Bir liman kasabası olan Ayvalık'ta, zeytin hasadı döneminin Ekim ayında başladığını öğrendim. Murat Reis Ayvalık ve Borajet'in evsahipliğinde
kendimi havalimanında buldum. 45 dakika süren uçuş sonrası arabayla yine 45 dakikada Murat Reis Ayvalık'taydım. Mavi bayraklı plajda Ekim ayı olsa da denize girmek için henüz geç değildi ama ben Ayvalık'ı keşfetmek istedim. Küçükköy'e yaklaşık 20 dakikada ulaştım. 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet, Midilli'yi almaya giderken köyde bıraktığı 200 yeniçeri köyün temellerini atıyor.
Şimdilerde Küçükköy, mobil uygulamalar ve aplikasyonlarla ilgilenenler için dijital inkübasyon merkezlerinin kurulduğu bir sanat ve tasarım köyü haline getirilmiş. Köydeki çocuklara kodlama ve robot geliştirme dersleri veriliyormuş. Bunun yanı sıra oyun kuruculuk eğitimi alan minikler ileride tutkunu olabileceğiniz oyunlar tasarlıyormuş. O gün, bir yandan köyün peynirlerini tadarken, bir yandan doğal deriden mask adı verilen süslerin yapımını öğrendim.
ZEYTİNYAĞI TADIMI
Peynirlerin tadı damadığımdayken köyden ayrılıp zeytin hasadı için Sarımsaklı yakınlarındaki Kürşat Aile Çiftliği'ni ziyaret ettim. Bütün gün klavye başındaki ellerimle bu kez dalından zeytin topladım. Ardından zeytinlerden elde edilen zeytinyağını şişelere doldurulma aşamasına kadar izledim.
Yediğim içtiğim benim olsun, size gördüklerimi anlatayım diyerek Zeytin Evi'nde yediğim zeytinyağlı yemekleri anlatıp hiç canınızı çektirmeyeceğim. Ancak işin eğlenceli bir kısmı vardı ki, bu da zeytinyağı tadımıydı. Unutmadan, dondurmalı lor tatlısını tatmanızı tavsiye ederim.
'Biz ne ara oraya gideceğiz, çok zor' diyorsanız küçük bir kaçamağı hiç gözünüzde büyütmeyin çünkü Murat Reis Ayvalık, hem ruhunuzu, hem de bedeninizi dinlendiren konsepti ve zeytin hasadı paketi ile şehrin stresinden uzaklaşıp farklı bir deneyim yaşamak isteyen misafirlerini 31 Ekim'e kadar ağırlamaya devam edecek.
Akşamüzeri, dünyanın oksijeni en yüksek noktalarından birisi olarak kabul edilen Ayvalık'ta Şeytan Sofrası'nda kahvemi içtim.
Sarımsaklı, göçmen kuşların göç haritası üzerinde yer alıyormuş. Ben leyleği havada göremedim ama belki siz görebilirsiniz.
KALBİM EGE'DE KALDI
Ertesi gün otelden shuttle botla tura çıkıp soluğu Cunda'da aldım. Cunda'daki Taş Kahve'de kahve yudumladım, zeytin ağacından yapılan mutfak eşyaları ve süslere göz atarken Ayvalık'ta bir anda hayat durdu sanki. Herkes, hazır ola geçip İstiklal Marşı'mızı hep bir ağızdan okumaya başladı. Meğer Ayvalık'ta her pazar günü saat 5'te İstiklal Marşı okunurmuş etkilenmemek elde değil; doğrusu.
Soluğu Taksiyarhis Müzesi'nde aldım. 1873'ten bu yana harap hale gelen anıtsal klise binası, son yıllarda müze haline getirilmiş.
Cunda'nın eşsiz sahilinde balık keyfi yapmadan geri dönemezdim.
Her güzel şey gibi Ayvalık tatilim de bitti. Uçakta telefonumu uçuş moduna alıp fotoğraflara bakarken bir sergi açabilecek kadar çok fotoğraf çektiğimi farkettim. Eee bunca yıl boşuna 'Kalbim Ege'de kaldı' dememişler demek ki...
Murat Reis Ayvalık'ın deniz manzaralı sauna ve spor salonunda yorgunluk atarken özel kumlardan oluşturulan plajında tatilin keyfini doya doya çıkarabilirsiniz.
