Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde paralel yapıya yönelik "İnlerine gireceğiz" ve "Haşhaşiler" gibi sözlerinin; mensubu olduğu cemaate ve dolayısıyla kendisine yönelik olduğunu ileri süren Nurettin Polat bin TL'lik tazminat davası açmıştı. Ankara 25'inci Asliye Hukuk Mahkemesi sözlerin herhangi bir kişiyi işaret etmediğini belirterek tazminat davasını reddetmişti. Polat bu karar üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu. AYM de Polat'ın başvurusunu, "kişi bakımından yetkisizlik" gerekçesiyle reddetti.
CEMAATİN SINIRI YOK
AYM kararında, bir sözün kişilik haklarına müdahale niteliğinde olduğunun kabul edilebilmesi için o sözlerin muhatabı kişinin belli olması gerektiğini belirtti. Mahkeme, bazı gruplara yönelik sözler nedeniyle de o grubun mensuplarının haklarının ihlal edilebileceğini, ancak bu durumda da o grubun sınırlarının belirgin ve somut olması gerektiğine işaret etti. Mahkeme ret gerekçesini şöyle açıkladı: "Başvurucu, başvuruya konu sözlerin mensubu olduğu ve belirgin bazı nitelikleri olan topluluğa yöneldiğini ve kendisinin de eylemden (sözlerden) etkilendiğini yeterince belirgin bir şekilde göstermelidir. Somut davada ilk derece mahkemesi davalının başvurucuyu hedef almadığına karar vermiştir. Ayrıca davalının açıklamalarında başvurucunun mensubu olduğunu ileri sürdüğü topluluğu nitelendirdiği gösterilememiştir. Mevcut davanın koşullarında başvurucunun, davalının şikayete konu sözlerinden kişisel olarak ve doğrudan etkilendiği söylenemez." Karar, 17-25 Aralık sürecinde siyasilerin açıklamaları, gazetecilerin haber ve yorumları aleyhine yüzlerce dava açan Fetullah Gülen için de emsal oluşturacak. Gülen o dönemde, "Paralel yapı", "Cemaat" ve "Pensilvanya" gibi tanımlarla yapılan ancak içinde hiçbir isim geçmeyen açıklama, haber ve yorumlar aleyhine tazminat davaları açmış ve kendisinin kişilik haklarına saldırıldığını ileri sürmüştü.
