Yargıtay 15. Ceza Dairesi, kendilerini "hoca" olarak tanıtıp, kızlarının bahtının kapalı olduğuna ve evlerinin bahçesinden altın çıkaracaklarına inandırdıkları kişilerin para ve altınlarını alan sanıklara "dolandırıcılık" suçundan verilen cezayı az bularak, sanıkların "nitelikli dolandırıcılık" suçundan mahkum edilmesine karar verdi. Hatay'da, 2006'da kendilerini "hoca" olarak tanıtan sanıklar, bir aileyi, kızlarının bahtının kapandığına ve evlerinde muska olduğuna inandırıp, evlerine geldi. Çeşitli dualar okuyup, kızlarının elbisesinden muska çıktığını söyleyen sanıklar, muskayı bozup yeni muska yaptıklarını belirterek aileden para aldı. Ayrıca evlerinin bahçesinde bir küp altın olduğunu, bu altını çıkarmak için çeşitli dualar ve törenler yapılması gerektiğini de söyleyen sanıklar, yanlarında getirdikleri ilaçla küp içerisindeki maddeyi altına çevirecekleri vaatleriyle aileyi kandırıp altın ve paralarını aldı. Paralarını kaybeden ailenin dava açtığı Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları "dolandırıcılık" suçundan mahkum etti. Temyiz üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi ise yerel mahkeme kararını bozarak, sanıklara "dolandırıcılık" suçundan verilen cezayı az bulup suçun "dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle" işlendiği gerekçesiyle "nitelikli dolandırıcılık" olduğuna hükmetti.
DİNİ İSTİSMAR
Dairenin kararında şöyle denildi: "Dolandırıcılık suçunun, dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır bir cezayla cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 158/1a maddesinde düzenlenmiştir. Sanıkların eylemleri de TCK'nın 158/1-a maddesinde düzenlenen 'dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle' nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır. Ayrıca sanıklar değişik zamanlarda kısa aralıklarla aynı suçu birden fazla işledikleri için cezalarının zincirleme suç hükümlerine göre artırılması gerekir." TCK'nın "dolandırıcılık" suçunu düzenleyen 157. maddesi, bu suçu işleyenlere 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Bu suçun, "dini dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle" işlenmesi halinde suç vasfı "nitelikli dolandırıcılık" olarak kabul ediliyor ve ceza 2 yıldan 7 yıla kadar çıkarılıyor.