Şu anda şebeke sularında 140 bine yakın denetim yapıldığını anlatan İlter, şunları kaydetti:
"Ankara'nın suyu tertemiz, ben kendi evimde şebeke suyunu kullanıyorum ve içme suyu olarak da bunu tüketiyoruz.
Başkent'in suyunda özellikle yaz aylarında artan su kullanımına bağlı olarak alüminyum oranlarının sınır değeri aştığı dönemler olabiliyor. Ancak insan sağlığı açısından tehlike oluşturacak düzeye çıkmıyor. Zaten biz bunu tespit edersek hemen Belediye ile birlikte hareket ederek gerekli önlemleri almasını sağlıyoruz. Şu an sıkıntı yaratacak hiçbir durum söz konusu değil, güvenle tüketilebilir."
Şebeke sularının kullanım miktarına göre denetimlerin yapıldığını dile getiren İlter, Ankara, İstanbul, İzmir gibi su tüketiminin yoğun olduğu illerde gün içinde yüzlerce noktadan 3-4 defa numune alınarak inceleme yapıldığını söyledi.
İlter, Türkiye genelinde yaklaşık 140 bin mikrobiyolojik analiz yapıldığını ifade ederek, "40 bin de denetim analizi yapılarak yaklaşık 50-60 tane parametreyi laboratuvarlarımız çalışıyor. Sorun tespit edildiğinde müdahale ediyoruz. Tüm Türkiye çapında şebeke sularımız genel anlamda iyi" dedi.
İlter, Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın içme suyu anlamında su zengini bir ülke olmadığını hatta "su fakiri bir ülke olduğunu" ifade ederek, bu nedenle vatandaşların su tüketiminde genel olarak duyarlı olması, gereksiz israftan kaçınmaları gerektiğini söyledi.
"Su geleceğimiz" diyen İlter, özellikle meyve sebze yıkanırken musluk altında biriken suyun çiçek ya da ağaçlara dökülmesi, elde bulaşık yıkamaktan kaçınılması, çamaşırların biriktirilerek yıkanması gibi basit tedbirlerle su kullanımının kısıtlanabileceğini sözlerine ekledi.
