Çözüm
sürecinde ilk kez İslami gruplar bir araya gelerek sürece karşı ortak tavır aldı. Diyarbakır'da İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) öncülüğünde düzenlenen "Ortadoğu'da Kürtler ve Barış Sempozyumu'na sivil toplum kuruluşu, kanaat önderleri ile "Seyda" ve "Melleler"den oluşan 800 kişi katıldı. İHH Başkanı Bülent Yıldırım'ın moderatörlüğünü yaptığı sempozyumun sonuç bildirgesinde ise sürece tam destek mesajı çıktı. Harran Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Cüneyt Gökçe tarafından 'Adalet ve Barış İçin Sesimizi Daha Fazla Yükseltiyoruz" başlıklı o bildiri Türkçe, Kürtçe ve Arapça okunurken, bildiride şu mesajlara yer verildi.
HERKESİN MESELESİ:
Bu sorun tek başına hükümetin değil, yasama, yargı ve devletin tüm mekanizmaların olduğu gibi tüm siyasi partilerin, STK'ların, medrese, aydın, medya, tarikat, cemaat ve tüm kanaat önderlerinin meselesidir.
HERKES SORUMLU:
Bu saatten sonra çatışmalarda ölen her insan için herkes kendini sorumlu hissetmelidir. Sorunların çözümünde katılımcı taraflar kim olursa olsun İslami, insani, adil ve özgür yaklaşım sergilenmelidir.
SORUNLARIN KAYNAĞI AYNI:
Ortadoğu'daki genel çatışma ve huzursuzluğun farklı farklı aktörlerden kaynaklandığı düşünülse de sorun aslında tek orijinlidir. Kürt meselesi, Mescid-i Aksa olayları, Suriye meselesi, Irak'ın istikrarsızlığı ve Kobani olayları tamamıyla birbirine ilintilidir. Küresel güçlerin, bölgesel hegemonyasına, bölge halkının kanı üzerinden kurulan oyunlara dikkat çekilmelidir.
MASA TERKEDİLMEMELİ:
Silahların bırakılması PKK ile devlet arasındaki bir süreçtir. Haklar ve özgürlükler konusu ise devlet, vatandaşına karşı yükümlüdür. Her ne olursa olsun, taraflar arasındaki hiçbir anlaşmazlık, müzakere sürecini etkilememeli, süreç mutlaka devam ettirilmeli, masa terk edilmemelidir. Bu bağlamda silahların kullanılmasına fırsat verilmemelidir.