İngiliz set ve sahne tasarımcısı Tony Hornecker mesleki yeteneğini arkasına alıp hayal gücünün sınırlarını zorlamış. Sonuçta ortaya restoranların en büyülüsü, en renklisi, en gezgini çıkmış. The Pale Blue Door (Soluk Mavi Kapı) ismindeki yer 'Tuhaf kabare ve büyülü ıvır zıvırların gezgin çingene restoranı' olarak tanımlanıyor The Pale Blue Door bir mekanın hissettirebileceği duyguların ne kadar güçlü olabileceğini, bir mekan oluşturarak bir insanı nasıl duygudan duyguya sürükleyebileceğinizi gösteren sürreal bir yer. Bir sanat enstalasyonu şeklindeki bu restoran ilk olarak Londra'da açılmış olsa da ardından Berlin, Glastonbury, Santiago, Valparaiso ve Buenos Aires'i gezmiş. Gittiği her yeni yerde de şekilden şekile girmiş. Tamamen sokaktan toplama eşyalardan oluşan restorana girdiğiniz andan itibaren büyülü bir deneyime ayak basıyorsunuz. 'Drag' performanslarının da izlenebileceği yerde eski tişörtlerle masaların kaplandığını, çay fincanlarında şarap içildiğini, tavandan çiçeklerin ve disko toplarının sarktığını görmek mümkün. Yalnızca restoran değil otel olarak da misafirlerini ağırlayan bu fantastik mekan maalesef geçtiğimiz yaz son sezonunu tamamlayarak kapanmış. Fakat set ve sahne tasarımcısı Tony Hornecker'in restoran projeleri devam edecek.