LEVENT TÜZEMEN: Hızlı, öfkeli ve keyifli...
Galatasaraylı oyuncular Antalya'da unuttukları özellikleri yeniden kazanmış olarak mücadele etti. G.Saraylı oyuncuların, coşkulu, istekli, yüksek tempolu ve en önemlisi inatla önde yaptığı baskıyı izlerken inanın gözlerim yoruldu. 41 bin kişinin desteğiyle Kasımpaşa'yı sahasına hapseden Galatasaray'ın Gomis'in attığı gol dışında net 8 tane pozisyonu vardı. Bu pozisyonları durdursak ve "Sonuç ne oldu?" diye sorsak çoğu izleyen "Gol oldu" cevabını verirdi. Ancak Rodrigues-Tolga ikilisi, "Bir an önce golü atalım" telaşı yüzünden düşünmeden yaptıkları vuruşlarla karşı karşıya inanılmaz golleri harcadılar. Ayrıca Rodrigues ile Tolga Ciğerci top gelmeden önce çevre kontrolü yapmasını öğrenmeli..
Halk arasında, "Bu sıcağa kar dayanmaz" diye bir söz vardır. Ligin dengeli ve etkili takımlarından Kasımpaşa direnç göstermesine rağmen kalesinden top çıkarmakta zorlandı. Ndaiye, Fernando orta alanda çok top kazandı. Latovlevici sol tarafa denge ve akıl getirdi.. Rumen oyuncu nerede duracağını ve rakibi nasıl karşılayacağını biliyor, üstelik kazandığı topları kaybetmiyor. Etkili ortalar yapmasına taktığı maskenin engel olduğunu düşünüyorum.
Mariano'yu izlerken büyük keyif aldım. Brezilyalı aklını ayaklarına taşıyor.. Galatasaray'ın sağdan yaptığı tüm etkili atakların mimarı Mariano oldu. Galatasaray'ın topu Belhanda ile daha çok buluşturması gerekir. Faslı yıldız kalitesini göstereceği alanlarda buluştuğu tüm topları hep etkili pasa dönüştürdü. Her maçta golle buluşan ve "Savaşçı" bir ruh sergileyen Gomis sadece gol atmıyor saha içinde Galatasaray'ın kalbi, hırsı, ateşleyicisi ve isyankarı oluyor. Gomis'in attığı gole bakalım; topu rakipten çalıyor, Belhanda'ya pas veriyor ardından ceza alanına depar atıp pozisyon alıyor, topla buluştuğunda acele etmeden rakibe mükemmel bir çalım atıp golü yapıyor..
İkinci yarıda Kasımpaşa tüm riskleri alıp Galatasaray'ın üzerine gitmeye çalıştı. Ancak takım savunmasını ve yardımlaşmayı mükemmel oynayan Galatasaraylı oyuncular rakibe pozisyon vermedi. Galatasaray bu seyirci ile göz okşayan coşkulu oyununu, evinde her zaman izlettirecektir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Aslan'a ceza kesebilirler!
Kasımpaşa'nın oyun planı, geride alan daraltmak, etkili presle Galatasaray'ın kaliteli orta saha oyuncularının performansını düşürmek, Gomis ile bağlantı kurmalarını engellemek, fırsat buldukça da kontrataklarla karşı alandaki genişliği değerlendirmekti...
Galatasaray 5. dakikadan itibaren yüksek tempoyla oyunu karşı alana yıktı. Rahatlıkla 3. bölgeye yaklaştılar. Ama burada karşılaştıkları kalabalık ve pres karşısında istediklerini tam yapamadılar. Gomis iyi marke edilince ve de Rodrigues çok kötü oynayınca, yoğun baskıda üretkenlik sağlanamadı. Bu yarıda hücum girişimlerinin odak noktası Mariano idi... Futbolu çok iyi bilen sağ kanat beki, arka arkaya o kadar olumlu bindirmeler yaptı ki takdir etmemek mümkün değil. Devre biterken Galatasaray, Gomis'in kaliteli, tipik bir santrfor golüyle skor avantajını yakaladı.
İkinci yarıya bana göre Tudor'un Rodrigues yerine Feghouli ile başlaması lazımdı. Ancak o da şöyle düşünmüş olabilir, "Skor avantajını yakaladım, rakip daha riskli oynayacak. Rodrigues de geniş alanı seven bir sprinter. Onun için Rodrigues ile devam edeyim." Bu da eleştirilmemesi gereken bir teknik adam görüşüdür. Hatta bu görüşü benimsediği belli ki Feghouli'yi oyuna alırken Tolga'yı çıkardı. İkinci golden sonra Rodrigues'i oyundan aldı.
Galatasaray ikinci yarıda da oyunun kontrolünü elinde tuttu ama ilk yarıdaki gibi yüksek tempolu değildi. Bu devre herhalde ilk yarı çok yıprandı diye Mariano'ya fazla yüklenmediler. Kontrollü oyunda Gomis'in golüyle işi garantiye aldılar. Galatasaray'da dün eleştirmem gereken en önemli konu, fazla net pozisyon vermeseler de tempolu baskılarında aşırı risk alıyorlar ve geride büyük alan bırakıyorlar. Orta sahadan iyi pas yaparak çıkabilen takımlar, bu genişlikten çok rahatlıkla ceza kesebilirler. Latovlevici iyi bir sol bektir. Tam hazır olmamasına, ilk defa arkadaşları ile oynamasına ve de maske ile çıkmasına rağmen, yerinde bir transfer olduğunu belgeledi. Bir önemli artısı da Karabük'ten alıştığımız uzun taçları. Bu da takım için artı bir duran top silahıdır. Tabii Mariano'ya da ayrı bir yer ayırmak şart. İlk yarıda adeta bir resital sundu.
Kasımpaşa güçlü rakibi karşısında elinden geleni yapmaya çalıştı... Ancak hücumda çok yetersiz kaldı.. Bir de Kemal Özdeş, özellikle ilk yarıda Mariano'ya tedbir alamadı.
RIDVAN DİLMEN: Gomis'in farkı iş ahlakı
Galatasaray'ın 11'ine bakıyorum. İleride ofansif bir 3'lü var; Belhanda ve Ndiaye de ofansif. Bekler ofansif. Bu yüzden Galatasaray'ın olmazsa olmazı önde oynaması… Antalya'da bekledi, pozisyon dahi bulamadı. Önde baskı yapmak zorunda... Mesela 2000'de UEFA Kupası alan takım... Hepsi önde pres yaparlardı. Bu takım da böyle oynamalı. Ne zaman pozisyon verdi Galatasaray? Yorulduğunda ve geriye çekildiğinde... İlerde olmak, sert oynamak istiyorlar doğal olarak. Eğer hakem de bu sertliğe izin veriyorsa oyuncu da doğal olarak devam eder.
Gelelim Gomis'e… Özel bir oyuncu… Dün 30 dakika boyunca en az 3 ofsayta düştü, bir o kadar pozisyonda hatalı pas yaptı ama iştahını bırakmıyor. Hatanın üzerine "Önemli değil" deyip aramaya devam etmektir önemli olan... Tekte vuruyormuş gibi yapıp iki kişiyi atlattı, şaşırttı ve golü yaptı sonra. Olağanüstü bir oyuncu değil ama arzusu olağanüstü. Becerili bir adam... Futbolun iş disiplini, iş ahlakı vardır. Gomis 32 yaşında ve futbol hayatının sonlarına gelmiş bir isim. Bırakalım Gomis'in attığı golleri; adam futbolla yaşıyor. 4 kere pas hatası yapmayı göze alıyor, 3 kere de ofsayta düşerim diyor ama pozisyonu yine kovalıyor. Galatasaray TV'de gördüm, U21 takımıyla vakit geçiriyor, sohbet ediyor. Birkaç gün sonra bir daha baktım, U21 takımıyla görüşüyor bu sefer. Kontratında mı var? Zorunda mı? Değil. Gomis bir idol o çocuklar için… Türkiye'de kulüplerine saygı gösteren oyunculara ayrı bir gözle bakıyorum ben. İster Bulgar olsun, ister Somalili olsun, ister Brezilyalı, ister Ermeni… Üç maç gol atmasın, hiç ses etmem. Vurdumduymaz olan oyuncularla aynı kefeye koyulmuyorlar. Gomis'in oyun karakteri her şeyiyle uydu Galatasaray'a.
Önemli bir fikstür avantajı vardı ama bunu da puana çevirmek gerekiyordu. Uçurumun kenarında giden bir ikiliydi başkan ve Tudor... 13 puan önemli. Bursaspor maçı biraz daha ölçü olacak ama en azından şu görülüyor; içerde Galatasaray rakiplerinden hep önde olacak.
Hem Mariano, hem de Latovlevici ofansif oyuncular… Galatasaray'da sağ bekte hep Sabri, bir dönem de Eboue vardı. Haftaya Bursa deplasmanının sağ beki Mariano, bunu biliyoruz...
Son olarak bir fikrimi söyleyeyim, sağ açık bölgesinde Tolga yerine Ndiaye oynamalı diye düşünüyorum. Ndiaye merkezde mücadele ediyor olabilir, driplingi var ama pas yüzdesi yüksek bir oyuncu değil. Kaleden uzaklaştırmamak lazım. Şimdi önce koruyucu oldu. Önceki maçlarda Fernando'nun önündeki 4'lünün bir parçasıydı. Şimdi Fernando'nun yanından ayrılmıyor...