Başbakan Binali Yıldırım dün Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaretinde bankalara yönelik önemli açıklamalarda bulundu:
Bakın bankacıları uyarıyorum. Lütfen reel sektörün sesine kulak verin kardeşim. Tefeciliği bırakın, gerçek ekonomiye dönün. Yarın bir gün ekonomiye kaynak aktarmaya çalışacaksınız, ama geç olacak. Duyduğunuz her haber üzerine, 'aman biraz daha teminatları, faizleri artıralım'. Bu akıllı insan işi değil. Yok etmeyi değil yaşatmayı hedef alın.
Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız ya da bunu size yaptırırız. Fırsat ekonomisine asla ve asla müsamaha edemeyiz. Lütfen daha uzun vadeli, daha kalıcı projelere destek verin. Dedikodularla hareket etmeyin, yeniden yapılandırmalarda fırsatçılık yapmayın. Ekonomi ile ilgili zerre kadar sıkıntımız yok. Bütün göstergelerimiz en güçlü ülkelerden daha iyi.
Sizin kazanmanız ülkenin, geleceği için tek başına bir şey ifade etmez. Ülkenin geleceği için az kazanacaksınız, sanayiciye, işadamına, tarıma kaynak aktaracaksınız. İşin kolayına kaçıyorlar. Efendim işte 3 kat, 5 kat teminat. 1 liralık borcu 3'e çıkararak, fırsatçılık yapıyor. Türkiye ekonomisinin görünümü ile bankaların görünümü örtüşmüyor.
PARANIN TURŞUSUNU MU KURACAK?
Bu arkadaşların hepsini toplayacağız, bir kez daha uyaracağız. Bizim de elimizde araçlarımız var ama biz istiyoruz ki ekonomi kendi kurallarıyla çalışsın. İşler kendi kendine yürüsün. Bu birinci tercihimiz. Olmazsa bizim de kendimize göre araçlarımız var, tedbirlerimiz var. Ülkenin genel şartları olumsuza giderse bankalar çok kazanırsa neye yarar. Onlar burada yaşamıyor mu, turşusunu mu kuracak paranın?
RİSKLİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORLAR
Bütün ekonomik göstergeler birçok ülkenin çok üstünde olmasına rağmen, bir takım siyasi mülahazalarla, önyargılarla Türkiye'nin risk grubunda, istenmeyen bir yerde gösterilmeye çalışıldığına dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi: "Buradan finans çevrelerine söyleyeceğim bir şey var: Türkiye'de sanayide sıkıntı yok. Tecrübe birikimi haddinden fazla. Teknoloji derseniz, her türlü teknolojiye sahibiz. Ama finansman noktasında bu değerlendirme kuruluşlarının ve bankalarımızın dış partnerlerinden kaynaklı bir haksız tereddüt var. Aşırı itiyatlı hareket ediyorlar. Bu da bizim ekonomimize, büyümemize zarar veriyor."