Emniyet teşkilatının iliklerine kadar işlemiş oldukları
17-25 Aralık darbe operasyonlarından sonra ortaya çıkan
Paralel Yapı'nın hükümeti zor duruma düşürmek için yaptıklarını daha geçen hafta SABAH'ın manşetlerinde öğrenen her Türkiyeli vatandaş gibi benim de tüylerim diken diken oldu.
Hakkâri'de 15 Ocak gecesi çıkan olaylar sırasında, kalabalığın üzerine patlayıcı madde atan zırhlı araçtan, Paralel bağlantıları nedeniyle tasfiye edilen 3 polis çıkmış. Şanlıurfa'da Paralel Yapı'nın imamının talimatıyla Kobani olayları sırasında MOBESE kameralarını karartarak yapılan
'Kameralı ihanet' sonrası çıkan kararnameyle,
Kahramanmaraş Emniyet Müdürü Sayın Ümit Yaşar Adalar, 21 ilin emniyet müdürüyle birlikte merkeze çekildi. Ben Sayın Adalar'ın yapısını, kafasının içini, gönlünün tarafını bilecek kadar kahin değilim ama bana göre hatırlarsanız bu sütunlarda Sayın Adalar'ı bir konuda çok eleştirmiştim. Suriyelileri protesto etme bahanesiyle Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi sokakların savaş alanına çevrildiği illerden biri de Kahramanmaraş olmuştu. Ve ne yazık ki bu olayların olacağı günler öncesinden belliydi. Çünkü sosyal paylaşım sitelerinde sağır sultanın bile duyduğu toplanma duyuruları yapılıyor, tehlike
'Geliyorum' diyordu. Ve ne yazık ki o olaylarda polisimiz bana göre başarısız kalmıştır. Günler öncesinden geliyorum diyen çirkin oyunu daha başlamadan bozamamış, bu sütunlardan Sayın Adalar'a
"Günaydın müdür bey, Cumhurbaşkanlığına giden yolda Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı sıkıştırmak isteyenlere nasıl bir çanak tutulduğunun farkında oldunuz mu?" diye sormuştum. Hakkari'de
'Akrepli', Şanlıurfa'da ortaya çıkan
'Kameralı' ihaneti öğrenince sizin bilmem ama benim aklıma
"Sayın Adalar'ın başını ne yedi?'' diye sormak geldi. Sayın Adalar'a bundan sonraki yaşamında uzun ve sağlıklı ömürler ile hakkında hayırlısı olsun diyorum. Güle Güle Sayın Adalar…