Östrojen hormonu menopoza kadar kalp damar hastalığına karşı kadınları koruyor görünse de risk faktörleri olan kadınlar yaşıtlarından daha erken kalp hastalığına yakalanıyor.
Ayrıca annenin şişman olması ve veya gebelik sırasında, pirinç, patates, makarna, börek, tatlı, şekerli içeceklere bağlı aşırı kilo alması, karnındaki bebeğin damar sertliğine yatkın bir birey olarak doğmasına neden oluyor. Araştırmalara göre bu annelerin çocuklarının kalp hastalığına yakalanma ve ölme olasılığının yüzde 30-35 arttığı biliniyor.
Kalıtımdan daha fazla çevresel faktörlerin önemli olduğunu gösteren Framingham çalışmasına göre yukarıdaki risk faktörlerinden 5 tanesini taşıyan bir kişinin kalp krizi geçirme riskinin 100 kat arttığı biliniyor.
ABD'de çeşitli nedenlerle ölen 2-15 yaş arası çocukların otopsi sonucunda, 2 çocuktan 1'inde damar sertliğinin başlama izlerinin bulunduğu, 10 çocuktan 1'inde ise ilerlemeye başladığı bildiriliyor.
Ayrıca Vietnam ve Kore savaşında ölen ortalama 22 yaşındaki askerlerin 4'de 3'ünde önemli derecede damar sertliği saptanıyor.
Benzer başka otopsi çalışmaları da bu bulguları destekliyor, risk faktörlerinin sayısı ne kadar çoksa damar sertliğinin okadar erken başladığını gösteriyor.
PURE' adlı 17 ülkeyi içeren uluslararası çalışmaya göre, Türkiye'de 35 yaş üstündeki insanlarımızın yarısının kan basıncı, yarısına yakının kolesterolü yüksek, dörtte biri sigara içiyor. Her altı kişiden birinde şeker hastalığı var. Ve her sekiz kişiden sadece biri normal kilolu.
Ölüm nedenlerinin başında yaklaşık %30 ile kalp damar hastalıkları (ve inme) geliyor.
Kalp krizi geçirenlerin, yaşıtı olan sağlıklı bireylere göre erken ölüm riskinin 5-6 kat arttığı biliniyor. Sigarayı bırakmak, kilo vermek, egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek bu riski yüzde 80 azaltıyor.
Bu çalışmaya göre ülkemizin bulunduğu grupta, kalp krizi ve inme geçirenlerin sadece 50'de 1'i bu yaşam değişikliklerini uyguluyor.