Özel hayatının özel kalmasını istiyorsan, kimseler konuşsun, yorum yapsın, akıl versin istemiyorsan yapacağın tek bir hareket var; susacaksın.
Geçtiğimiz günlerde evliliğini bitiren oyuncu Naz Elmas'a boşanmasıyla ilgili sorular sormuşlar; Naz, "Bu konu yoruma açık değildir" cevabını verip sahalardan çekilmiş.
Süper hareket. Bir daha da bu konuda ona soru soran çıkmaz.
KARAR KİMİN?
Efendim yine geçtiğimiz günlerde, bir kız arkadaşım; arkadaşlarının yeni ilişkisiyle ilgili yaptığı yorumlardan yakınıyordu.
Beğenmemişler, kondurmamışlar, 'Uzun sürmez' çekmişler, burun kıvırmışlar.
Aldım yoğurdu üfleyerek yiyen sazımı elime, verdim ayarı. Dedim; "Kızım sen deli misin? Senin kimi seveceğine, kimi öpeceğine başkaları mı karar verecek, sen mi?" Çünkü sen onlara özel hayatını anlatmadığın sürece, onlara akıl danışma gereği duymadığın sürece onların da sana fikir beyan etme hakkı doğmaz.
Ayrıca nedir bu seviştiğini anlatma hali.
Bunun nesi medeni? Kime ne?
Koca koca adamlar ve kadınlar olmuşken kendi seçimlerimize saygı duymak yerine, başkalarından neyin onayını bekliyoruz Allah aşkına!
TALİHSİZ BİR EGO
Hata da yapsan, mutlu da olsan senin.
Ayrıca birini birine layık bulmamak da ne çeşit ve ne talihsiz bir egodur. Aşkın sistemi bu mudur?
İki kişinin ne duygular paylaştığını üçüncüler bilebilir mi? Bu mümkün mü?
Sen yalnız kaldığında, özlediğinde, ağladığında, içindeki boşlukla boğulduğunda o senin ilişkini 'beğenmeyenler' mi teselli edecek seni? Onlar mı sarılacak sana?
Rica edeceğim bırakın artık bu ortama, konuya komşuya, 'takdir toplamaya' yönelik ilişmeleri. Gönül de sizin, seçim de.
Siz siz olun, özel hayatınızı yoruma açmayın derim kesinlikle.
