ÖMER ÜRÜNDÜL: Kimliğine dönünce
Başakşehir müsabakanın hemen başında kullanılan kornerde, Attamah'ın golüyle maça adeta galip başladı. Bu golden sonra Fenerbahçe, hiç moralini bozmadan, oyunu karşı alana yıktı. Üçüncü bölgedeki etkili presle Başakşehir'in pas alışverişlerine imkan bırakmadı. Ozan, Souza ve Dirar, büyük enerji sarf etiler ancak Giuliano'nun etkisiz kalışı ve Valbuena'nın fizik açıdan düşüş içinde olması, bu yoğun baskıda üretkenliği engelliyordu. Buna karşılık ilk yarı istediği organizasyonu sağlayamayan Başakşehir; Napoleoni ile çok net bir gol kaçırdı. Adebayor ile hazırlanışı ve yapılışıyla güzel bir golle farkı ikiye çıkardı. Fenerbahçe, etkili oyununda golü bulamamış ve 2 farklı skor dezavantajına düşmüştü. Moraller de bozulmuştu. Ama sahneye kaleci Volkan Babacan çıktı. Gereksiz bir vakit geçirme ile susmuş taraftarı ve moralsiz Fenerbahçeli oyunculara hareket getirdi. Ardından Fenerbahçe, soyunma odasına farkı bire indirerek, moralli gitti.
İkinci devrede yine Fenerbahçe atak olan taraftı ama ilk yarıdaki gibi yoğun baskı kurulamıyordu. Çünkü Başakşehir, yorgunluktan etkisini azaltan pres karşısında daha iyi top yapıyordu. 64'ten sonra Aykut Kocaman'ın hamleleri geldi ve Fenerbahçe bir duran topta beraberliği yakaladı. Yediği ikinci gole kadar beklenen futbolunu sergileyemeyen Başakşehir, bu golden sonra birden gerçek kimliğine döndü. Maçın son bölümü heyecan fırtınası gibiydi. İki gol Başakşehir, bir gol de Fenerbahçe kaçırdı. Sonrasında müthiş bir Kerim Frei golü skoru ilan etti, Fenerbahçe'nin puan kaybı da ilk 4 haftada 7'ye çıktı...
F.Bahçe dün aslında hırslı ve tempolu oynamaya çalıştı ama planlı, programlı, ofansif girişimleri olmadığından, Giuliano ve Soldado'dan önemli katkı gelmediğinden ve de takımın bu yapısıyla her zaman vurguladığım gibi üçüncü bölgede baskı ile oynandığından çok gol yer görüşüm, bu maçta da belgelendi. Başakşehir, beraberlik golüne kadar son derece yanlış oynadı. Visca formda değil, çok kötü gününde olan Elia'ya Abdullah Avcı çok sabır gösterdi. Ne Napoleoni ne de İrfan Kahveci hiçbir katkı vermedi. İlerlemiş yaşına rağmen Adebayor'a saygı duydum.
RIDVAN DİLMEN: 'Önce sen' diyerek olmaz
Başakşehir'i kutlamak lazım... Ama bir de eleştirmek lazım, şöyle ki 1-0 onları bozdu. Öne geçince oyun düzenleri alt üst oldu. Bildiğimiz Başakşehir kimliğinin dışına çıktılar. Oyunu Fenerbahçe'ye verdiler. 2-1'e geldi oyun, set oyunu başlayınca 2-2'ye yakalandılar. 2-2'den sonra ise Başakşehir çok daha iyiydi. Kerim Frei muazzam bir gol attı. Çarptı zannettik. Hadi ben TV başında yanıldım ama Volkan da ters tarafa gitti.
Oyuna girenler Milli Takım oyuncusu, Mevlüt ve Kerim. İrfan gelecek vadediyor. Sahaya gelelim, Caiçara baya iyi sağ bek. Kalede Milli Takım kalecisi Volkan Babacan. Türk futbolunun gelmiş geçmiş en iyi orta sahalarından Emre. İki ayağını da kullanan Mahmut... Sağda Visca, solda Elia. Kalite var takımda.
Fenerbahçe'de Ozan Tufan ve Josef de Souza var, top beklere taksit taksit, paslaşa paslaşa gidiyor. Başakşehir'de Emre topu terse bir atıyor, demarke. Başakşehir takımını dün beğenmedim ben ama beğenmediğim Başakşehir 3 tane attı, gol de kaçırdı. İşte bu düzeyde oynuyorlar.
Fenerbahçe'nin gol yemediği resmi maç yok. 2'şer, 3'er yiyorlar. Ofansif oynamıyor dediğimiz takım her maç gol yiyor.
Aziz Bey bize bir programa gelmişti. Özellikle de kongrede şunu vurgulamıştı, Mayıs ayında bitireceğiz demişti. Janssen iki gün oldu. Neto yeni geldi, Giuliano 1 ay, Soldado yeni. Daha Eylül başında kredinizi yemişsiniz. Galatasaray işini erken bitirmiş, 12 puan yapma şansı var, puan farkınız 7'ye çıkıyor. Neto ile Skrtel ilk kez oynuyor, Neto ile Isla keza...
Her teknik direktör analizlerden faydalanmalı, tartışmasız. Real Madrid de Levante'yi analiz ediyor ama "Önce ben" diyor. Fenerbahçe'de ise Aykut Kocaman, "Önce sen" diyor. Hoca bütün hafta boyunca Başakşehir'in organizasyonlarını çalışmış. Başakşehir ise sistemini hiç değiştirmemiş, düzenini bozmamış. Abdullah hoca analiz yapmıyor mu? Yapıyor. Fenerbahçe ise düzenini değiştiriyor, fark bu.
Son olarak Giuliano'yla ilgili karar verdim. Top rakip cezasının oralarda oynanırsa iyi oyuncu ama Aykut hocanın şablonunun oyuncusu değil.
GÜRCAN BİLGİÇ: Müthiş final!
Aykut Kocaman'a "Kabus nedir?" diye sorsanız, "ikinci dakikada Başakşehir'den gol yemek" diyebilirdi. Fikstürde Fenerbahçe adına numara çeken arkadaşın, o gündeki yıldızlarla olan ilişkisini bir astroloğa yorumlatmak lazım elbette. Evinizdeki ilk maçı Trabzonspor, ikincisini Başakşehir, üçüncüsünü Beşiktaş ile oynuyorsanız, "Bir dakika dur be kader, bir nefes alayım" deme hakkınız da oluyor. Aykut Hoca'yı sınayan ilahi kuvvet, yedinci resmi maçına (G.Birliği) kadar santrfor da vermemişti kendisine. "Kasamızda 100 milyon Euro var" diyen kulüp başkanı ise hafta içinde "Transfer yaparsak batarız" cümlesini kuruyordu. Transferin son gününde aldığın santrforu, bir gün sonra ligin en organize takımı karşısında oynatmak zorunda kalıyorsun.
Peki; bu şartlarda bu maçın yorumunu yaparken, hangi yörüngeyi kullanmalıyız. Abdullah Avcı'nın "kusursuz makinası" 2-0'ı cebine koyduktan sonra, rakibinin eline de el bombasını vermiş demektir. Buna rağmen önde baskı yaparak, rakibin pas organizasyonunu engelleyerek, oyunu kendi şartlarında oynamaya çalıştı Fenerbahçe. Souza'nın bu görüntüde "en yararlı" olduğunun altını çizerek, bütün oyuncuların skora başkaldırdığını söylememiz de gerekir. "İyi oynamadı" diyecekleriniz vardır elbette ama "iyi koşmadı" diyemeyiz hiç birine. En az kazanmak kadar önemli olan, bu oyun karakteriydi aslında. İkinci dakikada golü yedikten sonra, maçı yeniden başlatmak için 80 dakika mücadele etti Fenerbahçe. Aykut Hoca bütün riskleri aldı, oyuncuları tüm güçlerini kullandı.
Özet yapmak gerekirse, takım olmak için en az dört maça daha ihtiyacı olan Fenerbahçe'nin, kişisel ekstralara ihtiyacı olduğu bir dönemde olduğunu söylememiz lazım. Müthiş bir maç izledik. 2-0'dan geri geldi ve Başakşehir gibi bir organizasyonu etkisiz hale getirdi Fenerbahçe... Eşitlikten sonra ise rakibinin son nefesini kullandığını anlayıp, bunun için ne yapacağını düşünüp, kazanmasını bildi Abdullah Avcı'nın ekibi. Sanırım sezon bittiğinde, bu maç daha anlamlı olacak.