GÜNAYDIN'ın Ramazan buluşmaları, müzik dünyasının iki ünlü ismi Kibariye ile Emre Aydın'ı bir araya getirdi. Point Hotel'de, iftar yemeğinde buluşan ikili, bir yandan oruçlarını açıp diğer yandan yeni projelerin temelini attı. Aydın'a hemen çocuk sahibi olma tavsiyesi veren Kibariye, ünlü rock'çının eşi Eda Aydın'a övgüler yağdırıp "Senin eşinden güzel değilim ama çok şükür taş gibi kadınım" diye espri yaptı. İşte ikilinin keyifli iftar sohbeti...
KİBARİYE: Emre, sen ne zaman evlendin? Eşin çok güzelmiş maşallah! Nasıl tanıştınız?
EMRE AYDIN: Çok teşekkür ederim... Geçen yaz evlendik. Eda'nın kuzeni, benim arkadaşımdı. O sıralarda yeni bir eve taşındığım için iç mimar arıyordum. Eda da iç mimar, kendisiyle o vesileyle tanıştık.
K.: İnşallah bir ömür boyu mutlu olursunuz. En kısa sürede evlat sahibi olun. Ben bu konuda çok tecrübeliyim. Hayatı güzel okudum. Şimdi 60 yaşındayım. Doğursam, senin kadar çocuğum olurdu. Ama çok şükür taş gibi kadınım! Botoks motoks bilmem... Senin eşinden güzel değilim ama neyse... (Gülüyor)
E.A.: Estağfurullah... Bu arada saçlarınız çok güzel olmuş...
K.: Bu röportaja özel olarak yaptırdım, bugün güzel görünmek için... İnanmayacaksınız ama iki dakikada makyajımı yaptım, çıktım. Zamanımı güzellik merkezlerinde, kuaförlerde geçirmem. Hayatımda hiç estetik yaptırmadım. Hiçbir zaman da öyle komplekslerim olmadı. Güzellik gitsin de, sesim gitmesin. Neyse konuyu kaynatmayayım; tekrar söylüyorum, erkenden çocuk sahibi olun.
KONSERLERE AĞLAYARAK GİTTİM
E.A.: Biz de istiyoruz zamanı geldiğinde... Sizin için, konserler ve turneler derken çocuk büyütmek zor olmadı mı?
K.: İkisini bir arada yürütmek o kadar zordu ki... Herkes böyle bir tempoda zorlanır. Üç saat boyunca sahnede kalıp şarkı söylüyorum. Konser konser geziyorum, elimde de çocuğum... Hiç kolay değildi. Bu sözlerim seni korkutmasın sakın. Sen parayı kazanacaksın, eşin çocuğa bakacak. Ya annesi yardım eder, ya da dadı... Benim kızımı da kayınvalidem büyütmüştü. Kızımı götüremediğim konserler olduğunda hep ağlayarak gittim, sahneye çıktım. Üzülmedim mi? Tabii ki üzüldüm. İnsanın çocuğunu bırakıp gitmesi, açık yaraya tuz basmak gibi. Ama ben mesleğimi ve anneliği başardıysam ne mutlu bana. 50 senedir kimler geldi, kimler geçti sanat camiasında... Ben namusumla, terbiyemle ve sadece sesimle var oldum. Helal para yedirdim çocuğuma. Kıskananlar çatlasın! (Gülüyor)
E.A.: Kıskananlar çok değil mi?
K.: Makara yapıyorum aslında; kim kıskanacak beni! (Gülüyor) Ama iyi niyetle de olsa insana nazar değebiliyor. Ayrıca mesleğimiz de çok zor. Senin de kız ve erkek çok hayranın var; konserlerin sevenlerinle dolup taşıyor. Bunu çok iyi anlarsın. Mesela kızımı alıp yemeğe çıkamıyorum, markete gidip alışveriş yapamıyorum. Dışarıya şalvarla da çıkarım, başımda tülbentle de... Rahat olmayı seviyorum. Sevenlerimizi görmek tabii ki çok güzel bir his; bizimle fotoğraf çektirmek istiyorlar. Ama benim yüzümden kızım da zorluk çekiyor, çoğu zaman sıkılıyor. Bu arada kızım senin hayranın. Müsait olsaydı onu da getirecektim. Bütün şarkılarını ezbere biliyor. "Emre Abi'ye selam söyle" dedi.
YAŞLANANA KADAR ÇALIŞACAĞIM
E.A.: Kızınız kaç yaşına girdi?
K.: Şimdi lisede okuyor. Tasarım yapmak istiyormuş; çok yaratıcı. Ona her zaman söylüyorum; okumak çok önemli. Ben okumadım... Zamanında kadınlar tuvaleti diye erkekler tuvaletine girmiştim. Bu anımı da her zaman anlatırım. Beş kuruşum dahi olmasa, alnımın akıyla çalışır, çocuğumu okutmak için elimden geleni yapardım. Yaşlanana kadar, azıcık daha yüzüme bakılana kadar çalışacağım. Sonrasında da sadece kızımın yanında olurum. Seninle de inşallah bir düet yaparız.
E.A.: Çok güzel olur; çok isterim ve gurur duyarım. Ortaya farklı ve güzel bir iş çıkarmış oluruz. Eve gidince bunun üzerine çalışmaya başlayayım. Söz ve bestelerimi kontrol edeyim biraz... 'Re' mi, yoksa 'mi' mi size uyuyor?
K.: Sen onu problem etme; her şekilde söylerim ben. Notaları, müzikleri ayarlarız. Dik veya pes, arasını buluruz. Ben esnaf kızıyım, hava peşinde değilim. Şöyle baba bir parça olsun ama! Fotojenik de kadınım; güzel bir klip de çekeriz. Al sana mis gibi düet! Eskiden düetler bu kadar yaygın değildi; ben bu işi ilk yapanlardanım. Her camiada olduğu gibi müzik camiasında da kıskançlık var; bu kıskançlık olmamalı. Güzel şeyler ortaya koyarak müziğimizi konuşturmalıyız. Tarkan'la da güzel bir düet yaptık. Onu çocukluğundan beri tanırım. Bir gün ona yemek yaparken bana düet fikrini söyledi. Ben de kabul ettim. Tarkan'la yedi saat stüdyoda şarkı söyledik. Şımarık bir kadın değilim; iyi isimlerle düete her zaman hazırım.
E.A.: Son dönemlerde beğendiğiniz bir düet var mı?
K.: Mustafa Ceceli ile İrem Derici'nin düetini çok beğendim. İrem, gördüğüm kadarıyla çok deli dolu, içten bir kız. Doğallığını da seviyorum onun.
BENCE ROCK, ARABESKTİR
E.A.: Peki rock şarkılarla aranız nasıl?
K.: Bence rock da arabesktir. Rock şarkıların altyapısı, arabesk parçalara benzer. Arabesk şarkılarınki de rock'a... Arabeskmiş, popmuş, rock'muş hepsi hikaye; hepimiz birbirimizden esinleniyoruz. Bunu kimse inkar edemez; müzik tarzları birbirini çok etkiliyor. Müzik evrenseldir; sınıfı olmaz. Ben müzik kadınıyım; darbuka da çalarım, rock da söylerim. Aslında gerçek arabesk; Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay'ın, benim ilk çıktığım zamanlardaki damar şarkılarıdır. Artık o kadar damar arabesk şarkı kalmadı. Ama insanlar hâlâ onu istiyor, biliyorum.
E.A.: Size tamamen katılıyorum. Biz o şarkılardan çok şey öğrendik, öğrenmeye de devam ediyoruz. Döneme göre kullanılan enstrümanlar değişebiliyor sadece. Bazı temel noktalar ise değişmiyor. Aslında hepimiz arabesk yapıyoruz.
K.: Bak sana yeni şarkımı dinleteyim. Müzisyen olarak yorumunu yap... Nasıl olmuş?
E.A.: Çok güzel olmuş, ağzınıza sağlık. Klip ne zaman?
K.: Önümüzdeki günlerde çekilecek. Senin de kendi kliplerini yönettiğini duydum.
E.A.: Evet, uzun zamandır kendi kliplerimin yönetmen koltuğunda oturuyorum. Ayrıca korku filmi de çektim.
K.: Ne kadar güzel; çok yönlü bir insansın. Ben de birçok sinema filminde oynadım. O alana uzak değilim. Son olarak da 'Hababam Sınıfı'nda müzik hocası 'Sütlü Nuriye'yi oynadım. Çok sevildi, çok tuttu. Havalı kadınım ayol!
EKRANDA REYTİNG KAYGISI VAR BİZ EN İYİSİ MÜZİĞİMİZİ YAPALIM
E.A.: Televizyon programınız vardı; keyifle izliyordum. Yeniden program sunmayı düşünüyor musunuz?
K.: Çok güzel bir iş çıkmıştı ortaya ama çok zordu. Televizyonculuk ayrı bir iş, çok başka bir dünya. Sabah fırınlar açılırken evimize dönerdik. Ekmek parası sonuçta; büyük konuşmayayım ama şimdilik televizyon programı düşünmüyorum. Herkesten önce bu işi yapanlardan biriyim. Benden sonra İbrahim Tatlıses ve Emrah da yaptı. Şimdi ise hiç kimse kalmadı ekranda.
E.A.: Müzik programı yapmayı da düşünmez misiniz?
K.: Yaptım ama reyting kurbanı olduğunu söylediler bana. Ben reyting olayına inanmıyorum; bir işte reyting kaygısı olmazsa eğer o iş başarılı olur. Yola bunu bilerek çıkmak lazım. Sen de iyi bilirsin televizyonu... Müzik yarışmasında jüri üyeliği yapmıştın.
E.A.: Evet, iyi bilirim. Benzer durumları biz de yaşadık. Her şey planlandığı gibi olmayabilir.
K.: Biz en iyisi şarkılarımızı yapalım. Düetimiz de lafta kalmasın ama! Hatta seninle aynı sahneye de çıkalım. Eminim çok güzel bir sahne performansı yaparız. 11 Temmuz'da Enka'da konserim var, seni davet ediyorum; hanımını da al gel. Hem de hazırlık olur.
E.A.: Tabii, seve seve gelirim.
HER ZAMAN KALİTEYİ SEVERİM
E.A.: Her zaman iyi isimlerle çalıştınız. Ortaya çok güzel işler çıktı. Peki bunun sırrı nedir?
K.: İşini layığıyla yapmaya çalışan, işinin ehli isimlerle bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Çünkü bizim ortaya çıkardığımız işi bütün Türkiye dinliyor. Milyonların gözü önünde olduğumuz için ince eleyip sık dokumamız lazım. Bu benim tek başıma yaptığım bir iş değil. Biz bir ekibiz ve bu güzel işleri birlikte ortaya çıkartıyoruz. Kaliteyi seven kadınım. (Kahkahalar) Çalıştığım kişiler piyasada çok ünlü olmasa da işini iyi yapsın bana yeter. Çünkü ismi daha bilinmeyen birçok kişiyle de çalıştım.
E.A.: En son çıkan albümünüzün kapak fotoğrafları da çok güzel...
K.: Müzik kadar görsellik de çok önemli. Biz hem kulağa, hem de göze hitap ediyoruz. Biraz makyaj yapınca, fotoğrafçılar da ellerinden gelenin en iyisini yapınca, ortaya güzel işler çıkıyor.
YÜKSEKLİK KORKUM VAR
E.A.: Birlikte şarkı yaparsak, klibinin de çok güzel olacağına inanıyorum. Hatta bu fotoğraf çekimimizi gerçekleştirdiğimiz helikopter pistinde çekebiliriz klibi. Çok güzel olur bence. Mekan olarak aklımda bu tarz farklı yerler vardı. Kısmet bu projeyeymiş demek ki...
K.: Gerçekten burası yapacağımız şarkı için güzel bir çekim yeri olur. Gerçi ben biraz üşüdüm ama... Eğer birlikte okursak şarkıyı, kliple birlikte ortaya tadından yenmeyecek bir iş çıkar.
E.A.: Üşümeyi hallederiz de önemli olan ortaya çıkacak güzel iş... Benim de yükseklik korkum var ama biraz önceki çekimde bütün korkumu yendim. Bütün İstanbul insanın ayağının altında olunca korku falan kalmıyormuş.