Önceki gün şehit cenazesinde provokatif olduğunu düşündüğüm saldırılara maruz kalması üzerine yaptığı bir basın toplantısında Kılıçdaroğlu ağzındaki baklayı çıkarıverdi: Kendi güvenliğimizi kendimiz alırız, bakın o zaman ne oluyor!
PKK'nın Vezneciler katliamının şehitleri için Fatih Camii'nde yapılan törene katılan Kemal Kılıçdaroğlu, burada protesto edildi. Cenaze sırasında bir şehit yakını Kemal Kılıçdaroğlu'nun önüne "kurşun" bıraktı, şehit yakını olmadığı ortaya çıkan iki kişi ise Kılıçdaroğlu'nu taciz etti.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun PKK ve HDP'ye verdiği destek ortadayken, kendisinin şehit cenazelerini uğurlamak için gösterdiği gayrete anlam vermek zor fakat anlaşılmaz değil. Şöyle ki Kemal Bey'in, bir süredir olgunlaştırmaya çalıştığı "siyaset dışına çıkma ve sokağı tahrik etme" planlarına bu tür provokatif protestoları fırsat bilerek meşruiyet sağlamaya çalıştığı görülmekte.
Basın toplantısında Kemal Bey'in terör örgütlerinden miras alınmışçasına "Bir kişi ölürüz, bin kişi diriliriz" sloganı atması; "Kendi güvenliğimizi kendimiz alırız" tehdidinde bulunması rastgele söylenmiş sözler değil. Kılıçdaroğlu, partisini ufaktan ufaktan yeni bir döneme hazırlıyor, şehit cenazelerinde karşı karşıya kaldığı protestoları bahane ederek CHP'yi sokağa çıkmaya alıştırıyor.
Kılıçdaroğlu'nun "Kendi önlemimizi kendimiz alırız" sözü ne anlama geliyor? CHP, "Özsavunma birlikleri" mi kuracak? Kaos siyasetini sokağa taşırarak toplumsal kargaşa mı yaratacak? CHP, yeni bir "halk ayaklanması" mı planlıyor?
Kemal Kılıçdaroğlu'nun basın toplantısı sırasında Can Dündar'ın da "Devir özsavunma devri" twetleri atarak CHP'ye yeni bir istikamet vermeye çalıştığını hatırlatalım.
Bu coğrafyada "halk ayaklanması" modeliyle girişilen değişik darbe denemeleri yok değil. Yakın dönemin "Arap Baharı" modelini bir tarafa bırakırsak; 1953'te devrilen İran Başbakanı Musaddık, üzerinde durmaya değer bir darbe modeli. Musaddık'ın, CIA ve MI6'in hazırladığı bir "halk ayaklanması"yla devrildiği ortaya çıkmıştı. CHP Genel Başkanlık koltuğuna "kaset darbesi"yle gelen, Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimlerine ortaklık eden CHP liderinin şimdiden sonra aklında darbenin dışında bir oyun planının bulunduğunu söylemek zor.
Kurtuluş Tayiz/Akşam