Yazarlar Kardemir Karabükspor-Galatasaray maçını yorumladı

Levent TÜZEMEN: Kukla Riekerink!

Selçuk'un uzun pasında Karabük savunmasının arkasına koşu yapan Yasin sağ omzunun üstüyle düzelttiği topu gol yapıyor. Pozisyona geç kalan kaleci Ahmet Şahin "Yasin topu elle aldı" diyerek ortalığı bulandırıyor. Karabük takım halinde itiraz ediyor. Cüneyt Çakır nedense Yasin'e soruyor ve golü veriyor. Ya gol ya değil, kararı Yasin değil sen vereceksin Cüneyt Çakır... Aklı Yasin'in golünde kalan Çakır "Gri" bile olmayan pozisyonda, "Dünya Hakemliği" kimliğine yakışmayan "Komik" bir penaltı veriyor. Faulü yapan Carole değil Seleznov... Tribünler, "Hırsız Yasin" diye bağırıyor. Asıl hırsız Seleznov, kılıfı da Cüneyt Çakır..
Maça gelince; Önemli eksik oyuncularına rağmen taktik olarak, takım savunması olarak, yardımlaşma ve mücadele olarak, Karabükspor, G.Saray'ı yerle bir etti.. Kazanma duygusunu, coşkuyu ve mücadeleyi oyuncularına aşılayan İgor Tudor elindeki eksik malzemeyle işi bilmeyen Riekerink'e, "Bak gör hocalık nasıl yapılır" dersini verdi.. Dursun Özbek ve yönetimi Sneijder'in baskısına boyun eğer ve Riekerink'in biletini kesmez ise G.Saray zirve yarışını asla sürdüremez. İşte otoritesi olmayan ve futbolcuların kuklası haline gelen Riekerink'in Karabük'te yaptığı marifetler:
1- Yasin G.Saray'ın en iyisiydi.. Golünü attı, çok çalıştı. Bruma sahada yoktu.. Rodrigues'i geç de olsa oyuna alırken Yasin'i haksız çıkardı. Çünkü Bruma'ya gücü yetmedi. Rodrigues Karabük'te oyuna girdi bir dakika bile Bruma sağ kanada geçmedi. Riekerink Bey sözünü Bruma'ya geçiremiyorsan böyle çuvallarsın..
2- Elazığ'da 2 gol atan Eren'i kulübede oturtmak hataydı. Eren forvette, arkasında da Podolski olmalıydı. Bu ikili kupada 4 gol attı.. Riekerink bey ne yaptı; golü yedi "Gel bizi kurtar" diye Eren'i oyuna attı..
3- Linnes'in suçu iyi oynamak mı? Carole'de ısrar etmek G.Saray'a zarar veriyor. Hakan Balta bu ağır haliyle oynayacaksa bence Carole, "Stoper" görevi yapsa daha faydalı olurdu.. Linnes de çabukluğuyla ciddi katkı sağlardı.
4- Fizik güç olarak yerlerde sürünen Josue dökülüyor, Bruma yürüyor. Riekerink'in yüreği Bruma-Josue ikilisini çıkarıp Rodrigues-Eren ikilisini oyuna almaya yetmiyor.. Riekerink'in oyuncu değiştirmemesinin mantığı maç 1-1 bitsin ve "Yenilmedik" desin.. G.Saray'ın hocasının hedefi 1 puan olmaz.

Ömer ÜRÜNDÜL: Sözün bittiği yer!

Dün gece maçın önüne geçen iki isim vardı. Biri dünyanın en iyi 5 hakeminden biri olan Cüneyt Çakır, biri de G.Saray Teknik Direktörü Riekerink.
Yasin'in attığı golde pozisyon itibariyle bir hakemin tereddüt yaşaması doğaldı. Gol nizamiydi. Yardımcısı da aynı kanaatteydi ve Çakır golü verdi. Ama sonra gidip Yasin'e danışması çok önemli bir FIFA hakemi için olumsuz bir tabloydu. Ardından Çakır, G.Saray'ın aleyhine çok yanlış bir penaltı verdi. Bu da yetmedi sarı kartlı Hakan Balta, çalımlarla gidip 18'e girmek üzere olan Ceyhun'u sert bir faulle düşürdü. En ufak yoruma dahi açık olmayan bir pozisyondu. Ve Çakır ikinci sarıyı göstermedi. Bilerek göstermemesi daha da talihsizlik. Niye yazıya böyle girdim? Hakemler sürekli büyük hatalar yapıyor ama Çakır kalitesinde biri de böyle yaparsa sözün bittiği yerdeyiz demektir. Büyük takım mağlup diye de maçı 6 dakika uzattı. Ne oldu da bu kadar uzattı?
Riekerink'e gelince; Maç kritik bir döneme girmiş. Rodrigues'i oyuna alacak, takımın en iyisi Yasin'i çıkarıyor. Ama sezonun en kötü futbolunu oynayan Bruma sahada kalıyor. Böyle teknik direktörlük olmaz. Eğer Bruma'yı çıkarmak istemiyorsan Rodrigues'i hiç almayacaksın. Zaten o da bir şey yapmadı.
Galatasaray ilk devre pas trafiğiyle oyuna genelde hükmeden taraftı. Ama bunu yine üretkenliğe dönüştüremedi. Buna rağmen rakibin ofsayt tuzağını değerlendirip Selçuk-Yasin işbirliği ile skor avantajını da yakaladılar. Hatalı penaltı dışında da maç başında rakibe bir tek pozisyon verdiler.
İkinci yarıda oyun daha dengeliydi. Josue ve Podolski zaten fiziken hazır değiller. Bu yarıda daha da oyundan düştüler. Sonra Riekerink'in başta söylediğim büyük yanlışı gündeme geldi. Ardından da bana göre ligin en iyi sol beklerinden biri Latovlevici'nin mükemmel ortasını Serdar gol yaptı ve G.Saray yarışta çok önemli 3 puan kaybetti.

Rıdvan DİLMEN: John Terry'ye de sordun mu?

Galatasaray için birçok bahane sayabiliriz ama 18 maç arasından 3 maç zor sayarız iyi oynadığı... Bundan farklı oynamadı kazandığı maçlarda. Galatasaraylılar her maçta kazansa da yenilse de normal olarak görüyor. Memnun oldukları maç sayısı az. Konya'ya, Elazığ'a gitmen mazeret değil. Taraftar iyi top oynayan takıma gelir. Fenerbahçe'de basketbola 15 bin kişi gidiyor, futbola 10 bin... Galatasaray'da da aynı şekilde. Puanı da iyi olmasına rağmen hem de. Oyunu tatmin edici değil çünkü. Kenara bakıyorum, kimler oynayabilirdi diye? Kadro zafiyeti var derinlik anlamında... Daha 16 hafta var bitime. İddia ediyorum Şenol hocanın iş disiplini, Riekerink'te yoktur. Oyuncu liderine bakar. İkisini de izlemeye çalışıyorum. At sahibine göre kişner.
Muslera 5 üzerinden 2, Sabri 2, Carole 1, Balta ve Ahmet 1, De Jong 2, Selçuk 1, Yasin 2, Podolski 1, Bruma'ya 1'i bile zor veririm. Böyle bir tablo karşısında savaşçı bir takım var. Öyle bir hoca var ki kenarda yediğin 18 golün yarısından fazlası kafayla. Buna da bir çözüm bulamıyorsan ne yapacaksın? Webo geliyor atıyor, Serdar atıyor. Mehmet Batdal atıyor. Zaafın aynı, uzun stoperin yok, uzun bekin yok. Carole'un koşacak hali yok. Böylesi bir tabloda normal. Muslera'nın mucizevi bir şekilde oynadığı maçlarda bazen kurtarıyorsun, dün oynayamadı.
Karabük sevimli bir takım. Yeni nesil, düzgün bir hocası var. Konsantre oyuncu sayısı daha fazla. Karabüklüler heyecanla bekliyor maçı, Galatasaraylılar, "Nereden çıktı" diyor.
Karabük iyi, Galatasaray kötü, Cüneyt Çakır ise maç bile yönetemiyor. Arkadaşımız kardeşimiz ama idare ediyor sadece. Maç yönetilir, idare edilmez! Özgüvenin var senin. Hakan'ı geç atıyor. Yasin'e soruyorsun pozisyonu. Paranın birazını Yasin'e ver o zaman! Yasin elle falan almadı, doğru karar vermişsin; devam et. Penaltıyı verme, Hakan'ı daha erken at.
Yılların tecrübesiyle yazıyorum bunu, 0-0 gitse o penaltıyı vermezdi! Kesinlikle vermezdi. Hakemlerimiz çok kötü, maçı da kötüleştiriyorlar. Penaltı tartışmalı, el pozisyonu tartışmalı, en az 3 kırmızıya dönebilecek kart var. Bütün yazımı hakeme ayırdıysam maçı etkilediği için, hatta sezonu etkilediği için... Cüneyt hocanın dinlenmesi lazım... Cüneyt hocadan o penaltıyı vermemesini beklerim ben. Yasin'e sormamasını bekliyorum ben. Sen gidip "John Terry, senin eline çarptı mı?" diye soruyor musun Avrupa'da? Topu Yasin'e atmak için hakemlik mi yapılır?
Bunlar çok tehlikeli işler. O karardan sonra bitti, darmadağın oldu. 1-1 gitse 4 dakika uzatacaktı belki. Sorun da burada.

Erman TOROĞLU: Cüneyt Çakır dağıldı

Yazıya maçın en çok konuşulan ismi Cüneyt Çakır ile başlayalım. Yasin'in pozisyonunda kafalar karıştı. Ama görüntülere dikkatle bakıldığında Yasin topu kolunla, hatta omuzunla değil, göğsün üst tarafıyla aldı. Yani sağ akciğerin üst lobunun olduğu yerle... Ve müthiş aldı önüne. Yasin o topu Yasin koluyla alsaydı, o top patlardı önünde "fıss" diye. O topu göğsüyle aldığı için hafif sekerek geldi. Yani pozisyonda kol yok, hatta omuz bile yok. Cüneyt Çakır pozisyonu tam süzemedi. Olabilir bulunduğu yer itibarıyla zor pozisyon. Yardımcı da çözemez çok zor. Eğer çizgi hakemi uygulaması olsaydı o çözebilirdi. Ama maşallah çizgi hakemi uygulamasında da böyle pozisyonu süzenlere de hiç rastlamadım. Bu sefer Cüneyt Çakır, yürüye yürüye Yasin'in yanına gitti emin olmak için. Sordu, Yasin "Hayır" dedi. Yasin eğer koluyla alsaydı ve hakeme de "Almadım" deseydi. Bu akşam ve yarın Yasin idam sehpasında olacaktı. Yani hakemin futbolcuya danışması doğru mu yanlış mı? Siz karar verin.
Cüneyt Çakır bundan sonra tam dağıldı. Kafasında hep bu pozisyon var. Beyni arı kovanı gibi. Vız vız vızıldıyooor. Bir şey olsa da versem çabasında. Yahu kardeşim, hakemler insandır hata yapar. Eğer hata yapmışsan ki karar doğru, bir hatada kalırsın. Senin bunu düzeltmek için yapacağın ikinci bir hata tam rezillik oluyor. Dün akşam yaptığın gibi. Galatasaray'ın aleyhine bir penaltı verdi, dağlara taşlara rezalet. Pozisyonun uzaktan yakından penaltıyla ilgisi yok. Ama televizyonda seyredenler de statta seyredenler de oynayan futbolcular da böyle karar bekliyordu. Nasıl bir hakem zihniyetinden bekliyorlardı. Bu tarz eyyamcı hakem zihniyetinden. Bunun adı Cüneyt olur, Ali olur, Hasan olur fark etmez. Bu penaltı eyyam oğlu eyyam kokan bir karardır.

Aslan aynı kuzu gibi olmuş!
Gelelim maça... Karabükspor, takım olarak oynadı. Vazifesini yapmayan hiçbir oyuncu yoktu. Tıkır tıkır oynadılar, çok çok net bir galibiyet aldılar. Biraz daha dikkat etseler daha farklı olurdu. Büyük takımların yöneticileri de teknik adamları da futbolcuları da çok konuşuyor az iş yapıyorlar. Küçük yerde çalışıyorlar. 90 dakika seyrettik. Bazıları diyordu ki 'Ya bu Karabük neredeyse tam saha pres yapıyor. Bunların 60'tan sonra pili biter.' Yooo niye pili bitsin. Galatasaray'ın zaten pili yok. Kalçalarına seyyar şarj aleti de taksan yürüyecek halleri yok. Enerjileri artacak gibi değil. İlk yarı bitiyor, 1-1... Karabükspor antrenörüne sorsanız "Galatasaray'dan kim çıksın?" diye... Bir tek ismi verir 'Yasin Öztekin'. Peki şimdi dönelim sarı-kırmızılılara... Yasin'i niye oyundan alıyorsun. O zaman müthiş teknik direktör RİKO diyecek ki, o az çalıştı hazırlık devresinde. Eğer Yasin sizden ayrı, yani takımdan ayrı çalışmışsa daha iyi yapmış. Çünkü RİKO takımı hiç çalıştırmamış, Galatasaray orta sahasına bakıyorsunuz üç tane fuzuli adam, Selçuk, De Jong, Josue... Bu üçlünün biri kesin fazla. Hani ikisi de oynamasa fazla bir şey fark etmez. Peki RİKO'nun yanına bakıyorsun, kim oturuyor? Eren Derdiyok. Peki Eren maça kaçta giriyor? 84'te. Peki yine dönelim. E sende Bruma var, Rodrigues'i de alıyorsun. Bu sefer aynı iki adam sahada.
Yani RİKO ne kadar yapılmayacak iş varsa yapıyor, ne kadar yapılacak iş varsa es geçiyor. Aslan maşallah kuzu gibi. Aslında şu ana kadar da hep şahsi becerilerle kazandılar. Sneijder olursa sahanın içini evirip çevirebiliyor. O da olmadı mı işleri zor. Zaten bakın Sneijder'in oynamadığı maçlara olay açık olarak ortaya çıkar.