Organların boyu, sağlık durumunu ve hastalık riskini belirlemeye yardımcı olabilir. Organların boyunun hangi hastalıkların habercisi olduğuna ilişkin Atlanta'daki Emory Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar var. Küçük kulaklıların, egzama ve böbrek hastalıklarına daha sık yakalandığı belirlendi. Leicester Üniversitesi Hastanesi'nden George Murty, küçük kulaklarda, küçük kulak kanallarının bulunduğunu belirtti. Kanalların, deriyle örtülü olduğunu ve birikintilerin atılması gerektiğini ancak küçük kulaklarda dışa atımın zorlaştığını, bu durumun da egzamaya davetiye çıkardığını vurguladı. Murty, küçük kulakların göz seviyesinin çok altında olmasının böbrek hastalıklarına işaret ettiğini ancak bunun sebebinin henüz bilinmediğini belirtti. Büyük dile sahip olanlarda uyku apnesinin daha sık görüldüğünü belirten Murty, dilin uyurken soluk borusuna doğru katlanarak hava kanalını tıkadığını, tıkanma küçükse horlandığını açıkladı. Tıkanmanın büyük olması halinde ise apnenin ortaya çıktığına, çoğu durumda kişinin 30 saniye nefesinin kesilebileceğine dikkati çekti. El parmaklarının boyunun depresyon ve prostat kanseri riskinin habercisi olabileceği belirlendi. Warwick Üniversitesi'nden bilim adamları prostat kanserine yakalanan 1500 kişinin elleriyle 3 bin sağlıklı kişininkini karşılaştırdı. İşaret parmağı, yüzük parmağından uzun olanların prostat kanserine yakalanma riskinin daha az olduğu görüldü. Bilim adamları bunun, anne karnında maruz kalınan testosteron seviyesinden kaynaklanıyor olabileceğini, az testosterona maruz kalanların işaret parmağının daha uzun olduğunu belirtti. Alberta Üniversitesi'nden bilim adamlarının yaptığı araştırma ise genellikle kadınlarda olduğu gibi, işaret parmağı yüzük parmağından uzun erkeklerin daha depresif olduğunu gösterdi. Depresyonun, rahimde maruz kalınan testosteron seviyesiyle bağlantılı olabileceği ileri sürüldü. Ayakta ikinci parmağın baş parmaktan uzun olmasının acı verici ayak sorunlarına yol açtığı belirtildi. Uzman David Houlihan-Burne, ikinci parmağın uzun olmasının yaygın Freiberg hastalığının gelişmesine yol açabileceğini açıkladı. Kalbimiz vücudumuzun sol yanındadır bunun için yatarken sağ yanımıza dönersek kalbimiz daha rahat çalışabilir .Böylece daha iyi dinlenmiş oluruz. Hapşırmayı engellemeye calışırsak, başımızdaki veya boynunumuzdaki damarlardan biri yırtılabilir ve ölebiliriz. Avuç içlerinize dikkatle bakın. Eğer kırmızı ve lekelilerse karaciğerinizde sorun var demek. Sırt üstü yatın. Bacaklarınız dümdüz olsun. Bir bacağınızı havaya kaldırın. Bir kişinin ayağınıza bastırmasını isteyin. Eğer bacağınız yere düşüyorsa,kaslarınız da bir zayıflık olduğu anlamına geliyor. Yapılan bir araştırma da sakız çiğneyenlerin hafızalarının yüzde 35 geliştiğini kanıtlıyor. Eğer kimliğinizi saklamak isterseniz, dilinizi çıkarmayın. Parmak izine benzer şekilde, herkes tek ve benzersiz bir dil izine sahip. Yetişkinlerde bir bebekten daha az kemik bulunuyor. Doğduğumuzda yaklaşık 270 kemiğe sahip oluyoruz, ancak gelişim süreci boyunca kemikler eriyip birbiriyle kaynaşıyor ve yetişkin olduğumuzda sadece 206 kemiğimiz kalıyor. Burnumuz köpekler kadar hassas değildir, ancak 50 bin farklı kokuyu hatırlayabilir. 60'lı yaşlarda, erkeklerin yüzde 60'ı ve kadınların yüzde 40'ı horluyor. Horlama ortalama 60 desibelken, horlama seviyesi bazı kişilerde 80 desibelin üzerine çıkabiliyor. 80 desibel seviyesindeki ses havalı matkabın çıkardığı ses kadar yüksektir. 85 desibelin üzerindeki sesler insan kulağına zarar verdiği saptanmıştır. Eğer el tırnaklarınızı ayak tırnaklarınızdan daha sık kesiyorsanız, bu doğaldır. El tırnaklarımız daha çok kullanıldığı için daha hızlı uzuyorlar. Elimizin tırnakları 0,5 - 0,6 mm hızla uzar. Yani kesilmezlerse yılda 2,5 - 3,0 santimetre uzunluğa ulaşabilirler. Ayak tırnaklarının uzama hızı bunun dörtte biri kadardır. En hızlı uzayan tırnak orta parmağın tırnağıdır. Bebekler doğduklarında başlarını tutamazlar. İnsan başı doğduğunda vücudumuzun toplam uzunluğunun dörtte biri kadardır. Fakat, yetişkin olduğumuzda bu oran toplam uzunluğumuzun 8'de birine ulaşır. Tek bir dakika içerisinde 1025 cm küplük havayı içimize çeker 4 kilograma yakın kanı vücudumuz içinde devrederiz.