"Koç Holding'in kendi gazetesi yazdığına göre gerçek olmalıdır.
Müzecilikte devrim yapan, müzeciliğe çağ atlatan bu dâhiyane fikir, daha başka sakilliklerle de desteklenmeli, güçlendirilmelidir.
Örneğin Kemal Bey'in yürüyüş molalarında ayaklarına sürdüğü Batikon'un boş şişesi de Atatürkçü kuşaklara ilginç ve eğitici bir "relic", yani bir kalıntı, bir "kutsal emanet" olabilir.
Ayaklarını sokup dinlendirdiği leğenin içindeki tuzlu suyu da, dökmediyseniz eğer, müzenin girişinde bir çanağa koyarsınız, Katolik kilisesinin girişindeki okunmuş su gibi, gelen parmaklarını daldırıp orasına burasına sürer.
Ne yani, Atatürk'ün içmiş olduğu şekerli kahvenin fincanı, hem de kurumuş telvesiyle birlikte Galatasaray Müzesi'nde saklanıyor da...
Dedim de aklıma geldi, Galatasaray'ın yeni stadyumunun açılış töreninde, adı herkesçe bilinen mahut yöneticinin Tayyip Erdoğan'ı "yuhalattığı" tarihi dakikaların ses kayıdı da bu müzedeki seçkin yerini almalıdır.
Hatta bu ses kayıdı müze içindeki hoparlörlerden sürekli yayınlanmalı, böylece ziyaretçilere Koç Holding'in "siyasi mevkii" ispat edilmelidir.
Olmazsa da teypten Zülfü Livaneli şarkılarıyla vaziyeti idare edersiniz."
ENGİN ARDIÇ'IN BUGÜNKÜ YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN