Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Etiyopya ziyareti öncesi düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada ; Heyetlerimiz arasındaki resmi görüşmelere eşbaşkanlık yapacağız. Somali'ye geçip orada şuana kadar yapılmış olan bir çok yatırımların açılışlarını gerçekleştireceğiz. Bölge aynı zamanda Afrika kıtasını dünyaya bağlayan stratejik bir kapı mahiyetinde. Ülkemizin başta etiyopya olmak üzere bölge ülkeleri ile yatırım ilişkileri bulunmaktadır. Sahraaltı Afrika ülkeleri arasında en fazla yatırım bu bölgede. Firmaların yatırımları bölgenin kalkınması için örnek yatırımlardır. Kıta genelinde Türk yatırımlara büyük ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aynı zamanda kıtanın ve bölgenin meselelerinin ele alındığı en önemli platform olan Afrika Birliği örgütüne Etiyopya ev sahipliği yapıyor. Bu sebeple bu ülkelerde yapacağımız istişarelerle bölge ve kıtadaki gelişmeleri gözden geçirme fırsatı yakalayacağız. Afrikaya açılım politikamızı bugün başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Siyasi diyalog mekanizmalarına bir çok alanda çok önemli mesafe katettik. Türkiye bugün kalkınma ve insani yardımları ile THY ile 3100 öğrenciye sunduğu burs imkanı ile kıtanın en güvenilir ortakları arasında yerini almıştır.
Ziyaretimiz Afrika kıtası ile her geçen gün daha da derinleşen ilişkilerimizin yeni bir atılımını teşkil edecektir. Biz burada ikili ilişkilerimize başlarken Ebola için temin ettiğimiz yardım malzemeleri ihtiyaç sahibi ülkelere ulaştırılıyor. Afrikalı dostalrımızla her alanda yürüttüğümüz ortaklığımızı da devam ettirmeye çaba göstereceğiz. 24 Ocak Cumartesi akşamı Türkiye'ye döneceğiz.
HAYIRLI OLSUN DEMEK YETERLİDİR
Tabi ben Cumhurbaşkanı olarak böyle bir değerlendirmeyi ancak bir vatandaş olarak yapabilirim. Fakat, bu makama tabi beni getiren halkıma vatandaşıma da burada ister istemez bunu cevapsız bırakmamak gibi bir sorumluluğu da taşıyorum. Zira, bu yapılan oylamanın amacı nedir? Bu yapılan oylamanın bu 4 arkadaşımız Yüce Divan'a gidecek midir gitmeyecek midir? Ne olursa gider ne olursa gitmez. Ben şunu beklerdim acaba 276 niçin çıkmadı veya bunu bulamayanlara bu soruyu sormanız gerekir. Sevk noktasında onların gayreti çabası var yani muhalefetin çabası var. Bu soruları yönetenler birincil mahkemenin kararına rağmen bu tür bir adımın atılması, kaldı ki komisyona bu işi götüren İktidardırmuhalefet değildir. İktidar bunu istemezse götürmeyebilirdi. Komisyon raporu da ortada. Orada Yüce Divan'a gitmesine gerek görmüyor. Muhalefet önergelerle bu işin peşini kovalamaya devam ediyor. Sonuç zaten 4 bakan arkadaşımızın gitmemesi yönündedir, biz de buna ancak hayırlı olsun diyebiliriz.
UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI
60 kez dinlendiysek az. Ben sınırsız diye biliyordum. Bu benim yeni dillendirdiğim konu değil. Son 2 yıldır dillendirdiğim bir konu. Sadece Başbakanlığın değil, Cumhurbaşkanlığının da dinlendiğini biliyoruz. Türkiye'nin yazılı ve görsel medyası inanmadı. Anayasa Mahkemesi, TSK'nın Genelkurmay Başkanlığı'nın dinlendiğini söyledim. Ama malesef bunlar kaale alınmadı. Yargı işgal altındaydı, emniyette ciddi manada sıkıntılar vardı. Emniyet ve yargının müşterek çalışmaları neticesinde bu yargı içinde kimlerin olduğunu bunların atamaları yapılanların attığı twitlerle bu ülkenin başbakanına cumhurbaşkanına nasıl hakaretler yağdırdığını gördünüz. Edebe adaba sığmayan o ifadeleri kullananların yargıda yer alması mümkün mü?
BİRÇOK ŞEY ORTAYA ÇIKACAK
Bu ülkelerde bu tür insanları yargı makamında tutmazlar. Anında onları kapıya koyarlar. Ama şuanda HSYK ilk adımlarını atmıştır bu türlerle. Bunlar 5-10 tane değil çok daha fazla. Bunları ne yazık ki üst yargıda da görüyoruz. Orada da bunlardan var. Türkiye'de malesef bir kısım yargı mensupları yargıdaki dokunulmazlık imkanlarını nasıl kullandıklarını çok açık net ortaya koyuyor. Gölbaşındaki süreç bir çok şeyi ortaya çıkartacaktır. Bu eteklerden çok taşlar dökülecek. Daha henüz bunlar bitmedi bunun arkası gelecek. Ben inanıyorum ki bunların arkası geldikçe Türkiye huzur ortamını yakalaycaktır.
CİZRE'DE İNSANLARI KİM TEHDİT EDİYOR
Siyaseti bilen bir insan siyasetten nasibini almış bir insan bu ifadeyi kullanamaz. Ben burada size bazı şeyleri açıklayacağım. Önce, bu beyefendi mensubu olduğu partinin eşbaşkanı olduğu partinin belediyelerinin araçlarının nasıl hendekler kazdığını bu hendeklerden daha sonra nasıl tekrar yeniden arıza yaptı diyerek ödenekler aldıklarını ve belediyelerini hangi kanallarla hangi anlayışlarla yönettiklerini masaya yatırsınlar bunların hepsi biliniyor. Bunlar da milletin önüne gelecek.Bizim takip ettiğimiz bir çözüm süreci var. Bunun tarafındaymış gibi görünüp bunu çözümsüzlüğe uğratmak için ellerinden geleni bunlar yapıyorlar. Bunların çok yüzü var. Perde önünde ve perde arkasında. Dürüst olmak lazım. Cizre'de bu hendekleri açanlar, bunları açmaya devam etmenink oradaki belediyeler vasıtaları ile yapılıyor. Bunu nasıl izah edebilirsin. Orada insanlar tehdit altında. Bunlar tehdidi hükümetten mi devletten mi alıyorlar? Devlet araçları ile gittiğinde kimler bu araçları taşlıyor bunu izah edebilirler mi? Yakalanıp tutuklananlar, gözaltına alınanlar kimlerin elemanı çıkıyor ortada. Dikkat edin bunları da çocuklara yaptırıyorlar. Şimdi çıkacak yasayla bunun da önü kesilecek. Bu iç güvenlik noktasındaki atılacak adımlarla inşallah iç güvenliğimiz de sağlanmış olur. Herşeyden önce bu eşbaşkan sıfatı ile çok daha hassas konuşması gerekir. Bu ülkenin huzuruna katkıda bulunmak için ne yapabilirim diye konuşması gerekir. Önce bir aynaya bakması lazım.
Sabah.com.tr
