullanımında öğrencilerin daha istekli ve motive olduklarını belirten Öztürk, "Gelecekte bireyselleştirilmiş öğretim ön plana çıkacak. Bu doğrultuda öğretmenlerin tam donanımlı olması için kendilerini hem teknolojik, hem pedagojik, hem de eğitim öğretim ile yabancı diller konusunda çok iyi yetiştirmesi gerekiyor" dedi. Eğitim sektöründeki gelişmeleri değerlendirerek önemli öngörülerde bulunan Öztürk, özel okul serüvenini ve 1988'de kurduğu Bilfen'in öyküsünü SABAH'la paylaştı.
Eğitim serüveniniz nasıl başladı?
1972'de Özel Otelcilik Turizm Meslek Lisesi'ni devralmamla eğitim sektörüne girmiş oldum. Öğretmen kökenliyim. 1988- 1989 eğitim-öğretim döneminde Bilfen adıyla ilk özel okulumuzu açtık. O zaman 45 öğrenci vardı.
Bilfen markasıyla 27 yılı geride bıraktınız. Nasıl bir gelişim gösterdiniz bu süreçte?
Bilfen'in bugün 28 anaokulu, 12 ilkokul, 11 ortaokul ve 9 lisesi var. Yıllardır ekip arkadaşlarımla beraber yaptığımız işin öneminin ve ciddiyetinin farkındalığı ve başarılarla büyüyen yeni nesiller için her yıl büyük hedeflerle yolumuza devam ediyoruz.
Hiç zorlanıp da bu işten vazgeçmeyi düşündüğünüz zamanlar oldu mu?
Elbette çok üzüldüğümüz zamanlar oldu. Ama vazgeçmek aklımın ucundan bile geçmedi. Acımasızca yaratılmaya çalışılan haksız rekabet ortamları, dürüstlükten uzak yaklaşımlar ve söylemler bizi incitti. Biz eğitimcilerin hem şimdi, hem de gelecekte yaptığımız iş konusunda daha hassas ve doğru işler yapıyor olmalıyız diye düşünüyorum.
ÖZEL OKULLARIN ORANI ARTACAK
Türkiye özel okul alanında nasıl bir noktada?
Türkiye'de ilk Bilfen'i açtığımızda özel okul oranı yüzde 1-1.5 aralığında iken, bugün yüzde 2.7-3 aralığına geldi. Özel okul adına yavaş büyüme görülse de, bundan sonra çok daha hızlı bir süreç bekliyoruz. Eğitim dünyasında ihtiyaçlar doğrultusunda beklentiler artıyor. Bu hızlı değişim sürecinde, sınav sistemlerinde yapılmaya çalışılan iyileştirmelerle, öğretimde kullanılan akıllı tahta, İ-pad gibi teknolojik yatırımlarla devlet okullarının eğitim kalitesi artırılmaya çalışılıyor.
Eğitimde dijital çağdayız. Teknolojik olarak öğretmenler yeterli donanıma sahip mi?
Sadece bilgiyi aktaran değil, yeni ufuklar açabilen eğitimcilerin rol model olması gerekiyor. Öncelikle öğretmenlerin, teknolojik alt yapılarını kuvvetlendirmesi gerekiyor.
EMİN ADIMLARLA BÜYÜMEK İSTİYORUZ
Başarınızı tek cümleyle nasıl özetlersiniz?
Eğitim ciddi bir iştir, bilmekten öte ona gönül vermek gerekir her zaman.
Özel okullar kısa zamanda çok fazla şube açıyor. Siz nasıl bir büyüme stratejisi uyguluyorsunuz?
Bilfen çok temkinli adımlarla büyüyor. Eğitim kalitemizi bozmadan, kendimizi güçlendirerek istikrarlı bir büyüme gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken, özellikle eğitim standardımızı korumak adına, kendi kadrolarımızı yetiştirerek idari ve öğretmen ekibimizi oluşturuyoruz.
14 BİN ÖĞRENCİYE ULAŞACAĞIZ
Yola çıkarken hedefiniz neydi? Buna ulaştınız mı?
Hedefimiz her kademede 6 sınıfı olan bir ilköğretim okulu ve lise ile hizmet vermekti. Özellikle velilerimizin samimi geri bildirimleri hedeflerimizin yükselmesine neden oldu. Gelecek yıl açılacak kampuslarımızla birlikte yaklaşık 14 bin öğrencimiz olacak.