15 Temmuz darbe girişimine ilişkin davalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil eden avukat Hüseyin Aydın ile FETÖ davalarının geleceğini ve sanık ifadelerini konuştuk. Ankara merkezli FETÖ davalarını başından beri takip eden Aydın "Sanıklar örgütsel tavırla, bilinçli olarak yalan söylüyor. Yalanı yaşam tarzı haline getirmişler. Ancak bu yalanlar onları kurtarmayacak" dedi. İşte özetle söyledikleri:
Sanıkların ilk duruşmadaki ifadelerini geri çekmelerinin sebebi ne?
Ceza soruşturmalarında sanıkların verdikleri ilk ifadeler daha samimi ve gerçeğe uygun. 16 Temmuz sabahı darbenin başarısız olduğu anlaşıldığında örgüt ve mensupları büyük bir şok ve panik yaşadı. Bu koşullarda bir kısım sanıkların ortaya çıkan manzaranın vehametinin de tesiriyle olayı aydınlatacak beyanlarda bulundukları anlaşılmakta. Ancak kısa bir süre örgüt yönlendirmesi ile organize bir şekilde hareket etmeye başladılar.
İfadelerde kendilerini değil örgütü ve Fetullah Gülen'i koruma eğilimleri örgütsel bir faaliyetin delili değil mi?
Kahir ekseriyeti örgüt üyeliğini inkar etmek suretiyle kendilerini doğrudan, örgütü de dolaylı olarak aklamaya çalışmakta. Örgütün savunma stratejisine harfiyen uyuluyor. Tüm bu hususlar, sanıkların örgüt görüntüsünü teyit eder mahiyettedir.
Hiç pişmanlık ifade eden var mı? FETÖ'cü darbeciler cezaevinden çıksa yine aynısını yapar mı?
Pişmanlık yok, intikam hayali kuruyorlar. İmkan bulabilirlerse söz konusu savunma stratejisi ışığında aklanmayı ümit etmekle birlikte akladıktan sonra karşıtlarını sanık sandalyesine oturtmayı hedeflemekteler. Bu proje içerde bir kısım siyasi partiler dışarda da birçok devlet tarafından el altından desteklenmekte.
Ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanan bir sanığın mahkemede alaycı ifadeler kullanması size de garip gelmiyor mu? Bu kişilere çeşitli vaatler verilmiş olabilir mi?
Burada iki türlü vaad söz konusu. Birincisi ahirete yönelik bir vaadin varlığı. Bu vaatin bir kısmı rüyalar üzerinden oluşturulmakta. Ayrıca sanıklar, mensup oldukları örgütün kendilerini bir şekilde kurtaracağına ve tahliye edeceklerine inanmakta. Bu inancın oluşmasında örgütün ilettiği mesajlar temel faktör olmakla beraber, bir kısım siyasi partilerin doğrudan veya dolaylı olarak örgütün stratejisine müzahir gözükmesi de bu inancın pekişmesine yol açmaktadır.
RÜTBEYE GÖRE YALAN USTALIĞI
En profesyonel yalan söyleyen FETÖ sanığı kim?
Sosyal hayatta zaman zaman yalan söyleyen insanlarla hatta yalanı meslek haline getiren insanlarla karşılaşmaktayız. Ancak yargılamalarda gözlemlediğimiz sanık profili, yalanı yaşam tarzı haline getiren ve örgüt menfaatleri söz konusu olduğunda yalanda sınır tanımayan bir sanık profili. Yalan söyleme becerisi, sanıkların örgüt içindeki konumlarına göre paralellik arz etmekte. En çok ve en ustaca yalan söyleyenler, örgütteki pozisyonu en yüksek olanlar. Bu çerçevede başta sivil yöneticiler olmak üzere 15 Temmuz gecesi yönetici pozisyonundaki üst rütbeli askerlerin en çok ve ustaca yalan söyleyen sanıklar olduğunu söyleyebiliriz.
'ÇOK TEMKİNLİ OLUNMALI'
Samimi olarak pişmanlık duyan bir FETÖ sanığına rastlamadınız mı?
Edindiğimiz tecrübeler, insana dair tüm ezberlerimizin ve ön kabullerimizin sarsılmasına yol açtı. Bu sözü "Hiçbir insan söylemez" dediğiniz şeylerin söylendiğine "İnsan olan yapmaz" dediğimiz eylemlerin de yapıldığına şahit olduk. Karşımızda rol yeteneği fevkalade yüksek bir örgüt liderliği ve mensupları söz konusu. Bu koşullarda neyin rol neyin gerçek olduğu karıştırma olasılığınız yüksek. Çok temkinli olunmalı. Sanıklar örgütsel tavırla, bilinçli olarak insanlık dışı yalanlar söylüyor. Ancak bu yalanlar onları kurtarmayacak.
Avukat Hüseyin Aydın
MİLLET, DAVALAR KISA SÜREDE BİTSİN İSTİYOR
FETÖ davaları ne zaman sonuçlanır?
FETÖ konusunda darbe davaları
da olmak üzere Türkiye genelinde
açılmış birçok dava var.
Bildiğim kadarıyla devam eden
soruşturmalar da bulunuyor. İstinaf
ve temyiz aşamaları da düşünüldüğünde
davaların uzun süre daha
kamuoyunun gündemini meşgul
edeceğini söylemek mümkün.
Özellikle darbe davalarının en
kısa sürede sonuçlanması milletimizin
yüksek bir beklentisi haline
gelmiştir. Bu nedenle en azından
yerel mahkeme aşamalarının
2018 yılı bitmeden sonuçlanması
bu beklentiyi karşılayabilmek açısından
önemli.
FETÖ sanıklarının ifadelerinden AİHM'yi hedefledikleri anlaşılıyor. AİHM'den darbe davaları ile ilgili olarak FETÖ'cüler lehine bir karar çıkabileceğini düşünüyor musunuz?
Bir kısmı cumhuriyet savcısı
olmak üzere geride bıraktığım
20 yılı aşkın uygulama tecrübesine
dayalı olarak ifade edebilirim ki
darbe yargılamaları, adil yargılama
ilkelerine ve ceza
yargılamasına dair ilke
ve kurallara en çok riayet
edilen davalar olarak
tarihe geçecektir.
Buna rağmen sanıkların,
gerçek dışı iddia ve
ithamlara AİHM'ye olası
başvurular için bir zemin
oluşturma gayreti içinde
olduklarını gözlemlemekteyiz.
Yargılamalar sonuçlandığında
ve AİHM'ye başvurular
yapıldığında ne tür
bir karar çıkacağını şimdiden
kestirmek mümkün
değil.
Şunu da unutmamak gerekir
ki, AİHM yargıçlarının
özellikle politik yönü olan ve
mensubu bulundukları ülkelerin
siyasi pozisyon belirledikleri
konularda sadece hukuku
gözetmedikleri hukuk dışında
başka parametreleri dikkate
aldıkları bir gerçek.
'KONTROLLÜ DARBE' ALGISI İÇİN ZEMİN ARIYORLAR
Sanıkların ortak savunma stratejisi, nasıl kurtulmayı planladıklarına dair ipucu veriyor mu?
Sanıklar, örgütün himaye görebileceği
bir siyasi iklimin oluşması
halinde kurtulacaklarından emin
gözüküyor. Esasında savunmalarıyla
kontrollü darbe iddiasının hukuken
alt yapısını oluşturmaya çalışıyorlar.
O gece talimat veren konumunda
olduklarına dair çok güçlü deliller
olan sanıkların tamamı, kimliğini bilmedikleri
yüzü kapalı kişilerce derdest
edildiklerini ve suç teşkil eden
talimatları silah zoruyla verdiklerini
iddia ediyor. Bunu da MİT üzerinden
sivil iradeyle ilişkilendirmeye
çalışıyorlar. Bu hususlar örgütün
yurt dışında firari olan unsurlarının
hazırladıkları raporlarda, akıl almaz
ithamlarla dile getiriliyor.