Son yıllarda, ülkemizde ve dünyada böbrek kanseri görülme sıklığı hızla artıyor. 2012 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde toplam 84 bin 400 yeni böbrek kanseri vakası bildirilmiştir. Bununla birlikte insanların bilinçli ve düzenli olarak sağlık taramalarından daha sık bir şekilde geçmeleri, böbrek kanserlerinin küçük boyutlarda saptanmaları ve ileri cerrahi yöntemlerle alınabilmeleri ile böbrek kanserine bağlı yaşam kayıpları son yıllarda önemle oranda azalmıştır.
Memorial Şişli Hastanesi Robotik Cerrahi Merkezi'nden Üroloji Uzmanı Doç.
Dr. Murat Binbay, böbrek tümör cerrahisi ve hastaya konfor sağlayan robot teknolojisinin önemini anlattı...
Tedavide kemoterapi ve radyoterapi etkili değil
Böbrek kanserlerine radyoterapi ve kemoterapinin tedavi edici etkisi bulunmamaktadır.
Bu yüzden hastalıktan kurtulmanın en iyi ve etkin yolu, hastalığı erken evrede yani böbrek dışı noktalara dağılmadan yakalamak ve kanserli dokuyu cerrahi olarak keserek çıkararak vücut dışına almaktır. Böbrek kanserinin evresi tespit edildikten sonra bir tedavi planı oluşturulur. Vücuda yayılmamış böbrek kanserlerinin tedavisi ürologlar tarafından yapılırken, vücuda yayılmış böbrek kanserlerinin tedavisinde ürologlar ve medikal onkologlar birlikte çalışır.
4 santimden küçük tümörlerde böbrek korunabilir
Bundan 10 yıl öncesine kadar böbrek kanseri vakalarında, tümörlü böbrek bir paket gibi hiç açılmadan tamamen alınmaktaydı. Son yıllarda böbrek dokusunun önemi, yapılan çalışmalar ile kavranmıştır. Böbrek tümörü cerrahisinde, yalnızca tümörün alınarak hastanın böbreğini kaybetme riskinin ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. Kapalı cerrahide tıbbi bilimsel kanıt olarak gelinen nokta; 7 cm'nin altındaki tümörlerde, eğer teknik olarak mümkünse, sadece kanserli dokunun alınmasıdır. 4 santimin altında olanlar ise mutlaka kapalı teknikle alınmakta ve böbrek dokusu korunmaktadır.
Ancak eğer tümör 7 santimden büyükse, böbrek de tümörle birlikte çıkarılmaktadır.
Tümör küçük yakalanırsa iyileşme oranı yüzde 97
Böbrek kanserinde tümörün 4 ve 4 santimden daha küçük boyuttayken yakalanması, hastanın yaşam süresi ve konforu açısından çok önemlidir. 4 santimden küçük tümörlerin metastaz riski yüzde 3'tür ve bu da hastanın tümör çıkarıldıktan sonra kanserden kurtularak yüzde 97 oranında sağlığına kavuştuğunu gösterir.
Kitle çıkarıldıktan sonra böbrek sağlıklı bir şekilde işlevini yerine getirmekte ve hasta ek tedavilere gerek kalmadan yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmektedir.
TÜMÖR 20-25 DAKİKADA ÇIKARILABİLİYOR
Böbrek kanseri ameliyatlarında amaç öncelikle kanser cerrahisidir. Böbrekten sadece kanserli dokuların temizlenmesi işleminde, kanserli dokular titizlikle ve geride bırakılmadan alınır. Ancak bunun için öncelikle kanserli dokular ile sağlıklı böbrek dokusunun net bir şekilde görülmesi için bazı işlemler yapılır. Böbrek damarlardan oluşan bir yapıda olduğu için ameliyat sırasında kanama riski yüksektir.
Bu nedenle böbreğe kan getiren damarlar geçici olarak tıkanır ve kanlanma durdurulur.
Sonuç olarak tüm böbrek dokuları geçici olarak kansız ve oksijensiz kalır.
Yapılan çalışmalar, damarların bağlı kalma süresi 20-25 dakika olan böbreklerde hasar meydana gelmediğini göstermiştir.
Bu nedenle böbrek kansız bırakıldıktan sonra en geç 25 dakika içinde kanserli dokular temizlenmeli, açılmış olan damarlar ve idrar kanalları bağlanmalıdır.
TÜMÖR DÖRT DELİKTEN ALINABİLİYOR
Robotik cerrahide boyutları 5 mm ile 12 mm arasında değişen dört adet delikten girilir ve hastaya yerleştirilen tüplere robotun kolları bağlanır. Cerrah tümörlü bölgeyi 3 boyutlu olarak görebildiği bir konsola oturur ve bu konsol aracılığıyla yedi yönde hareket edebilen aletleri kontrol ederek hastayı ameliyat eder. Hem laparoskopik, hem de robotik ameliyat sonrası hasta, açık cerrahiye oranla çok az ağrı hisseder.
BÖBREK TÜMÖRÜ AMELİYATSIZ SEÇENEKLERLE TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
4 cm'den küçük böbrek kitleleri için kriyoterapi (dondurmak) ve radyofrekans ablasyon (iğne ile yakarak yok etme tedavisi) uygulanabilir. Bununla birlikte bu yöntemlerle kanserin tekrarlama ihtimali vardır. Kanserin vücut içinde canlı kalma ihtimali olduğundan bu yöntemler sadece genel durumu ameliyat açısından riskli hastalara (çok yaşlılar) önerilmektedir.
TÜMÖRÜN VÜCUDUN BAŞKA NOKTALARINA YAYILIP YAYILMADIĞI NASIL ANLAŞILIR?
Böbrek kanserli hasta tanı alırken, karın bölgesine rutin olarak kontrastlı bilgisayarlı tomografi veya MRI yapılmaktadır. Böbrek kanserlerinin en sık metastaz yaptığı yer akciğerler olduğu için tüm böbrek kanserli hastaların akciğer filmi veya akciğer tomografisi çekilmelidir. Bunun dışında bel ve kemik ağrısı olan hastalara tüm vücut kemik sintigrafisi, nörolojik şikayetleri ve baş ağrısı, baş dönmesi olan hastalara beyin tomografisi yapılmalıdır. Böbrek kanserli hastalara rutin PET-CT taraması önerilmemektedir.
TÜMÖR BÖBREK İLE SINIRLI DEĞİLSE TEDAVİ PLANI NASIL DEĞİŞİR?
Böbrek kanseri vücudun diğer bölgelerine yayılmışsa, ilk yapılması gereken kanserli böbrek dokularının vücuttan temizlenmesidir. Bunun için de cerrahi gereklidir. Eğer vücutta tek bir yayılmış yer varsa, metastazın bulunduğu bölgenin çıkarılması gerekir. Bunun dışında yayılmış böbrek kanserli dokularına radyoterapi veya kemoterapinin etkisi bulunmamaktadır. Son yıllarda böbrek kanserleri alanında önemli ilaçlar kullanılmaktadır ve yeni ilaçlar da kullanılmaya başlanacaktır. Bu ilaçların böbrek kanserli hastaların ömürlerini uzattığı, yapılan birçok çalışmada gösterilmiştir. Vücuda yayılmış böbrek kanserleri; ürolog, onkolog, ve psikiyatristlerden oluşan bir ekip tarafından tedavi edilmelidir.
BÖBREKTEKİ KİTLELER YALNIZCA TAKİP EDİLEBİLİR Mİ?
Böbrekteki kitlelerin yıllık büyüme hızı ortalama 0.6 cm'dir. Eğer hastanın böbreğindeki kitle küçükse, hastanın genel durumu ameliyat açısından riskli veya ileri yaş hastasıysa, böbrekteki kitleler takip edilebilir. Bu durumdaki hastaların böbreklerindeki kitleye biyopsi yapılıp eğer saldırganlığı yüksek bir kanser tespit edilirse, kriyoterapi (dondurma) veya radyofrekans ablasyon (iğne ile yakarak yok etme tedavisi) uygulanabilir. Böbrekteki kitle bazen takip sürecince büyüme göstermeyebilir. Bu şekildeki kitleler kanser dışı kabul edilmemektedir. Çünkü kanserli kitle büyümese bile zaman içinde saldırganlık derecesi değişip vücudun başka yerlerine sıçrama yapabilir.