LEVENT TÜZEMEN: Sihirbaz Tudor
Galatasaray'ın son 20 dakikada maçı döndürmesi sihirbazlık olaylarına benziyor... Ekran başındakilere, "Oyundan kimler çıksın?" diye sorulsaydı, cevap kesinlikle Rodrigues-Tolga ikilisi olurdu. Ama İgor Tudor, bütün spor otoritelerini hatta kendi meslektaşlarını bile şaşırtacak iki değişikliğe imza attı... Galatasaray'ı sağ taraftan atağa kaldıran Mariano ile soldan bindiren Latovlevici'yi çıkartıp, Feghouli-Yasin ikilisini oyuna aldı. Maçın başından beri inanılmaz pas hataları yapan, koşacak gücü olmayan Tolga ile Rodrigues'i tuttu. Tudor'un sihirbaz gibi değişiklikleri, Galatasaray'a liderliğini perçinleyecek ve namağlup unvanını koruyacak puanları kazandırdı. İlk golde Feghouli'nin topa vuruş kalitesi çok mükemmeldi, kaleci Harun çaresiz kaldı. Galibiyeti getiren Tolga'nın ayak içiyle topa vuruşu, Harun'u bir kez daha çaresiz bıraktı.
Kazanırken yanlışları da görmek lazım:
1- Galatasaray'ın teknik heyeti rakibi iyi analiz edememiş.
2- "Kendi oyunumu oynarım rakibe bakmam" felsefesi ile sürekli oynayamaz.
3- Tudor, bazen sistemden ziyade taktiklerin ve stratejilerin bir maçın kazanılmasında önemli olduğunu öğrenmeli.
4- Tudor'un kadro istikrarına bağlı kalıp, kazanan 11'de ısrar etmesine saygı duyuyorum ama rakipler, Galatasaray'ı ezberledi.
Tudor, diğer oyuncuları hazırlamalı, oyun sıkıştığı an bir B planı üretmeli.
Belhanda, Galatasaray'ın oyun aklı olacaksa sorumluluk duygusunu da geliştirmeli. Sadece top ayağındayken kalitesini sergilememeli, boş alanlara kaçıp, arkadaşlarının rahat pas yapmasını da sağlamalı. Çünkü Belhanda, bileklerini iyi kullanan, oyunun yönünü değiştiren, yıldız bir oyuncuydu. Rodrigues, farfara yapısıyla çok top kaybetti ama Feghouli girdikten sonra Galatasaray'ın önde etkili top tutmasını sağladı. Yani Feghouli artık ilk 11'de yer almalı. Beni en çok şaşırtan Maicon oldu. Evinde aslan kesilen Maicon, deplasmanlarda aynı ciddiyette olamıyor. Ciddi pozisyon hataları yaptı. Rakibi kontrol etme ve topu oyuna sokmada ciddi zaaflar yaşadı. Galatasaray bu sezon rakipten daha fazla topa sahip olduğu tüm maçları kazandı. Bursa da da aynı başarıyı gösterdi.
NOT: Fırat Aydınus, beklediğimden iyi maç yönetti, baskı altında kalmadı. İyi yönetimiyle bu hafta hakemlerin namusunu kurtardı.
RIDVAN DİLMEN: Tudor'un ruleti tuttu
Açıkçası maçın gidişatı nasıl olacak diye bekliyordum hem Mariano hem de Latovlevici çıktıktan sonra... Kısa bir süre de bocaladılar. Fatih Terim'in 4 yıllık dönemindeki felsefesine doğru evriliyor Galatasaray. Sürekli öne doğru oynamaya çalışan, hataya zorlayan, top kaybı da yapsa devam eden, tempo yapan bir takım görüyoruz. Takım da giderek buna alışıyor.
Şut var, orta var, her şeyi yaptılar.
Bence hak ederek de kazandılar. 1-0 ya da 2-0 kaybetmiş olsa dahi inanın farklı şeyler yazmazdım. İyi giderken değişiklik yaptı Tudor. Alışılagelmişin dışında, hiçbir teknik direktörde görmediğim bir değişikliğe imza attı. Bu bir Rus ruletiydi, ruleti de kazandı. Bu çok radikal dönüşümün sonucu geldi. 2-1 kazandı diye eleştiri yapmayacak değilim, her zaman böyle olmaz ama adını koyamadığımız bir hamle yaptığı için de takdir ediyorum. Hangi takımda olursa olsun, özellikle şampiyonluk mücadelesinde olan takımlar gerideyse teknik direktör 'bir şey' yapacak. İstersen kaleciyi gönder duran topta. Stoperi yolla vs. Bu 'şey' bayağı radikal oldu ama sonucunu da gördü.
Galatasaray'ı öne doğru oynama alışkanlığı ve bunu geliştirmesi nedeniyle çok beğendim. Bir şut ve pozisyon yağmuru başladı resmen ikinci yarı.
Antrenör kendisine göre bir teşhis koydu, bir antibiyotik vereceğine cerrahi müdahale yaptı resmen. Serdar-Fernando-Maicon geride ama orta çizgideydi.
Rodrigues, Belhanda, Tolga, Ndiaye, Yasin orta saha hattı oldu, önlerinde ise Feghouli ve Gomis vardı. Hatta 2-8 bile desek olur.
Hayatımda ilk defa böyle bir değişiklik gördüm ama kendi fikrimden aldığım zaman da adamın 'bir şey' yaptığının hakkını vermem gerekiyor. Mariano bile şaşırdı çıkarken, güldü hatta.
Yığılma gelince Gomis, rakip stoperlerin arasında kaldı ama bu kez sürpriz oyuncular pozisyon bulmaya başladı. Bir şey deneyen bugün beceremezse yarın becerir.
Galatasaray her gün bir tık daha öne gidiyor, ben de bu işte varım diyor net bir şekilde.
Bursaspor ikinciyi bulmak zorundaydı kazanmak için. Harun'a endeksli oynamaya başladılar. Aslında maç Harun ile Galatasaray arasında oldu. Biri direk dibine gider, birisi alt 90'a gider, yenilirsin böyle olunca. Seyirci kitlesi de iyiydi. Geçen sezonki Bursaspor'dan farklı ve iyi bir Bursaspor vardı ama Galatasaray daha da farklı geçen seneye göre.
AHMET ÇAKAR: Aydınus harikaydı
Dün gece gösterdi ki Galatasaray şampiyonluğun en önemli favorilerinden biri... Belki de en önemlisi. Her oyuncunun teknik kapasitesi çok yüksek. İsterlerse enine rahat oynayıp, isterlerse dikine pozisyona girebiliyorlar. Üstelik tempolarına dün gece Bursaspor özellikle ikinci yarıda dayanamadı.
İlk yarıya baktığımızda G.Saray için iyi bile diyemeyiz. Karambolde yakaladıkları birkaç pozisyon dışında pozisyonları olmadığı gibi hücumda da çoğalıp, Gomis'e yardımcı bir oyuncu gönderemediler. Ama daha önemlisi, Bursa yakaladığı kontralarla hem golü bulup öne geçti hem de belki de maç daha ilk yarıda ikiye-üçe gidebilirdi... İkinci yarı Bursa, oyundan düştü. G.Saray bütün kontrolü aldı ve bu arada Tudor, iki kanat bekini çıkartıp, Yasin ve Feghouli gibi kanat hücumcularını oyuna soktu. Büyük risk aldı ve maçı çevirdi. Feghouli'nin attığı gol çok iyi. Top kornerden ceza sahası dışına sekti, o da muhteşem vurdu. Feghouli ile beraberliği yakalayan Galatasaray, hemen akabinde de Tolga Ciğerci ile maçı kazandı. Tolga, Galatasaray'ın gizli golcüsü. Ceza sahasının hemen dışından plaseyle penaltı atar gibi yerden direk dibinden golü yaptı. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, benzerini Sivas'a da atmıştı. Sonuçta Galatasaray şu an ligin namağlup takımı. Üstelik en çok atan ve en az yiyen de onlar. Bu şu anlama geliyor: Şayet Galatasaray, derbi ve büyük maçlarda fazla puan kaybetmezse şampiyonluğun bir numaralı favorisidir.
Bursaspor, çok fazla yabancı oyuncusuyla fena takım olmamış. İlk yarıda 20-25 dakika çok iyi oynadılar, hatta 2 ve 3. golü de bulabilirlerdi. Ama ikinci yarıdaki Bursaspor'a baktığımızda koskoca bir sıfır... Topu tutamadılar, çıkamadılar, mahkum oynadılar... Zaten bu tablo da beraberinde yenen golleri getirdi.
Derbideki hakem rezaletinden sonra Fırat Aydınus için söyleyeceğimiz tek bir kelime var: Mükemmeldi.
BÜLENT TİMURLENK: Riskli ama güzel
Galatasaray maçı nasıl çevirdi?
Maça kötü başlayıp, topa sahip olmaya başladığı dakikalarda kalesinde golü gören Galatasaray, ikinci yarıda tabelayı lehine çevirebildiyse bunu iki şeye borçlu. Tudor'un iki bekini oyundan alıp üçlü defansa dönmesi ve Paul Le Guen'in son yarım saatte oyundan düşen orta sahasına takviye yapmayıp, topu rakibe teslim etmesi. Bursa bu ligde her zaman zor deplasmandır. Galatasaray'da Ndiaye ve Tolga'nın ilk yarıda rakibe giden pasları ve Maicon'un ters kanata attığı isabetsiz toplar, sarı-kırmızılı takımın oyun ritmini bozdu. Feghouli'nin ustalık kokan golü ve bu sezon Real Madrid'li Toni Kroos'un plaselerine özenen Tolga ile Aslan 3 puanı kaptı. Tudor'un bir B planı var ama Hırvat hoca A planını mükemmelleştirirse bu riskli B planına ihtiyaç duymaz.