KİMSE KİMSENİN STRES TOPU DEĞİL
İlişkide sadakate mi önem verirsiniz, hayatındaki kişinin attığı her adımı takip edenlerden misiniz?
Sadakata önem veririm, kimseyi takip de etmem. Benim peşinde olduğum sadakat; kendiliğinden olan, sen talep etmeden sunulan ve huzur veren cinsten. Ayrıca ilişkide geçmişi gereksiz kurcalamamak da lazım. Şu anda mıyız, mutlu muyuz, birbirimizle bütünleniyor muyuz; tamamdır, bekleme yapma! Kimse kimsenin stres topu, ego tatmin aracı değil.
ŞİKAYET YOK, YÜRÜMEK VAR!
Şarkılarınızı kendiniz yazıyorsunuz, hemen her şeyi kendiniz yapıyorsunuz. Omzunuzdaki yük ağır değil mi?
Daha hiçbir şey görmediniz! Kanalı doğru şekilde yarattıktan sonra ürettiğim her şeyi bir bir paylaşmak istiyorum. Şu anda yolum uzun, yüküm de ağır ama biliyorum ki ilerledikçe daha da ağırlaşacak. O yüzden şikayet yok, yürümek var.
Şarkı yazmanızın müzikal yolculuğunuza ne gibi katkıları oluyor?
Kendi içimden akan zaten yolunu buluyor. O yüzden sanırım daha çelişkisiz ve doğal ilerleyen bir süreç.
Şarkı yazmak için illa aşka ihtiyacı olanlardan mısınız peki?
Evet, doğru; aşk acısı adamı konuşturur, ağlatır, yazdırır, gezdirir, fena bir ivme kazandırır ama buna ihtiyaç duyanlardan, hayatında iniş çıkış olmayınca yazamayanlardan değilim ben. Sonuçta tecrübe ve hatıra diye de bir şey var. Ben her durumda yazarım, gözlemlerim, yaşarım ya da kadın olduğumdan beş adım ilerisini hayal eder, yazarım.
KEDİSİ BOL HER YER BENİM EVİM
İstanbul'u anlatmanızı istesek, nereden başlardınız?
Ben sahilciyim; Rumelihisarı olsun Arnavutköy olsun, Moda olsun; iyot kokan, kedisi, martısı bol her yer benim evim. Adaların da ayrı bir tadı var. Eski İstanbul'u da çok seviyorum.
Hâlâ bu şehre aşık mısınız?
Aşık değilim çünkü beni büyük bir kalabalıkla aldatıyor, o kadar da geniş mezhepli değilim. (Gülüyor) Şaka bir yana; yazın şehirden kalabalık gidiyor, işte o zaman İstanbul'uma kavuşuyorum.