Amerikalı yıldız, olayların kızı Lindsay Lohan; ülkemize bir geldi, gitmek bilmiyor. İstanbul'da Sultanbeyli'de kalan Suriyeli aileyi ziyaret etmesi, çocuklara hediyeler götürmesi, verdiği demeçler, ardından Bodrum, parmağının kopması, yeniden dikilmesi derken, en son Gaziantep Nizip'te Suriyeli sığınmacıların kaldığı konteyner kentte gördük kendisini.
Daha önce bu tip sosyal sorumluluk projelerinden ziyade fırtınalı ilişkileriyle, kavgalarıyla, sarhoş halleriyle görmeye alışkın olduğumuz Lohan'ın Türkiye'deki hali çok hoş, olgun, ilham verici ve mesaj içerikli ama ne yalan söyleyeyim bu ani değişim biraz da ilginç.
Neyse, gelişmelerle bu sevdanın nereye varacağını göreceğiz.
Efendim, gelelim topladığım bilgilere. Hollywood yıldızı, Gaziantep'te bir ay önce hizmete giren Hışvahan Otel'de kalmış. İsminin anlamı pamuk kozası olan otel, esasen 500 yıllık bir han ve Gaziantep'in önde gelen ailelerinden Özmen Ailesi tarafından işletiliyor. Özenle tasarlanmış 10 adet post modern butik odası var. Sedefli masalar, bakır doğramalar, yöresel dokunuşlar...
Peki Lohan ne yemiş, ne içmiş? Bir kere demli çayın hastası olmuş, bardak bardak çay içmiş. Zeytin piyazı, fıstıklı kebap ve Antep'in yöresel yemeği Omaç'a bayılmış (ufalanmış yufkalar, domates, biber, sarımsak ve kaşarla yapılan turşu ve ayranla servis edilen bir yemek), doymalar bilmemiş. 'İnşallah' demeyi öğrenmiş, cümle içinde bol bol kullanmış ve ille de yine geleceğini vurgulamış.
Lindsay Lohan'ın maceralarını heyecanla takip ediyor, sonunu merak etmeden duramıyoruz değil mi efendim...
