Asena Erkin'in yeni rakibi Ece Erken Serkan Uçar, 6.5 aylık hamile olan eşi Ece Erken'e lüks otomobil aldı. Bebeğini kucağına alacağı günü iple çeken Ece Erken, eşinin jesti karşısında havalara uçtu. Erken, önceki gün eşi Serkan Uçar'ın sahibi olduğu galerinin yeni yerinin açılışında eşiyle birlikte gelen misafirleri karşıladı. Açılışta, Erken, doğum hediyesini erkenden alarak büyük bir sürpriz yaşadı. 890 bin Euro değerindeki beyaz Lamborghini Aventador marka otomobili doğum sonrası kendisine hediye edeceğini belirten Uçar, eşini direksiyona geçirmeyi de ihmal etmedi. Asena Erkin ve Yağmur Sarıoğlu'na rakip olan Erken 'Yalnız ben bunu kullanmaya kıyamam. Asena'nın arabasına çarptıklarını duydum. 30 bin liralık hasarı varmış, ne gerek var şimdi böyle bir şeye' diyerek herkesi güldürdü. DOĞUM AMERİKA'DA DEĞİL TÜRKİYE'DE OLACAK Doğumunu Amerika'da yapmaya hazırlanan Erken, aile büyüklerinden veto yediğini de söyledi. Erken, 'Ben çocuğumun geleceği için orada doğum yapmak istiyordum fakat eşimin ailesi ve kendi ailem bu duruma karşı çıkıyor. Burada doğum yapacağım anlayacağınız, bu duruma da en çok doktorum sevindi' dedi. Kaynak: Habertürk Tilbe 'Çirkin' olayını kapattı Yıldız Tilbe, önceki akşam Etiler'deki Sahne İstanbul'da prova yaptı. Prova sonrası Tilbe'ye, Hülya Avşar'ın geçtiğimiz günlerde jüri üyeliği yaptığı programda kendisi hakkında 'Çirkin' imasında bulunmasıyla ilgili sorular yöneltildi. Olay sonrası Avşar'a Twitter'da tepki gösteren Tilbe, 'Kendisiyle ilgili konuşmayacağım' diyerek bu kez soruları geçiştirdi. Ünlü şarkıcı, gazetecilerin ısrarlı sorularına 'Bakın çanta kafanıza geliyor!' diye esprili bir yanıt verdi. Rüşvet teklifi Önceki gece Arnavutköy'de gazetecilerle karşılaşan İvana Sert, kendisine soru sormak isteyen basın mensuplarına 'Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım; rüşvet teklif ediyorum' dedi. Caner-Asena Erkin çiftini sinirlendiren olay Gündemden hiç düşmeyen Caner Erkin ve eşi Asena, önceki gün yine Nişantaşı'ndaydı. Yemek yedikleri sırada görüntülenen çift, mekânın bir görevlisini gazetecilerin yanına gönderip çekilen görüntülere bakmasını istedi. Basın mensupları talebi geri çevirince çift sinirlenerek mekânı hızla terk etti. ASENA'YA YENİ OTOMOBİL ALDI Caner Erkin'in eşine aldığı 1.8 milyon lira değerindeki Lamborghini Avendator otomobile geçen gün Arnavutköy'de park halindeyken başka bir araç çarpmıştı. İkilinin bu spor otomobili tamire gönderdiği ve vakit kaybetmeden yeni bir süper lüks araç aldığı görüldü. Caner Erkin'in eşine aldığı 1 milyon lira değerindeki Bentley'nin eski sahibinin Galatasaraylı Selçuk İnan olduğu öğrenildi. Hasarlı yeşil Lamborghini'de ise 30 bin liralık tamir masrafı çıkmış. Fahriye Evcen ve Burak Özçivit'in kazan dairesi çözümü Fahriye Evcen ve Burak Özçivit, 'Aşk sana benzer' filminin Bursa'daki galasında zor anlar yaşadı. Çift, hayranlarının aşırı ilgisi nedeniyle salonların bulunduğu bölüme kazan dairesinden girdi. Sezonun iddialı filmlerin biri olan, 'Aşk Sana Benzer' filminin Bursa galası Kent Meydanı Avşar Sinemaları'nda yapıldı. Galaya başrol oyuncuları Fahriye Evcen, Burak Özçivit ve Selim Bayraktar katıldı. Galaya AVM'nin her katında uzun kuyruk oluşturan 2 bin kişi katıldı. Balıkçı Ali ile Dondurmacı Deniz'in aşkını anlatan duygusal filmin galasına, yoğun ilgi nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alındı. Üç ayrı salonda gösterimi yapılan filmin galası için gelen Evcen ve Özçivit, sinema bölümüne, yoğun ilgi nedeniyle oluşan izdiham yüzünden özel güvenlikler eşliğinde kazan dairesi bölümünden girebildiler. Uzun süredir birliktelikte oldukları ileri sürülen iki oyuncu hayranlarının karşısına el ele çıktı. Sinema filmi çekmenin kolay olmadığını söyleyen Burak Özçivit, 'Bu filmde cep telefonu, televizyon hatta teknolojik alet yok. Yeşilçam'da aradığımız aşkın hikayesi ve naifliği var. O yüzden size böyle bir film yaptık, onu getirdik ve kendimiz de geldik. Sizinle bir arada olmak istedik. Gösterdiğiniz ilgiye de çok çok teşekkür ederiz' dedi. Filmin Bursa'daki galasına katılmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade eden Fahriye Evcen, 'Sizleri burada görmek bizlere büyük mutluluk veriyor. Filmin içinde teknoloji barındırmıyoruz. Burada tek bir duygu hakim değil. O yüzden hem gülmeye hem hüzünlenmeye hazır olun. Umarım beğenirsiniz. Hepinize iyi seyirler diliyorum' diye konuştu. Nur Fettahoğlu ile Levent Veziroğlu boşandı Boşanma haberlerini yalanlayan ve 'Evliliğimde sorun yok' diyen Nur Fettahoğlu, 15 aylık eşi Levent Veziroğlu'ndan boşandı. Oyuncu Nur Fettahoğlu, eşi Levent Veziroğlu ile ayrılacakları yönündeki haberler üzerine 'Ben de bunu sizden duydum. Evliliğimde kesinlikle bir sorun yok' demişti. Bu lafın üzerinden 24 saat geçtikten sonra ise Veziroğlu'na boşanma davası açan Fettahoğlu, herkesi şaşırtmıştı. 35 yaşındaki Nur Fettahoğlu ile 48 yaşındaki Levent Veziroğlu dün anlaşmalı olarak boşandı. 'Evliliğimizi sevgi ve saygı çerçevesinde sonlandırdık' diyen ve birbirlerinden hiçbir talepte bulunmayan çift, davayla ilgili yayın yasağı çıkardı. Fettahoğlu'nun eşiyle oturduğu Rumelihsarı'ndaki evinden 1 ay önce ayrıldığı söylenmişti. İkilinin yakın çevresine göre, Veziroğlu'nun iş hayatındaki sıkıntıları evlilikte sorunlar yaratmaya başladı. Kısa bir süre önce de Nur Fettahoğlu'nun dizisi yayından kaldırıldı. Ancak ünlü oyuncunun, bu sıkıntılı süreçte Rumelihisarı'ndaki evlerinde sürekli partiler vermesi Veziroğlu'nu çileden çıkardı. Geçen hafta yine bir parti sonrası şiddetli bir tartışma yaşayan çift, boşanmaya karar verdi. 'Tuba soğuk biri değil' 'Kara Para Aşk'ın 'Melike'si Elif İnci, rol arkadaşı Tuba Büyüküstün'ün iddia edildiği gibi soğuk biri olmadığını söyledi: 'Ne zaman birbirimizi görsek sarılıp kucaklaşıyoruz. Hatta geçenlerde sette çocuklarımızı buluşturduk.' Senem Kuyucuoğlu artık çay içiyor Geçtiğimiz yıl uyuşturucu tedavisi gören Senem Kuyucuoğlu, son dönemde kendisini sağlıklı yaşama adadı. Her sabah koşu yapan ünlü model, dün ise instagram'dan bu kareyi paylaştı. Senem Kuyucuoğlu'nun önündeki çay bardağı ise gözlerden kaçmadı. Sabancılar'dan tapınak selife'si Arzu Sabancı, oğulları Hakan ve Hacı Sabancı ile dün Japonya'da buluştu. Sabancı Ailesi, yakın dostlarının da eşlik ettiği Japonya tatillerinde soluğu ülkenin turizm başkenti olan Kyoto'da aldı. Buradaki ünlü 'Altın Tapınak'a giden Arzu Sabancı ve oğulları, tapınağı arkalarına alıp böyle selfie çekti. Sabancı, gördüğü manzara ve tapınağa olan hayranlığını da instagram hesabından dile getirdi. Özge Ulusoy isyan etti Sosyal paylaşım sitesi instagram'da yaklaşık 460 bin takipçisi olan Özge Ulusoy, paylaştığı fotoğrafların altına yazılan reklam içerikli yorumlara isyan etti. Ünlü model, önceki gün ise fotoğrafının altına yazılan bir cümleyle şoke oldu! Ünlü modelin bir takipçisi, elinde 'satılık tapir' olduğunu yazdı. Özge Ulusoy da şaşkınlığını şöyle dile getirdi: 'Instagram hesabımın altına satılık tapir ilanı verilmiş; yanlış duymadınız. Hani Güney Amerika'da yaşayan tapir. Yok artık ya!' Hesap geldi Mali gitti Çapkın şovmen Mehmet Ali Erbil, önceki akşam 2 kadınla Nişantaşı'ndaydı. Mali, gazetecileri görünce apar topar masadan kalkınca hesabı ödemek sohbet ettiği kadınlara kaldı. Bu arada masadaki sarışın güzelin, sürekli yüzünü kapaması 'Mali'nin yeni aşkı mı?' dedirtti. Ceyda Düvenci: Herkes haddini bilsin Oyuncu Ceyda Düvenci, kızı Melisa ile gittiği İsrail'in Jaffa kentinden fotoğraf paylaştı. 'O yaştaki çocuk bebek arabasıyla gezdirilir mi' diye yorumlar yapılınca sinirlenen Düvenci, 'Çocuğumu istediğim gibi gezdiririm. Kendini bilmez insanların yorumlarına artık cevapsız kalamıyorum. Hele ki konu kızım ve anneliğim olunca. Herkes haddini bilsin' dedi. Ceyda Düvenci, kızı 3 yaşındayken verdiği bir röportajda Melisa'nın rahatsızlığıyla ilgili bilinmeyenleri şöyle anlatmıştı: Nasıl geçiyor Melisa'nın günleri? Günleri bol fizik tedaviyle geçiyor. Onun beş yaşına kadar sürecek bir sağlık mücadelesi var. Haftada iki kez anaokuluna gidiyor. Cumartesilerimiz eğlence günü. Öğle uykusu uyumuyor. Geziyoruz. Pazar günleri de aynı şeyi babasıyla yaşıyor. Hafta sonu serbest ama hafta içi, Gül ablasıyla beraber çalışıyorlar bol bol. Merak ediyorum; anne olmak daha iyi bir insan yaptı mı seni? Hayır, daha iyi bir insan yapmadı. Kötü insan yaptı manasında değil. Ama fazla hassaslaştım. Gözlemim ve gördüğüm şeylere tavrım değişti. Zaten insanların ne dediğine göre yaşayan bir insan değildim şimdi toptan kayboldu. Önceliğim tamamen Melisa oldu. Ama bir o kadar da ben oldum. Daha hâkimim hayatıma ve hayatımla ilgili konulara. Ben ve kızımla ilgili yazılan çizilen hiçbir şey umurumda değil. Bizim bir dünyamız var güvenli ve başbaşa. 'Melisa için uzun yaşamalıyım' 'Önceliğim hem Melisa hem de ben oldum' derken? Melisa'dan sonra kendime duyduğum özen değişti. Kendimi birçok konuda üzülmemeyi öğrendim. Çok daha uzun yaşamalıyım mantığı yerleşti. Ben Melisa 'İmdat' dediğinde yanında olabilmek için uzun yaşamalıyım. Hayatımı ona adamıyorum ama onun için daha bilinçli ve sağlıklı bir hayat yaşıyorum. Melisa yirmi yaşına geldiğinde, anne dediğinde, buradayım diyebilmek için. Saçımı süpürge ettim gibi bir durum da yok. O yüzden tatile gitmek istediğimde ya da nefes almak istediğimde onu babasına bırakabiliyorum. İnsan çocuk sahibi olduğunda, kendi anne ve babasıyla yaşamış olduğu şeylerle yüzleşiyor çoğunlukla. Bu açıdan bakınca neler görüyorsun? Çok büyük ve ömür boyu bitmeyecek bir muhasebe. Ben kendimi kızıma adamıyorum. Zevklerimi ve isteklerimi kısıtlamıyorum. Ona kendimce doğru zamanları yaratıyorum. İhtiyacı olan tüm konforu sağlayıp gerçekten bir birey olduğumu, bir daha bu yaşa gelmeyeceğimi bilerek yaşıyorum. Evet, benim bir çocuğum var ama bu benim hayatımın tutsaklığı değil. Melisa ben istediğim için doğdu. Onun bir hayatı var. Kendi talihi ve talihsizlikleriyle … 'Ben hazırım' diyene kadar babası ve ben yanındayız. Ama bu noktada bireyiz. İkimizin de ayrı hayatları var. Koşulsuz bir sevgi var. Zaten bunları oturturken siz, kendi çocukluğunuzun muhasebesi yapıyorsunuz. Annenizle olan ilişkinizi düşünüyorsunuz. Neler istediniz de olmadı, neler oldu. Melisa'nın temize geçecek bir defteri olmadığını varsayarak yaşıyorum. O yepyeni bir defter. Kendi yazacak satırlarını ben hiç dokunmuyorum. Bu üç senede seni en çok zorlayan ne oldu? En çok zorlayan hamilelik döneminin tahmin ettiğim gibi geçmemesi. Sonrasında yaşadığımız talihsizlik. Melisa'nın bir buçuk ay yoğun bakımda kalması. Dilediğim gibi onunla sokakta gezemedim. Koşup oynayamıyoruz. Başka önceliklerimiz var. Hayat bize bunu gösterdi. Ama her gün şükrediyorum Melisa'nın annesi olduğum için. Onunla bambaşka bir hayat deneyimi yaşıyorum. Yılmıyor, günde yedi saat fizik tedavi yapıyor. Her durumda gülümsüyor. Ve bu hayatta nefes almak için müziği seçti. Yüzlerce şarkı biliyor ezbere. Şunu görüyorsunuz hayat size ne verirse versin yılmamanız için çok nedeniniz var. Peki yalnız yetiştiren anne olmak nasıl? Bence her anne kendi hayatında yalnız; babalar çok sonraları giriyorlar işin içine. Biz zaten birey olmayı, karıkoca olmayı, eş olmayı, sevgili olmayı zor becerirken bir anda bir çocuk hayatımıza giriyor. Anne baba olmaya adapte olmak için her bireyin zamana ihtiyacı var. Babalarında kendilerine ait zorlukları var. Ben de belirli şeyleri oturtabilmek için deli gibi çalışıyorum. Kızımı istediğim kadar göremiyorum. Ama gördüğüm zaman en güzel vakti geçiriyorum. Babası da öyle… Her birey için anne ve babalığı yalnız sırtlanıp devam etmek başlı başına bir sanat. Bu da bizim imtihanımız diye düşünüyorum. Böyle yoğun çalışırken Melisa kiminle? Gül. Hayattaki en büyük şansımız. 'Çocuğuma daha fazla sarıldım' Nereden buldun onu? Gül, Melisa bir yaşındaydı hayatımıza girdi. Ve o zamana kadar üç tane bakıcı değiştirdim. Her biri çok zor anlarda ve beklenmedik şekillerde bıraktılar işlerini. Bir tanesi, biz yurtdışı seyahatindeydik ve telefonda ben işi bırakıyorum dedi mesela. Melisa ona emanetti. Üst üste üç tane kötü deneyim yaşadıktan sonra dedim ki 'Allahım ne olur buradan sınama, çünkü tahammülüm yok.' Dediğim gibi annelik beni daha katılaştırdı insanlara karşı. Daha fazla çocuğuma sarıldım. Gerçekten tahammülüm yok. O gün Gül çıktı karşıma. Gül şu anda Melisa'nın ikinci annesi. Varını yoğunu ortaya koyuyor. En son bayram tatilinde dedi ki 'Beni Melisa'yla baş başa bırakın. Ben onunla eve kapanıp günde on saat terapi yapacağım. Rica ediyorum gidin.' Çünkü ben olunca Melisa benimle olmak istiyor. Terapi yapmayıp oyun oynamak, müzik dinlemek istiyor. Dolayısıyla Gül'ün hâkimiyeti kayboluyor. Babasından da izin aldı. Ve bayramın sonunda Melisa ilk adımlarını attı. Ben bilmiyorum Melisa'nın rahatsızlığını. Talihsiz bir olay diyelim yeter. Çünkü bu sonuçta Melisa'nın hayatı. Büyüyüp bilinçlendiğinde ne istiyorsa onu söylemeli. Biz ucuz atlattık diyelim. Ama hareket noktası etkilendiği için henüz yürüyemiyor. O yüzden yoğun fizyoterapi görüyor. Yazın Amerika'ya gideceğiz. Anat Baniel diye bir teknik var. Çok güzel bir fizyoterapi tekniği. Türkiye'de çok bilinmiyor. Yurtdışından terapistler geliyor bunun için. Biz ona da gidiyoruz yoğun bir şekilde. Yasemin Kozanoğlu döndü Mankenlik ve oyunculuktan sonra DJ'lik yaparak müzik dünyasına adım atan Yasemin Kozanoğlu, Atıl Kutoğlu için model oldu. Uzun süredir kendisine ait çiftlik evinde gözlerden uzak bir hayat yaşayan Yasemin Kozanoğlu ortaya çıktı. Mankenlik ve oyunculuktan sonra DJ'lik yapmaya başlayan Kozanoğlu, albüm çalışması için gittiği İspanya'dan döndü. Kozanoğlu, ayağının tozuyla geldiği İstanbul'da Atıl Kutoğlu'nun ilkbaharyaz koleksiyonu için objektif karşısına geçti. Yasemin Kozanoğlu'nun modellik yaptığı fotoğrafları Instagram'da paylaşan Atıl Kutoğlu, 'Turkish Beauty, Coming Soon' diye not düştü. Şemsi İnkaya'nın melekleri ATV'de yayınlanan, usta oyuncu Şemsi İnkaya'nın tatlı, tonton bir dedeyi, Sera Tokdemir ve Dilşad Şimşek'in ise İnkaya'nın torunlarını canlandırdığı 'Kertenkele' dizisinde; birbirlerine sevgiyle bağlı bir ailenin öyküsü anlatılıyor. Sempatik ve enerjik tavırlarıyla oyuncuların gönüllerini fetheden İnkaya; Tokdemir ve Şimşek'in kendisine gösterdikleri ilgi ve sevgiden büyük bir güç aldığını belirterek şunları söyledi: 'Onlar, benim bu dünyadaki gerçek meleklerim. Allah onları özellikle görünür yapmış; iyilik ve sevginin vücut bulmuş halleri. Bu sevgi ömrüme herhalde 50 yıl katmıştır.' Tokdemir ve Şimşek ise; 'Senaryoda her ne kadar dedemize sarılma sahnelerimiz olsa da, bu bize yetmiyor. O yüzden biz de sevgimizi her fırsatta, özellikle çekim aralarında ona sarılarak ve öperek dile getiriyoruz' diye konuştular. 'Savcı Turgut'un dönüşünü kutladılar ATV ekranlarında her pazartesi akşamı yayınlanan 'Karadayı' dizisinin ekibi önceki akşam bir yemekte buluştu. Bir arkadaşlarının Bağdat Caddesi'ndeki evinde toplanan ekip; 'Savcı Turgut'u canlandıran Yurdaer Okur'un diziye dönmesini kutladı. Dizinin oyuncuları Kenan İmirzalıoğlu, Bergüzar Korel ve Melike İpek Yalova'nın da aralarında bulunduğu grup; 'Karadayı'nın önceki günkü bölümünü de birlikte izlediler. 12 milyonluk konvoy 13 Şubat 'ta vizyona girecek olan 'Kod Adı K.O.Z.' filminde; her şeyin gerçeğine uygun olarak yapılması için hiçbir masraftan kaçınılmadı. Türk siyasetinin yakın tarihine ışık tutacak olan, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Cem Kurtoğlu'nun oynadığı yapımda; Başbakanlık konvoyu da gerçeğine uygun olarak oluşturuldu. İki zırhlı araç, dört motosiklet, üst sınıf 12 binek otomobil, iki özel jammer donanımlı cip ve bir ambulansın yer aldığı konvoyda; toplamda 12 milyon liralık araba yer aldı. Çekimler için 150 bin lira değerinde aslına uygun bir helikopter maketi de parçalandı. 'Romeo&Juliet' İstanbul'a geliyor William Shakespeare'in ölümsüz aşk öyküsü 'Romeo ve Juliet', görkemli bir gösteriyle 21 Şubat'ta İstanbul'a geliyor. Bugüne kadar sayısız kez bale, film, müzikal ve opera olarak sahnelenen eser, 3 boyutlu dijital sahne tasarımıyla ve orijinal dilinde 1 Mart'a kadar Zorlu PSM'de izleyiciyle buluşacak. İtalyan David Zard'ın yapımcılığını üstlendiği gösteriyi Giuliano Peparini yönetiyor. Konser öncesi sucuk partisi Demet Akalın, önceki gün Uludağ'da düzenlenen gençlik festivali Whitefest kapsamında Karinna Hotel'de hayranlarıyla buluştu. Ünlü şarkıcı, eşi Okan Kurt ile birlikte; konser öncesi tüm ekibine ve basın mensuplarına kar üstünde mangal partisi verdi. Karların üzerine kurulan mangalda sucukları pişiren Akalın, tüm ekibini ve gazetecileri elleriyle besledi. 'Amacım şöhret olmak değildi' Ajda Pekkan, önceki gün TRT FM'de Samsun Demir ve Behzat Gerçeker'in sunduğu 'Enbeğenilen' adlı programa konuk oldu. Yeni albümünün hazırlıklarını Nisan'da bitireceğini söyleyen ünlü sanatçı; Sıla, Gülşen, Sinan Akçıl, Mert Ekren ve Serdar Ortaç'tan şarkı alacağını söyledi. Pekkan, bir de itirafta bulundu: 'Aslında hep sunuculuk yapmak istedim. Amacım şöhret olmak değildi, vokalist olmak istiyordum. Beni kim öne itti, bilmiyorum.' Malkovich'in balık keyfi Hollywood'un en ünlü oyuncularından John Malkovich, sevgilisi Nikoletta Peyran ile İstanbul'a geldi. Malkovich ile sevgilisi, önceki akşam Arnavutköy'deki Sur Balık'ta yemek yedi. Boğaz manzarasını izleyen ikili, mekanda uzun saatler kaldı. Heyecan başladı Bu yıl 18'inci kez düzenlenen Vodafone FreeZone Liselerarası Müzik Yarışması'na başvurular başladı. Sadece müzisyen liseliler değil, onları destekleyen binlerce öğrenci için de en büyük müzik olayı olan etkinlik, 81 ilden gençleri buluşturacak. Okullar; Istanbul, Ankara ve İzmir'den birinde yarı finale çıkmak üzere başvurabilecek. Büyük final ise 9 Mayıs'ta İstanbul'da yapılacak. Başvurularla ilgili ayrıntılı bilgiye VodafoneFreezone.com adresinden ulaşmak mümkün. Antep yemeklerine İtalyan yorumu İtalyan restoran zinciri Eataly, Gaziantep yemeklerine ev sahipliği yaptı. Gaziantep'in kültür elçisi Ahmet Ümit, Sahan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan ve Eataly Yönetim Kurulu Üyesi Zülfikar Bekar'ın düzenlediği etkinlikte, iki mutfağın yemekleri ikram edildi. Davetin konukları arasında; Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de vardı. Yıldız kaplan 'Koş'uyor! Güzel şarkıcı Yıldız Kaplan, 'Koş' adını verdiği yeni single'ı ile müzik piyasasına dönmeye hazırlanıyor. Kaplan; sözleri Emir'e, bestesi Ceyhun Çelikten'e ait olan şarkıya, Murad Küçük yönetmenliğinde klip çekti. Sanat müziği albümü geliyor Son günlerde verdiği kilolarla gündemde olan Işın Karaca; 'Arabesque' albümlerinden sonra şimdi de 'Ey Aşkın Güzel Kızı' adlı bir Türk sanat müziği albümü çıkarıyor. 'BANA EMANET' Karaca albüm için şöyle konuştu: 'Bu şarkılar uzun yıllardır albümlerde yer almıyordu. Bestecilerin ve söz yazarlarının güvenip eserlerini bana emanet etmesi büyük şeref.'