Geçen
yıl yapılabilecek en güzel şeylerden birini yaparken yani blog okurken karşılaştım Aylin Balboa ile. Entel Dantel adını verdiği blogta anılarını yazıyordu. Bilgisayarın başından hiç kalkmadan okuduğum anılar üzücü ama bir o kadar da komikti. Hiç düşünmeden ona "Keşke kitap yazsan" ile biten bir mail atmıştım. İçten ve mütevazı cevabında da şakalarını sürdürmüş ve yüzümü güldürmüştü. Üzerinden tam bir yıl geçti, yazar Mahir Ünsal Eriş'in de desteğiyle, okuru bol blogger Aylin Balboa'nın kitabı
Belki Bir Gün Uçarız İletişim Yayınevi etiketiyle geçen hafta raflarda yerini aldı. Kitabı hakkında ilk kez bizimle konuştu. Gerçek soyadını kullanmayan Aylin Balboa, yaşadıkları ve yazdıklarından fazlasını paylaşmak istemiyor. Balboa soyadını seçmesinin nedenini "Balboa benim kızlık soyadımdır diyormuşum... Bu soyadı
Rocky'den çıkardım. Onun olayı güzel dayak yemesidir. Karşı taraf yorulunca, sıra ona geliyor, bir kez vurup olayı bitiriyor. Ben de hayatta mecazi anlamda dövülmelere doyamıyorum ama ringe çıkmaktan vazgeçmiyorum" diyerek anlatıyor. Babasını kanserden kaybettikten sonra acısını okuyarak dindirmişken, abisi motor kazasında felç kalınca bu sefer içini yazarak dökmeye başlamış. Hepsi üst üste gelince de üslubu traji komik bir hal almış. Abisini sorunca "Abime arada Cem Karaca dinletiyoruz. Ama tepki vermiyor, sanki
Matrix'e bağlanmış, ensesinden kod basıyorlar adamın" diyor.
KAHIRLANMAYA VAKTİMİZ YOK
"Acı verici olayları absürd ve komik bir dille yazıyorum çünkü bunlarla baş etmek böyle daha kolay oluyor. Kahırlanmak için çok vaktimiz yok, bir ömrümüz var" diyor ve başından geçen talihsiz serüvenlerden bir kısmını gülerek anlatıyor Balboa: "Evime hırsız girdi, kısa süre sonra bir kaza geçirdim ve ayak bağlarım koptu. Madem rapor aldım, kitap için yazılarımı toplayayım diye bir kafede oturuyordum. Telefonum çaldı, ev sahibimdi. Açtım 'Aylin Hanım şu an yatak odanızdayım' dedi. Evde yokum ve ev sahibim yatak odamda! Meğer evimin yanındaki inşaat çalışmasında odamın duvarı yıkılmış. Düşünebiliyor musunuz? Evim kırıldı! Kafede kahkaha atmaya başladım. Yan masadaki insanlara gidip 'Benim evim kırıldı' dedim, güldük. Ama bence en komiği kazayla odamın duvarını yıkan adamın o anki surat ifadesi. Onu kaçırdığıma çok üzülüyorum. Bunları yazmayayım da ne yapayım? Beni okurken çok ağladığını söyleyen okurlara üzülüyorum mesela. Ben bir çıkarım yapsın ve biraz da eğlensin diye yazıyorum." Argo kullanmayı seven Balboa'nın başarısının sırrı annesi: "Annem daha dürüst, net ve büyük bir oyun arkadaşı. Benim böyle biri olmamda çok etkisi var. Annemin bir de Facebook sayfasını görseniz çok gülersiniz. Durum iletisine 'Komşularla yufka açma keyfi' yazıyor." Balboa kitabı hakkında bir itirafta bulunuyor. Genç yazar birkaç gün önce kitap yazdı diye para vereceklerini öğrenmiş ve çok şaşırmış. Balboa'yı en çok mutlu edense yazarı olduğu yayınevinin çıkardığı kitaplarını ona ücretsiz göndermesi.
Kitaptan tadımlık...
"
Hayal görmenin en kötü tarafı dokunma isteğini karşılayamamaları. Çünkü üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin mutlu görüntülere rastlamak halen mümkün. Ölülerin en kötü huyuysa konuşmamaları. Allah, keşke diyorum, hiç olmazsa bu kadarını ayarlasaydı. Çünkü babaların sesi çok özleniyor."