Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

MHP’nin ikinci başbuğu

MHP, Türkiye’ye yönelik saldırılar yoğunlaşınca adına ve liderinin ismine yaraşır biçimde bir devlet/millet partisine dönüştü. Devlet Bahçeli, kim ne derse dersin MHP’nin Türkeş’ten sonraki ‘ikinci başbuğ’u olarak adını tarihe yazdırdı

"20 Temmuz'da bir darbe yapıldı Türkiye'de, OHAL ilan edildi. 15 Temmuz FETÖ'nün kontrollü bir darbe girişimiydi, 20 Temmuz ise gerçek darbe..."
"12 Eylül'de 'Bizim çocuklar başardı' diyorlardı. Çok şükür 15 Temmuz'da onların gayri meşru çocukları kaybetti. Her birimiz Türkiye'yi son neferimize kadar savunmalıyız."
Birincisi, hakikati ters yüz ederek gerçek darbeyi değil, ona karşı yürütülen mücadeleyi hedef alan; ikincisi ise Türkiye'ye karşı açılmış savaşın, yani hakikatin bilincine varmış bir siyasi aklın ürünü olan bu açıklamaların kimlere ait olduğunu tahmin edersiniz. İlki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ikincisi ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları.
Yeni anayasa konusunda Bahçeli'yi ve MHP grubunu kendi safına çekmeye çalışan Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz çarşamba Bahçeli ile görüştü, ne var ki umduğunu bulamadı. Çünkü Bahçeli, toplam 18 maddeyi kapsayan ve tamamı ilk turda kabul edilen anayasa değişikliği metnini -milli irade referandumda isterse- Türkiye'ye açılmış savaşı kazanmanın siyasi formülü olarak görüyor.
Bahçeli'nin bu çizgiye, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra adım adım geldiğini hep beraber müşahede ettik. Her şey gözümüzün önünde yaşandı. 2011 seçimlerinde FETÖ kumpaslarının hedefi olan MHP'nin lideri, 17-25 Aralık sürecinde askıya aldığı FETÖ ile mücadele stratejisini bu süreçten -hele de 15 Temmuz'dan- sonra yeni ve daha etkili sürümüyle tekrar devreye koydu.

SOKAĞA ÇIKMANIN ŞİFRESİ
En kritik süreçlerde tarihin seyrini değiştirecek kararlar aldı Bahçeli. 7 Haziran sonrası, üç benzemez yüzde 60'lık blok koalisyonuna (CHP-MHP- HDP) geçit vermedi. 1 Kasım seçimlerinden sonra Meral Akşener'in adaylığı gibi FETÖ'nün parmak izinin olduğu politik kriminal olaylarla mücadele etmesini bildi. Muhalifler kongreyi toplamaya çalıştı, ancak Bahçeli'nin karşı hamleleriyle kongrenin 18 Mart 2018'te yapılması kesinleşti. Bu süreçte hem parti yönetimini, hem de tabanını bir arada tutmayı başardı. Zaten ülkücü tabanı provokasyonlara karşı sokaktan uzak tutma konusunda engin bir tecrübeye erişmişti, partisinin başına geçtiği 1997'den itibaren. Özellikle son dönemlerde PKK'nın her hain terör eyleminde milliyetçi tabanı sokaklara dökme planının ve iç savaş senaryosunun yattığını görüp ona göre tedbir aldı.
Bununla birlikte 15 Temmuz günü gibi gerektiği hallerde ülkücü tabanın sokaklara çıkmasını ve tehlike geçene kadar sokaklarda kalmasını da sağladı. 15 Temmuz'dan sonra Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamelere destek verdi. Türkiye'nin, üç terör örgütüyle (FETÖ, PKK ve DEAŞ), mücadelesini bir savaş olarak addetti. Bu örgütleri vekâlet savaşında kullanan büyük güçlerle ülkemizin mücadelesini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği üzere milli mücadele olarak algıladı.
15 Temmuz bağlamında FETÖ'yle savaşı, Fırat Kalkanı bağlamında DEAŞ'la mücadeleyi ve 22 Temmuz 2015'ten sonraki terör dalgasına karşı da PKK ile mücadeleyi koşulsuz biçimde destekledi. Bütün bunların ötesinde HDP'lilerin PKK çizgisindeki siyasetine her zaman net biçimde karşı durdu ama MHP'yi 1970'li 80'li yıllardaki Türkçü yaklaşımından sıyırarak partisinin milliyetçiliğini zamanın ruhuna uygun biçimde dönüştürdü. Milletin ırksal zenginliğini hoş gören, daha kapsayıcı, kuşatıcı bir milliyetçi/devletçi anlayış getirdi partisine.
Böylece MHP, Türkiye'ye yönelik saldırılar yoğunlaşınca adına ve liderinin ismine yaraşır biçimde bir devlet/ millet partisine dönüştü. Devlet Bahçeli, kim ne derse desin Alparslan Türkeş'ten sonra ülkücülerin yüzüğünü, yani kitlesinin iktidarını taşıyan lider olmayı başardı ve MHP'nin 'ikinci başbuğ'u olarak adını tarihe yazdırdı.

Koyu CHP'li babanın oğlu
Devlet Bahçeli, 1948'te o zamanlar Adana'nın bir ilçesi olan Osmaniye'nin Bahçe kazasında doğdu. Babası Salih Bey, yörenin tanınmış çiftçi ve tüccarlarındandı ve İsmet İnönü hayranı bir CHP'li idi. Fettahoğulları olarak bilinen geniş bir Türkmen ailesine mensup olan Bahçeli'nin ikisi üvey, üç kardeşi vardı.
İlkokulu Osmaniye'de 7 Ocak İlkokulu'nda okudu. Ortaokul eğitimini Adana Çukurova Koleji'nde tamamladı. Liseyi ise İstanbul Etiler'deki Ata Koleji'nde okudu. 1967 senesinde şimdiki adı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne girdi. Burada dış ticaret okudu. 1967-87 arasında akademide ders verdi ama bir yandan da ülkücü harekette önemli görevler üstlendi.12 Eylül 1980 darbesinden sonra MHP'lilerin savunulmasında rol aldı.
Bahçeli, Alparslan Türkeş tarafından göreve çağırılması üzerine 1987'de Milliyetçi Çalışma Partisi'nin (MÇP) genel sekreterliğine getirildi. Türkeş'in vefatından sonra 6 Temmuz 1997 tarihli 5'nci Olağanüstü Kongre sonrasında MHP Genel Başkanı görevini üstlendi.
MHP, Bahçeli döneminde tarihindeki en büyük seçim başarısını göstererek 1999 seçimlerinden ikinci parti olarak çıktı ve 'M-Anasol' Hükümeti'nin ikinci büyük ortağı oldu. O dönemden beri de -2002 seçimleri- hariç her dönem Meclis'te.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA