O müezzin benim ve benim gibi düşünenler!.. Taşlarla camlarını kırdıkları cami de toplumun değerleri!.. Kendi payıma ben tarafım bu olayda. Toplumun geniş kesimlerinin de benimle aynı kanaatte olduğunu düşünüyorum. Altını çizerek tekrarlıyorum: Bu saldırı, sadece o müezzine karşı yapılmış bir eylem değildir. Hepimize yönelmiş bir kin ve düşmanlık hareketidir. O yüzden, sadece saldırıya uğrayanı değil, milletin büyük bölümünü ilgilendiren bir dava ile karşı karşıyayız.
Devam edelim mi?.. Bazılarına abartılı gelebilir. Ancak, iddianamede sanıklara isnat edilen suçlar ve istenen ceza belli: "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, basit yaralama, hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmaya teşebbüs."
Bu yüzden ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor. Buna karşılık alay eder gibi bir savunma yapıyorlar, "Biz darbecilere destek için sala okunduğunu sandık" diyorlar ve serbest kalıyorlar. Ortada son derece ağır bir suçlama var. Ancak, sanıklar hiçbir delil ortaya koymadan sadece yaptıkları bu savunma ile serbest!
Biliyorsunuz, kısa süre önce benzer bir olay yaşandı. Hemşire Ayşegül Terzi'ye şort giydiği için tekme atan saldırgan, önce serbest bırakıldı. Sonra itiraz üzerine "halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme" gerekçesi ile yakalanıp, cezaevine gönderildi. Üstelik o saldırganın "normal olmayan, dengesiz bir kişi" olduğu iddiaları mevcut! İşte, kamuoyunun tepkisinin yoğunlaşmasına yol açan da "kin ve nefret öğelerinin" daha ağır bastığı bir olayda verilen tahliye kararları oldu.
Ayrıca, saldırıya uğrayan müezzin ve imamlar, sadece Mehmet Kuzgun'la sınırlı değil. Başkaları da var. Onları darp eden saldırganlar da serbest. Hepsi ellerini, kollarını sallayarak geziyorlar. Ben bu milletin bir ferdi olarak, İzmir'de "Türk Milleti Adına" yargılama yapan mahkemenin verdiği, Mehmet Kuzgun'a saldıranlarla ilgili kararı doğru bulmuyorum. Onlar hakkında, yeniden çıkarılan gözaltı kararını da destekliyorum.
Ayrıca, gerçekten merak ediyorum, mesela mensupları peş peşe saldırıya uğrayan Diyanet İşleri Başkanlığı ne diyor? Neden sesi çıkmıyor? Ve sadece "adalet" diyorum. Vicdanları kanatacak değil, rahatlatacak bir adalet!
Emin Pazarcı/Akşam