Ekili alanların hasat sonrasında toprakta kalan kök ve saplarının yok edilmesi için çıkarılan anız yangınları Adana'nın havasını kirletmeye devam ediyor. Anız yakılan tarla sahipleri, "Yangını kimin çıkardığını bilmiyoruz" diye kendilerini savunurken, astım ve KOAH gibi solunum yolu hastalığı olanlar, "Hava kirliliği yüzünden nefes alamıyoruz. Adana ve çevresindeki ekili alanlarda ürün tarlada iken hiçbir yangın çıkmıyor. Ama hasat sonrası her yer yanıyor. Cezalar artırılsın. Tarlasında anız yangını çıkanların arazisine el konulsun. Kimsenin kimseyi zehirlemeye hakkı yok" diyorlar. Anız yakılan tarlalarda kesilen cezaların caydırıcı olmadığını söyleyen genç üretici Hacı Cevheribucak (29), "Dekar başına kesilen cezalar sembolik. Eğer cezalar yüksek miktarlara ulaşırsa anız yangınları asgariye düşer. Üreticiler, Tarım Bakanlığının verdiği desteği kullanarak parçalama makinesi alabilirler. Böylece hem toprağını korur, hem çevreye zarar vermez, hem de milyonlarca canlının ölmesine yol açmaz. Buğday ve mısır hasadından sonra Adana yaşanmaz bir kent oluyor. Genç bir üretici olarak tarlasını yakanları, çevreyi kirletenleri şiddetle kınıyorum" diye konuştu.
ULAŞIMI ETKİLİYOR
Anız yangınlarından sonra oluşan yoğun duman tabakasının hava ve karayolu trafiğini de olumsuz etkilediğini belirten Hacı Cevheribucak, "Adana Havalimanına inecek uçaklar gökyüzünü saran dumandan dolayı pisti pas geçmek zorunda kalıyor. Uzun süre havada kalan uçaklar, birden fazla denemeden sonra piste inebiliyor. Hatta tehlike atlatan uçaklar olduğunu biliyoruz. Toprağın karbon ve azot dengesi de bozuluyor. Anızla birlikte topraktaki organik madde de yakılmış oluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dekar başına 42 lira para cezası kesilmesini kararlaştırdı. Oysa dekar başına en az bin lira ceza kesilse hiç kimse anız yakmaya cesaret edemez" şeklinde konuştu.