Yargıtay
, Hizbullah davası sanıklarını tahliye ederken Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, üç sanığın tahliye talebini, "Kriminalistik kişilerin topluma salıverilmesi, toplumda suç işleyenlerin cezalandırılmadığı, işleyenin yanına kâr kaldığı düşüncesi doğurur" diyerek reddetti. Tahliyelerin eleştirildiği kararda şöyle denildi: "Salt haklarında verilen karar usulen kesinleşmemesi nedeniyle kriminalistik kişilerin topluma salıverilmesi, insanları ihkak-ı hak (kendi hakkını kendi alma) yoluna iter, dolayısıyla kamu düzeninin bozulmasına sebebiyet verir." Özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararda, sanıklar Lütfü Gümüşler, Ömer Fatih Kocabeyoğlu ve Gökhan Büyükkayıkçı hakkında açılan ve 11 Kasım 2010'da karara bağlandığı, Gümüşler'in 15 yıl 9 ay 15 gün, Kocabeyoğlu ve Büyükkayıkçı'nın ise 14'er yıl 9'ar ay 15'er gün hapse mahkum edildiği belirtildi. Kararda, sanık avukatlarının yeni yürürlüğe giren CMK'nın 102. maddesi uyarınca müvekkillerinin tahliyesini istedikleri hatırlatıldı ve Büyükkayıkçı ve Gümüşler'in 5 yıl tutuklu kaldıkları, Kocabeyoğlu'nun ise henüz 5 yıllık süreyi doldurmadığı hatırlatıldı.
MAKUL YARGILAMA
Kararda şöyle denildi: "Devlet tutukladığı kişinin tüm suçlarını ortaya çıkartıp belli bir süreç içinde yargılamasını yapıp, sonuçlandırmak durumundadır. Aksi takdirde kişiyi salırvermek zorundadır. Devlet, makul süre içinde sanığın hukuki statüsünü belirlemek zorundadır. Aksi, hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmaz. 5 ve 10 yıllık süreler içinde kararın kesinleştirilememesi nedeniyle sanıkların tahliye edilmesi halinde, suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş ve suç işleyeceği neredeyse tartışılmaz olan kişileri tekrar topluma salıvermek, kamu düzeninin ve toplum güvenliğinin bozulmasına sebebiyet vermek olur ki, bu, hukuk devleti anlayışı ile açıklanamaz."