FIRAT Nehri kıyısında yer alan ve 'Çingene Kızı' mozaiğiyle ünlenen Zeugma Antik Kenti'nde bu yıl yürütülen arkeolojik kazılarda mozaiklerin yanı sıra lejyon birliklerinin giysilerine ait bronz parçaları, gümüş ve demirden üretilmiş çeşitli buluntular, yüzükler, fibulalar, pişmiş topraktan seramikler, fildişi ve kemik iğneler, fresk parçaları gün yüzüne çıkarıldı.
20 BİN DÖNÜMDE
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutalmış Görkay ve ekibi tarafından 2005 yılından bu yana sürdürülen kazıların bu yılki etabı sürüyor. Kazı ekibi, 20 bin dönüm üzerine kurulu Zeugma Antik Kenti'nde 'Mousalar Evi' olarak adlandırılan Roma villasındaki çalışmalarını sürdürüyor. Zaman zaman 40 dereceyi aşan sıcaklar altında yürütülen kazı, 18 Eylül'e kadar devam edecek. Kazı Başkan Yardımcısı ve Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol, Zeugma'nın Fırat Nehri üzerindeki konumuyla Mezopotamya'ya geçit veren en önemli kavşaklardan birisi olduğunu belirtti. Erol, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırında yer alan kentin bu konumunu M.S. 2. yüzyılın ikinci yarısına kadar koruduğunu ifade ederek kentin tarihinin erken paleolitik olarak da bilinen eski taş devrine kadar uzandığını vurguladı.
ON YILLARCA SÜRECEK
20 bin dönüm alan üzerine kurulu bir kent olduğu için kazıların Efes Antik Kenti'nde olduğu gibi uzun yıllar devam edeceğini belirten Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol, "Oradaki kazılar 100 yılı geçti. Burası da en az o kadar sürecek arkeolojik potansiyele sahip bir yer. Zeugma, Çingene Kızı mozaiğiyle ünlendi. Kentin daha kazılmayan bölümlerinde müzede sergilenen eserlerden daha güzel mozaikler, heykeller ortaya çıkabilir" diye konuştu.