Uluslararası Kültür ve Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Emin Ramanlı, UKDM ile ilgili olarak şunları söyledi:
"Uluslararası Kültür Ve Düşünce Merkezi; küresel ve bölgesel güç olmayı hedefleyen Türkiye'nin dış politika, siyaset ve ekonomi gibi konularda ne gibi stratejilerin izleneceği, politika yapıcılara değişik alanlarda çalışmalarla alternatifler sunarak katkı sağlayacak. Dünya, özelde Türkiye ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek, yaşanan siyasi-politik gelişmelerin öncesi-sonrası, öngörü ve tespitlerde bulunarak, siyasi, ekonomik, sosyal stratejiler yapıp, analizler hazırlayacak ve bunları rapor halinde kamuoyu ile paylaşacağız"
İşte anlamlı günde anlamlı bir kuruluş gerçekleştiren UKDM'nin 15 Temmuz raporundan öne çıkanlar;
15 Temmuz 2016'nın akşamında başlayan saldırıya bir kalkışmanın çok ötesindeydi. Böylesi bir saldırının ve darbenin arkasında yabancı istihbarat örgütlerinin olmadığını düşünmek, hafif tabiriyle atalet olur. FETÖ Terör Örgütünün sapkın elebaşısı, "şah damarınız kadar yakınım size" diyerek, kendine bir uluhiyet makamı çiziyor ve aslında ne kadar hastalıklı bir ruh halinde olduğunu gösteriyordu.
Toplumun dini duygularını kullanarak, toplum ve devlet içinde güçlendiler ve bu onların yıllarını aldı. Onların güçlenmesini hep beraber izledik ama galiba toplumun önemli bir kesimi, bu tehlikeli cemiyetin bir gün eli silahlı, kanlı bir terör örgütüne dönüşeceğini tahmin bile edemedi.
15 Temmuz, Emperyalizmin bu topraklara saldırdığı ne ilk, ne de son tarih olacaktır ama unutulmamalıdır ki, emperyalizmin ilk yenilgiye uğradığı topraklarda yine bu topraklardır-Anadolu'dur.
Emperyalizm ilk yenilgisini Çanakkale'de tattı ve bu onların ilk yenilgisidir, sonradan birçok İslam ülkesinde defalarca, benzer kurgularla saldırılar düzenlediler ve nerdeyse tamamında başarıya ulaştılar.
Anadolu, onlara hep yenilgiyi tattırdı, bu yüzden bu kutsal topraklara daha bir hırsla saldırıyorlar.
Türkiye; 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sonrası ikiye ayrılır
15 Temmuz Milletin; devletine sahip çıktığı, devletin bağımsızlık ve hürriyet, Cumhuriyeti koruyup-kurtarma mücadelesidir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu mücadelenin olmazsa olmazıdır, gemileri karadan Halice yürüten fethin Fatihidir. Millet Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında kenetlenmiş ve ülkesine sahip çıkmıştır.
15 Temmuz bir ülkenin var olma mücadelesi, yeniden diriliş ve yenilenme hikâyesidir. Parçalanmakla karşı karşıya kalmakla, yekvücut olma savaşıdır.
Darbeye, darbeyle yanıt veren, son yüzyılda başka da böyle güçlü bir millet, irade ve dirayet de yoktur. Irak'ta, Libya'da, Mısır'da, Suriye'de milletlere çıkarılan faturalar göz önüne gelince, Türkiye'de milletin faturayı Emparlist güçlere iade şekli, dünya tarihine altın harflerle kazınmış ve dünya milletleri tarafından hayranlıkla izlenmiş, ayakta alkışlanmıştır.
"BU YAPIYA ACIMAK ZEHİRLER"
Türkiye için 15 Temmuz arınma ve yenilenme dönemi olmalıdır. Bu yapıya acımak, bizleri duygu kirlenmesi ve zehirlenmesine götürecektir.
Bu tehlikeli yapının bukalemun gibi hareket ettiğini, nereye gitse ve kimlere bulaşsa, onlara dönüştüğünü ama özününün bukalemun olduğunu artık çok iyi biliyoruz. Karşımızda çok tehlikeli bir hayvan var ve bu hayvan, her türlü hayvanlığı yapacak ilkesizliklere sahiptir.
