MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, 15 Temmuz darbe günü MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. Darbenin olduğu gün kendisi de sokaklara çıkıp, darbecilere karşı mücadele vermiş bir işadamı ve dernek yöneticisi olarak, hain darbe girişiminde nelerin yaşandığını ve sonrasında alınan kararları SABAH'a anlattı. Kaan,
"Bizler hem şahıs hem aile olarak daha önce darbelerden çok çekmiş insanlarız. Bu bakımdan şahsi olarak, saat 22.00 itibaryle havaalanında ve köprüde askeri kalkışmayı görür görmez sahaya çıktım ve mücadele ettim. Ekip arkadaşlarımla birlikte İstanbul'da darbecilere karşı savaşmış bir kişiyim. Allah bir daha yaşatmasın fakat vatan savunmasını millet olarak her zaman yapacağımızı da belirtmek isterim" dedi. Kaan, MÜSİAD'ın hain darbe girişimi gecesi yaşadıklarını anlattı.
15 Temmuz darbe girişiminin öğrenilmesinin ardından MÜSİAD ne kararlar aldı?
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında hemen bir yol haritası belirledik. bir hafta içinde 8 ayrı etkinlik yaptık. Gündüzleri üretmeye, geceleri de meydanlarda direnmeye devam ettik. 15 Temmuz gecesinden itibaren, Iğdır'dan Tekirdağ'a, Hatay'dan Sinop'a kadar tüm Türkiye'de; Japonya'dan, Londra'ya, Johannesburg'dan Sydney'e bütün dünyada; tüm yurtdışı şube ve temsilcilerimizle, tüm teşkilatımızla, üyelerimiz ve ailelerimizle ayakta olduk, fiilen meydanlarda olduk. Aynı zamanda süreci bütün STK'lar ile işbirliği içinde yönetmeye ve planlı hareket gayret gösterdik. Durumdan vazife çıkardık. Daha güçlü Türkiye için deyim yerindeyse yürümüyor, koşuyoruz. MÜSİAD olarak son 4-5 yılda teşkilatımızı 2 kattan fazla büyütmüştük. 68 farklı ülkede 181 noktadayız. Enerjimizin yüzde 40'ını yurtdışına ayırıyorsak, 80'ini ayırdık. Seferberliğimizi hızlandırarak yurtdışına yoğunlaştırdık.
O tarihte siz Başkan Yardımcısı olarak neler yaptınız?
MÜSİAD yönetim kurulu olarak, 16 Temmuz sabahı olağanüstü toplandık ve bir yol haritası belirledik. Türkiye'nin en yaygın STK'larından biri olarak gerek yurtiçinde gerek yurtdışında neler yapacağımızı belirledik. Gündüz çalıştık gece nöbet tuttuk. İşimizi de nöbetimizi de bırakmadık.
MÜSİAD darbe girişiminin ardından ekonominin canlanması için neler yaptı?
Her ne kadar 15 Temmuz'un hemen akabinde piyasalar normal işleyişine geri dönmüşse de, elbette bu kalkışmanın birtakım maliyetleri oldu. Hükümetten gelen açıklamalarda ilk belirlemelere göre yaklaşık 300 milyar lira olan bu maliyetin, alt sektörlere olan etkisi de hesaba katıldığında daha da yüksek olduğunu tahmin edebiliriz. Ancak alınan tedbirlerin etkisiyle bu maliyet asgari seviyede tutulmuştur. Elbette darbe girişiminin maliyetine, meselenin siyasi ve uluslararası ilişkiler boyutunu da hesaba katarak bakmak lazım. Darbe girişiminden sonraki 2 haftalık süreçte, özellikle de 21 Temmuz itibarıyla OHAL ilan edilmesinden sonra, uluslararası basında ülkemize ilişkin kamuoyunda yanlış algıya neden olacak biçimde birtakım haberler yapıldı. Bunların objektif olduğunu söylemek, sizin de takdir edeceğiniz gibi, mümkün değildi. Çünkü devletin, çeşitli kademelerde yapılanan terör örgütü unsurlarının sistem dışarısına daha çabuk çıkarabilmesi için gerekli tedbirleri uygulamak amacıyla aldığı OHAL kararı ilan edildiğinden bu yana geçen zamanda, sosyal ve ekonomik süreçlerde hiçbir olumsuz gelişme yaşanmadı. Fakat her halükarda dünya kamuoyu bu haberlerden etkilendi. Bu nedenle biz de boş durmadık: MÜSİAD olarak, tüm ilgili ve muhataplarımıza işin gerçeğini bildiren yazılar gönderdik, yüz yüze toplantılar düzenledik. Ekonomi Bakanlığımızla yaptığımız ziyaretlerle hakikati anlattık.
DESTEK VEREN ÜLKELERE ŞUBE AÇIYORUZ
Yabancı ülkelerdeki işadamlarından MÜSİAD yönetim kurulu üyelerine darbe gecesi ne gibi destek mesajları geldi?
Ortadoğu'da, Afrika'da,
Türk Cumhuriyetleri'nde
ve Avrupa'daki
MÜSİAD
üyelerimiz lobicilik
yaptılar; oradaki insanlara,
Türkiye'deki
darbeyi anlattılar.
Dünyadaki dostlarımız,
MoU (Memorandum
of Understanding)
Anlaşması
yaptığımız kurumlar
bize Türkiye'nin
yanında olduklarını,
Türkiye'nin mazlumların
örnek aldığı ve
güvendiği bir ülke olduğunu,
dua ettiklerini
belirttiler. Şu anda
da o ülkelerde şubeler
açıyoruz ve aynı
zamanda da ticareti
artırmak için çalışmalar
yapıyoruz. Bunu
kardeşliğin bereketi
diye ifade edebilirim.
Darbe girişimi
sonrası uluslararası
kamuoyunda bir kafa
karışıklığı oluştu. Örneğin
'Siparişlerimizi
gözden mi geçirsek'
gibi sorularla karşılaştık.
İnsanımız bunlara
olağanüstü çözümler
buldu. Mesela üretim
hattından canlı yayın
yaparak bunun doğru
olmadığını gösterdiler.
Sonuçta, ümitsiz
bir tablo görmediğimizi
ifade ettik.