Polis şiddeti, gazetecilere tutuklama, olağanüstü hal kararları türkiye'de olunca köpürtüyorlar, kendi ülkeleri olunca görmezden geliyorlar Amerika'da siyahiler yine ayaklandı. Ferguson'dan sonra bu kez Baltimore'da tansiyon dorukta. Polis siyahileri öldürüyor, siyahiler ise ırkçı saldırılara karşı sokaklara dökülüyor. Peki Gezi olaylarında büyük rol üslenen CNN, kendi ülkesindeki polis şiddetine neden duyarsız kalıyor, polis şiddetini görüntülemeye çalışan habercilerin başına neler geliyor? İşte Sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı'nın ABD'de çıkan olaylara ilişkin analizleri ABD'DE SOKAK OLAYLARI NASIL BAŞLADI? Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında Missouri eyaletine bağlı Ferguson kasabasında 18 yaşındaki siyahi bir genç polis kurşunuyla öldürülünce protesto eylemleri başladı. Halk, polisi siyahilere yönelik ırkçı saldırıyla suçlayarak, protesto etti. PROTESTO NASIL ŞİDDETE DÖNÜŞTÜ? Ferguson eylemlerini büyüten sebep, siyahi genci öldüren polis memurunun ceza almamasıydı, kararın ardından olaylar büyüdü. Bir çok kentte polis şiddeti protesto edildi. Polis ise protestoları güç kullanarak bastırmaya kalktı, bu durum tansiyonu iyice yükseltti. BALTİMORE'A GELENE KADAR POLİS ŞİDDETİNDE NELER OLDU? Polisin siyahilere yönelik şiddeti Ferguson'la sınırlı değildi, St Lous'te sonrasında başka kentlerde siyahi zanlılar polis kurşununa hedef oldu, hatta bir çocuk parkta oyuncak tabancayla oynarken vurularak öldürüldü, geçenlerde yine siyahi bir yaşlı adam polisler tarafından sırtından 8 kurşunla vurularak öldürüldü. Son olarak Baltimore'da göz altındayken ölen siyahi gencin cenazesinin ardından bu olaylar başladı. ABD YÖNETİMİNİN TAVRI NE? Amerika Başkanı Obama, Ferguson sonrası emniyet teşkilatını eleştiren, teşkilatın içerisinde ırkçı bir oluşumdan şikayet eden bir açıklama yaptı, hatta reform vaadinde bulundu ancak ABD'de polislerin özellikle de siyahilere yönelik şiddeti devam etti. SİYAHİLERLE BİRLİKTE GAZETECİLER DE HEDEF ALINDI? Ferguson olayları sırasında görev yapan 11 gazeteci göz altına alındı, bunlardan ikisi tutuklandı. Anadolu Ajansı muhabiri Bilgin Şaşmaz da polis tarafından tartaklanmıştı. Göz altına alınan gazeteciler karakollarda hücreye atıldı sonrasında ise polislere dava açmalarının bile önüne geçildi. BALTİMORE OLAYLARI NASIL BAŞLADI? Baltimore'da da gözaltındayken hayatını kaybeden siyahi bir gencin cenazesi sonrasında olaylar başladı. Bu kez polisin sert müdahalesine halkın tepkisi de sert oldu, polis araçlarına yönelik eylemler, mağazalara saldıran, yağma yapanlar oldu. CNN'İN TAVRI NASIL? Özellikle Gezi olaylarını köpürten ABD medyası Ferguson'a yeterli duyarlılığı göstermedi. Baltimore olaylarına da öyle, göstericilerin şiddete başvurması hep ön planda yer aldı ama polisin öldürdüğü siviller, tutuklanan gazeteciler bunlar yeteri kadar sorgulanmadı. ABD MEDYASI TOPLUMSAL OLAYLARDA ÇİFTE STANDART UYGULUYOR MU? Türkiye'deki darbe girişimi eylemlerini ya da Çarli Hebdo saldırısını dünya gündemine oturtan ABD medyası, Ferguson ya da Baltimore gibi toplumsal olaylara aynı hassasiyeti göstermiyor. Bununla birlikte Müslümanlara yönelik saldırılarda da aynı tavrı sergiliyorlar. Mesela Kuzey Carolina'da Müslüman 3 öğrencinin katledildiği olay ABD medyasında sıradan bir otopark kavgası gibi gösterilmişti. BATI'NIN GENEL ANLAMDA BAKIŞI ABD'YLE PARALEL Mİ? Almanya'da Hamburg ya da son olarak Frankfurt olaylarında başta Alman medyası olmak üzere Batı medyası gerçek gazetecilik görevini yerine getirmedi. Sadece ABD değil Avrupa medyası ve uluslararası ajanslar bu tür olaylarda çifte standart uyguluyorlar. BU DEVİRDE OLAĞANÜSTÜ HAL? Amerika'da Baltimore'da 1 hafta olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu bir ilk değildi, Ferguson'da da olağanüstü hal ilan edilmişti. Ayrıca Almanya'da 2013 Kasım ayındaki Hamburg olayları sırasında da Alman polisi, bölgede olağanüstü hal ilan etmişti. Ancak Batı medyası bu uygulamaları demokratik çerçeveye sığdırdı, en ufak bir eleştiri bile getirilmedi.