Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Cizre'de operasyonların sonuna gelindiğini belirterek, "Cizre'nin merkezinde büyük oranda tamamlandı ancak alanın yüzde 1'inde operasyon devam ediyor, o da birkaç gün içinde bitecek" dedi. Güvenlik için bölgede mahallekolların yapılacağını kaydeden Yıldırım, Bülent Arınç'ın konuşulan açıklamaları için, "Ülkemiz bir ateş çemberinin içindeyken Bülent Bey'in çıkıp nefsi konuşmalar yapması hiç hoş değil" yorumunu yaptı.
Cizre'de bir bodrumda yaralıların mahsur kaldığı iddialarına değinen Yıldırım, "Sağlık Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız gerekli açıklamaları yaptı. Ortada bilinmeyen bir durum var, bir manipülasyon ihtimali var. Diyorlar ki, '100-150 metre ileriye güvenli bölgeye getirin hastanızı alalım' kabul etmiyorlar. Ya da 'bırakın gitsinler', o da olmuyor. Belediyenin ambulansını gönderiyorlar, onu kurşunluyorlar, Sağlık Bakanlığı'nınki gidiyor, onu da kurşunluyorlar. Nasıl olacak, tedbiri almamız lazım" şeklinde konuştu.
"HALKIN SÜREKLİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN MAHALLEKOLLAR YAPILACAK"Bakan Yıldırım, terör olaylarının yaşandığı yerlerde yaşayan vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığını dile getirdi.İlgili bakanlıkların bölgedeki sosyal, ekonomik sorunların çözülmesi için üzerlerine düşeni yapacağını kaydeden Yıldırım, "Cizre'nin merkezinde büyük oranda tamamlandı ancak alanın yüzde 1'inde operasyon devam ediyor, o da birkaç gün içinde bitecek. Bu operasyonların başladığı günden bugüne kadar oradaki sivil halkın yaşadığı sorunlar var. Can korkusuyla evlerini terk ediyorlar, okul çağında çocukları var, hastaları var. Orada valilik, kaymakamlık vasıtasıyla, çocuklar emniyetli yerlerde eğitimlerini alıyorlar, eğitimlerinin kesintisiz devam etmesi için çalışmalar yapılıyor. Ayrıca yakını olan yakınının yanına gidiyor, olmayanlara konut ayarlanıyor ihtiyacı olanlara sosyal hizmetlerden destekler veriliyor. Bir yandan operasyonlar devam ederken, bir yandan da sosyal devlet gereği gerekli yardımlar, destekler yapılıyor. Burada operasyonların arkasında büyük bir yıkım var. Evler yıkılmış, harap olmuş, sokaklar delik deşik, çukurlar var. Bir yandan da süratle hayatın devam ettirilmesi gerekiyor. Bu bakımdan da her bakanlığa düşen görevler var. Valilikte protokol yapıyoruz. Bütün o çukurları dolduruyoruz, sokaklara asfalt atacağız, altyapıyı tamir edeceğiz, eskisinden daha güzel hale getireceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ'yle birlikte oralarda kentsel dönüşüm yapacak. Vatandaşlarımızın daha güzel, daha konforlu, emniyetli konutlarda oturmasını sağlayacak. Halkın sürekli güvenliğini sağlamak için oraya karakollar, mahallekollar yapılacak. 'Şimdilik mesele halloldu ama yarın bir gün ne olur' endişesini insanların yaşamaması lazım" ifadelerini kullandı.
Bakan Yıldırım, cuma günü Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Mardin ziyaretinde, 'Master Plan' olarak bilinen Terörle Mücadele Eylem Planı'nın açıklanacağını kaydetti. Meclis'teki bir siyasi parti olarak HDP'yi muhatap almak istediklerini, ancak HDP'nin terörle bağını koparamadığını dile getiren Yıldırım, şunları ifade etti:
"Bizim muhatabımız milletimizdir, vatandaşımızdır. Muhatabımız asla terör örgütü değildir. Keşke muhatabımız Meclis'teki siyasi parti olabilseydi. Bunu çok arzu ederdik ama gördük ki irade onlarda değil. Onlar da büyük bir açmaz içerisindeler; çünkü bir yandan terör baskısı, bir yandan seçmenlerin yaşadığı hayal kırıklığı arasında bocalayıp duruyorlar, çaresizler. Ama burada tercih edilecek olan bana göre terör örgütünün baskısı değil, 5 milyon seçmenin oylarının sorumluluğunu taşıyarak açıkça terörün karşısında yer almaktır. Siz şimdi vaveyla yapacaksınız, gürültü koparacaksınız ama ağzınızdan bir kelime çıkmayacak, 'PKK terör örgütüdür, lanetliyorum, bebekleri, kadınları, masum insanları öldüren bu terör örgütünü şiddetle kınıyorum' demeyeceksiniz. 7 Haziran öncesi bunlar çıktılar, 'biz artık Türkiye partisiyiz, terörle falan işimiz yok, bölücülük falan da yapmayacağız, beraber yaşayalım, birlikte olalım' dediler. Seçim oldu çıktı birisi, 'emanet oyları korumaya çalışacağız' diye masum bir açıklama yaptı. Dağdan bir ses 'sen ne emanet oyu, işine bak, emanet falan yok' dedi, ağzının payını verdi. Ayar verdikten sonra birisi çıktı Hakkari'de 'bizim arkamızda o var, bu var' bir sürü terör örgütü adı saydı, birisi çıktı 'bu teröristlerin cenazesine gitmeyenlerin canını yakarım, cezalandırırım' falan dedi. Birisi tabancaları, tüfekleri arabalarına koyup lojistik destek yapmaya kalktı. Millet 'ne yaptık biz' dedi. Millet kafasını duvardan duvara vurdu. 1 Kasım'da da 1 milyon oy kaybettiler. Bugünkü durumları 1 Kasım'dan daha iyi değil."
"O GİTSİN AMERİKA'DA FİLM ÇEVİRSİN"
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu suçlayan Mahsun Kırmızıgül'ü eleştiren Yıldırım, "O anlamaz bu işlerden. Gitsin Amerika'da film çevirsin. Ne yapacak, üstüne vazife olmayan işlere burnunu sokuyor. Eğer ülkesini çok seviyorsa gelsin Türkiye'de yaşasın" diye konuştu.