Önceki gün, İstanbul'daki Enerji Zirvesi'nde ortaya çıkan gelişmeler, karamsar beklentileri tersine döndürdü. Çevremizdeki en büyük ekonomik partner olan Rusya ile öyle bir fotoğraf verdik ki… Tarım ürünleri ihracatındaki daralmanın genişleyeceği görüldü. Kriz içine giren turizm sektörünün rahatlayacağı ortaya çıktı. Rusya'da yatırımları olan müteahhitlerimizi mutlu edecek gelişmeler yaşandı. Bitmedi, yetmez. Savunmadan enerjiye, uzay teknolojilerinden nükleere kadar pek çok alanda yatırım kararları alındı…
1) Dev bir proje olan Türk Akımı için imzalar atıldı.
2) Akkuyu'daki nükleer santral projesi hızlandırıldı.
3) Uzun menzilli füzeler konusunda işbirliği iradesi ortaya konuldu.
Bunlar, öyle burun kıvrılacak, yabana atılacak işler değil, son derece büyük projeler. HemTürkiye'yi, hem de Rusya'yı rahatlatacak işler! Gelinen noktada "Kim kazandı?" diye sorulursa,Rusya da biz de kazandık. Kaybeden ise ABD ve Avrupa oldu. Mutlu olmayacaklar tabii! Bütün bu gelişmeler, üç önemli gerçeği ortaya koydu:
1) Türkiye'nin, hem bölgesinde, hem de dünyada değişik alternatifleri var.
2) Bunca engellemeye, düzenlenen operasyona ve oluşturulmak istenen algıya rağmen, ayaktayız.
3) Halen büyük projeler peşinde koşuyor ve yıldızlara doğru ok atıyoruz.
Bir yandan hem içte, hem de dışta terörle mücadele ediyoruz. Daha düne kadar şehirlerde hendek kazıp, kalkışma planlayan PKK'ya kırsalda da can çekiştiriyoruz. Fırat KalkanıOperasyonu ile DAEŞ'e tarihinin en büyük darbesini vuruyoruz. Diğer taraftan da Türk Akımı gibi dev bir projeyi hayata geçirip, ilk nükleer santralımızı oluşturuyoruz. Kredi değerlendirme kuruluşları ne derse desin… Bugün, Türk ekonomisi, dünyanın en hızlı gelişen ilk 5 ekonomisi arasında.
Emin Pazarcı/Akşam