İLKER YAZICIOĞLU: COŞKULU HIRSLI VE MUTLU
Hamza hocanın gelmesiyle Galatasaray'da değişen ve dışarıdan çok kolay gözlemlediğimiz bir olay var. O da şu; maç ne olursa olsun, rakip kim olursa olsun, Galatasaraylı oyuncular maçı kazanmak için ellerinden gelen bütün gayreti sahada gösteriyorlar.
İyi de oynasalar kötü de oynasalar sahada mücadele etmeyen Galatasaraylı oyuncu göremiyorsunuz.
Bütün oyuncular böyle coşkulu oynayınca da maç içinde hatalar yapsalar da telafi etmesini beceriyorlar ve maçları kazanıyorlar.
Dün akşam da böyle oldu. İki kez geriye düştü. Mersin'in yakaladığı gol pozisyonlarına engel olamadılar.
Ama oyundan hiç düşmediler.
Israrla galibiyeti kovalayıp 3 puana uzandılar.
Mancini ve Prandelli döneminde ikinci plana itilen oyuncular Hamza hocayla adeta yeniden doğdular.
Sabri, Emre Çolak, Umut Bulut, Telles ve Hakan Balta Hamza hocanın Galatasaray'ında çok önemli bir rol üstleniyorlar. Az yada çok oynamaları fark etmez. Oyunda oldukları sürece takıma katkı yapıyorlar.
Ama en büyük değişim tabi ki Burak Yılmaz'da. Şüphesiz Galatasaray'daki en verimli dönemini yaşıyor. Çünkü sadece gol atan bir oyuncu değil. 90 dakika mücadele eden takım oyununa katkı sağlayan ve arkadaşlarına pozisyon hazırlayan oyuncu durumuna geldi. Böyle bir Burak Yılmaz hem durdurulamaz hem de gol krallığının en büyük adayı olur.
Sonuçta Galatasaray çok zorlu bir maçı yine 3 puanla kapatmayı başardı. Ama asıl önemlisi şu maçı kazanırken taraftarını da mutlu etmeyi başarıyor. Bu en önemli kazançları. Böyle giderse TT Arena'nın tribünleri her maçta daha fazla dolar. Ve Galatasaray sezon sonuna kadar şampiyonluk yarışının içinde olur. Son olarak Fırat Aydınus'un bugün çok tartışılacağını söyleyebiliriz. Mersin lehine verdiği penaltı, Servet'in eline çarpan ve devam dediği pozisyon ve son olarak Burak ile Mitrovic'in mücadelesinde verdiği faul kararı ve penaltıyı es geçmesi güne damga vuracaktır.
Bu 3 pozisyonla ilgili de net bir karar vermek çok zor. Karar sizin!
MAÇIN EN iYiSi BURAK YILMAZ
Hem golünü attı hem de çok çalıştı.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ SERKAN BALCI
Özellikle 2. kendi kanadında aksadı.
LEVENT TÜZEMEN: İLK YARIDAKİ REHAVET
G.Saraylı futbolcular Mersin maçını kasetten izleyip "Maçı kazandık. Nasıl oynadık. Ne gibi hatalar yaptık" diye kendileriyle yüzleşsinler. Eğer bu analizi doğru yaparlarsa hiçbir maçın kağıt üzerinde kazanılmayacağını öğrenirler.
Hamza Hoca ile Galatasaray'ın ilk kez bu kadar kötü oynadığını gördük.
Sahaya çıkan onbirin Telles dışındaki tüm oyuncuları İzmir'e gitmemişti.
Dinlenmiş oyunculardan oluşan Galatasaray takımının Mersin gibi mücadele gücü yüksek ve kompakt oyun anlayışını iyi oynayan bir ekibe karşı tam hakimiyetle oynayacaklarını düşündüm ama yanıldım. Hayal kırıklığına uğradım.
Bir takım baştan aşağı yürüyerek mi oynar? Bir takım bu kadar kötü koşar mı?
Sneijder, Umut, Burak, Emre Çolak, Telles, Chedjou, Sabri, Semih özellikle ilk yarıda sahada yoktu. Melo, Selçuk ve Muslera ile Galatasaray ayakta durmaya çalıştı. Bu görüntünün nedeni şımarıklık mı, yoksa sorumsuzluk mu, ya da rakibi, "Nasıl olsa yeneriz" rehaveti mi?
İkinci yarıda kendine gelen Galatasaraylı oyuncuların istekli oyunu, yüksek mücadele gücü maçı geriden gelerek kazanmalarını sağladı. Hamza Hoca'nın doğru hamleleri sayesinde Hamit'in girişi takıma güven verirken pas kalitesi ve topa hakimiyet de çoğaldı. Hamit katkısıyla Sabri öne doğru etkili oynadı. Sabri, Burak'ın kazandığı ve attığı penaltının ve Umut'un attığı golün asistini yaptı. Galatasaray kazanırken Hakan Balta'ya ve
Melo'ya şükretmeli.
Özellikle Balta'nın önlediği gol takımı adına kırılma dakikasıydı. Hamza Hoca oyuncularına, özellikle Chedjou ve Telles'e baskı altındayken topu kullanma konusunda basit düşünmelerini hatırlatmalı. Bu iki oyuncu yenilen ve verilen pozisyonların çoğunda başroldeydi.
Hamza Hoca'nın kazanan takımı bozmamasına saygılıyım. Ancak 5 yabancıyı aynı anda kullanınca Bruma ve Pandev'i oyuna sokmak zorlaşıyor. Bence sol bek konumu için Tarık hatta Olcan düşünülebilir.
Fırat Aydınus'u kararlarından dolayı analiz etmeyeceğim. Ancak Aydınus'un vurdumduymazlığını anlatacağım. Semih aldığı darbe sonucu yere yığıldı. Tedaviden sonra ayağa kalktı ama sonra yere kapandı ve başı öne düştü. O sırada Aydınus, Mersinli bir oyuncuyla sohbet ediyordu.
Semih'in yanına "Hadi sahayı terk edin" dercesine gitti. Sayın Aydınus'u ayıplıyorum ve insanlığa davet ediyorum.
En yüksek not 8 Hakan Balta
En düşük not 3 Emre
Son haftalarda Mersin'in birkaç maçını izledim. Mersin'de düşüş, G.Saray'da çıkış vardı. G.Saray ilk yarıda kendi sahasında sıfır pozisyon ile maçı bitirdi. Mersin'in golleri, pozisyonları var. Mersin haricinde bu sezon lig maçlarında bir tek Trabzonspor'u böyle gördüm Arena'da.
Bence maç kadar konuşulması gereken şey, Fırat Aydınus! Türkiye'de hakem böyle olacak! MHK'nin seminerlerde bu maçı izletmesi lazım. Baskı altında maç nasıl yönetilir, gördüğü nasıl çalınır onu gösterdi Aydınus.
Çok iyi ve yüksek tempolu bir maç izledik. Bireysel performanslar, bireysel hatalar ve birkaç hatasına rağmen mükemmel bir hakem izledik. Bırakın kendisinin veya yardımcısının görmesini kafayı vuran Chedjou'nun bile anlayamadığı bir penaltıyı görmedi.
Maç rulet gibi gitti geldi. Mersin'in ikiye bir yakaladığı pozisyonu Hakan Balta inanılmaz müdahalelerle kurtardı.
Büyük takımlara karşı oynamak zordur. Maç ilk yarıda Mersin lehine 4-1 olabilirdi.
Özellikle ikinci yarıda G.Saray sağ tarafında etkili ataklar yaptı. Bunlar sonucunda da galibiyet geldi. Maçın kilidini açan sağ taraftaki Sabri-Hamit ikilisi oldu. Bu ikili Mersin'in sağ tarafını dağıttı. Bu teknik direktör başarısıdır.
Melo'da inanılmaz bir düşüş var.
Bu maçın en kötü oyuncularındandı.
Mersin hücum yapıyor o yürüye yürüye gidiyor. Üç skor da sürpriz olmazdı. Mersin kazansa ya da berabere bitse de kimse için sürpriz olmazdı. İlk yarıda o pozisyonları değerlendiremeyince maç buraya geldi. Mersin; Arsenal ve Borussia Dortmund'un yakaladığı fırsatları yakaladı, atamadı. Atamazsan büyük takım seni o ceza sahasına bir şekilde sokar.
Mancini ve Prandelli'nin birisi 8 ay kadar bir tanesi 3-4 ay çalıştı.
Ekipleriyle geliyorlar, takımı çok sık değiştiriyorlar. Mevcut oyuncuların bireysel performanslarını gördüler antrenmanda, "Bu çok iyi oyuncu" dediler. 3-4 maç baktılar olmadı, başka bir oyuncuyu oynatmaya başladılar. Hamza Hamzaoğlu'nun en büyük avantajı G.Saray'ı ve oyuncuları ezbere bilmesi. Performansları da biliyor. Oyuncuları iyi tanıyor. Yönetim çok çok doğru bir karar verdi. Ancelotti'yi getirseler bu tablo olmazdı.