HAZIRLIKLI GİDİN
Bu iki filmi de izledikten sonra Küba'ya doğru yola çıkmaya hazırsınız... 110 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle, 11 milyon insanın yaşadığı Küba, Florida'dan sadece 180 kilometre uzakta. Dünyanın son dört sosyalist devletinden biri olarak, süper güç Amerika'ya hâlâ direnmekte... Türkiye'den direkt uçuşla gitmek şu an için mümkün değil. Air France'ın Paris aktarmalı uçuşuyla Küba'nın başkenti Havana'ya Jose Marti Havaalanı'na toplamda 17 saatlik bir yolculukla ulaşılıyor. Bu uzun ve yorucu yolculuğun ardından en az bir saatlik pasaport kuyruğu kaçınılmaz. Diyelim ki şans eseri pasaport kuyruğundan hızla geçtiniz, bu kez valizlerinizi uzun süre bekleyeceğiniz garanti. Sakın ola valizleriniz, modern bir havaalanındaki gibi bir bandın üzerinden gelecek sanmayın. Havaalanında karmaşanın içinde arayıp bulmak zorundasınız... Biraz iç karartıcı bir giriş oldu sanırım ama umudunuzu yitirmeyin 'Her şey güzel olacak'... Havaalanından çıktıktan sonra saatlerinizi yedi saat geri almayı unutmayın. Mümkün olsa, yılları da geri almanız gerekir, çünkü Küba'da zaman 01.01.1960'da durmuş. Modern hayatın bizi dayattığı kadar hızlı değil burada işler... O yüzden rahatlayın ve Küba'nın keyfini çıkarın... Havaalanından şehir merkezine 25 CUC'a gidebilirsiniz. Bu arada CUC'tan söz etmekte fayda var. Bu Küba'nın para birimi. 100 dolar 100 CUC... Yani Küba'da hayat ucuz...
TURİSTİK HAVANA
Son 10 yılda Küba'da modernleşme eğilimleri başlamış. En azından sadece eski Amerikan arabalarıyla ulaşım sağlanmıyor. Hotel Nacoinal de Cuba Havana'nın en çok bilinen ve tercih edilen oteli. Bu otel, God Father 2 filmine mekan olduğu için çok ünlü. Babaların toplantı yaptığı otel olarak bilinen Nacoinal Hotel her yere ulaşım için ideal noktada. Otelin kocaman bahçeli lobisi bile havaya girmeniz için yeterli... Havana'da tura çıkmanın zamanı geldi: Eski Şehir ilk duraklarınızdan biri olmalı. Latin Amerika'daki büyük kolonyal döneme ait merkez, 1982'de UNESCO'nun dünya kültürel mirası listesine alındı. Bölge İspanyol-Endülüs mimarisinin güzel örneklerini barındırıyor. Buradan Plaza de la Catedral'e yürüyerek gidebilirsiniz... Plaza de la Catedral, şehrin en keyifli merkezlerinden biri. Etraf falcılarla, sokak müzisyenleri ile dolu. Bu meydan görülmeden Havana'yı gezmiş sayılmazsınız... 1777'de bitirilen ve Aziz Cristobal'e yani Kolomb'a adanan katedral, en güzel dini binalardan biri. Vaktinde aristokratların yaptırdığı ve aynı meydanda bulunan binalardan biri olan Kolonyal Sanatlar Müzesi'ni de görebilirsiniz. Bu meydanın hemen yanındaki sokakta Ernest Hemingway'in çok sık gittiği bar var, La Bodeguita del Medio. Tabii, bugün artık çok turistik bir mekan olmuş durumda. Molanın ardından Washington'daki Capitol'un bir kopyası olan eski parlamento binası Capitolio'ya uğrayın. Bugün Bilim Teknoloji ve Çevre Bakanlığı olarak kullanılan binada, son Rus çarına ait olan ve bir Türk kuyumcu tarafından Küba devletine satılan 25 karatlık elmasın bir kopyası yer alıyor. Ve Devrim Müzesi görmeniz gereken bir başka nokta... 1920'de açılan ve eski başkanlık rezidansı olan bina, 1959 devrimine kadar 22 başkan tarafından kullanılmış. New York'tan Tiffany'nin dekore ettiği bina Küba'nın bağımsızlık mücadelesini, özellikle devrim dönemini anlatan eserlerin sergilendiği neo-klasik üsluba sahip. Partagas, Havana'ya gelen puroseverlerin uğrak yeri. Bir puro yapım fabrikası olan Partagas'ı turistler bir rehber eşliğinde gezebiliyor. Capitolio'nun hemen arkasındaki caddede yer alan fabrikayı gezmek için önceden randevu alınması gerekiyor. 45 dakika süren turda, tütünün puro haline gelinceye kadar hangi işlemlerden geçtiği, bu iş için nasıl bir el emeği ve maharet gerektiğini anlıyorsunuz. Fakat puronun güzel kızların bacaklarında sarılmadığını öğrenmek küçük bir hayal kırıklığı yaratsa da müthiş bir deneyim.
KÜBA, MÜZİK VE SALSA
Küba ve müziği ayrı düşünmek mümkün değil... Hasta Siempre, Guantanamera, Quizas Quizas Quizas şarkılarını ya da Buena Vista Social Club grubunu duymayan, dinlemeyen varsa, Havana'da bol bol dinleyeceği kesin. Küba'da müzik standartların dışında. Sokaklarda, kumsalda, evlerde, hiç bitmeyen partilerde, karnavallarda, rumba, mambo, ça-ça, salsa, bolero dansları hayatın tam anlamıyla içinde. Müzik dinlemek için Küba'da bir yere gitmenize gerek yok. Müzik her yerde sizi buluyor. Bir müzik müzeleri bile var... Havana'daki ulusal müzik müzesinin binası, 1905'te zengin bir tüccar tarafından yapılmış. Dış cephede İtalyan Rönesansı taklit edilmiş. Seçkin bir iç dizaynı var, 1981'de de restorasyondan geçmiş. 16.yy'dan bu yana müziğin ve enstrümanların tarihini anlatıyor. Müzenin hedefi, eğitim ve Küba müziğinin/kültürel mirasının yayılması. Müzede, bağışlar sayesinde çok sayıda kitap, doküman ve enstrüman var; ayrıca ender bulunan notalar ve folklorik aletler... Ünlü müzisyenler Eduardo Sanchez de Fuentes, Gonzalo Roig, Alexandra Garcia Caturla ya da Amadeo Roldan'ın notalarının orijinali de burada. Telli çalgılar bölümü göz kamaştırıcı. Ve akşamları müzede konserler veriliyor. Küba'ya gidip salsa yapmadan dönülmez... Üstelik Küba'da müzik olan bir ortamda hiç tanımadığınız birinin sizi dansa kaldırması son derece normal. Salsa bilmek zorunda değilsiniz, saatlerce size öğretebilirler. Ama salsa olmasa bile, müziğin ritmine uygun hareket etmek zorundasınız. Haftanın son günü olan cuma Kübalılar için parti günü. 'Fiesta' dedikleri bu partiler, evlerde ya da barlarda düzenlenebiliyor. Malecon partileri de farklı bir alternatif... Malecon, uzun bir duvarın tüm deniz kenarını dolaştığı bölgenin adı. Havana'daki yolların neredeyse tamamı Malecon'a çıkıyor. Küba'da her restoranda, kafede, barda bulunan amatör müzik grupları Malecon'da da sahne alıyor.
HAVANA'DA GÜVENDE OLACAKSINIZ
* Bavul yaparken olabildiğince ince kıyafetleri tercih etmekte fayda var. İklim yarı tropik, kış mevsimi ortalaması bile 23 derece, yaz mevsimi ortalaması ise 28 derece. Ekim-mayıs arası ziyaret için en ideal zaman
* Giderken yanınızda bol bol tükenmez kalem, küçük sabun, diş macunu, ıslak mendil, şampuan bulundurursanız iyi olur. Küçük mavi boncuklar, turist olduğunuzu anlayınca etrafınızı saran kişilere hediye etmek için ideal. Birlikte fotoğraf çektirdiğiniz kişilere mutlaka bahşiş verin. ? Kredi kartı oteller ve lüks restoranlar dışında hiçbir yerde geçmiyor. Nakitle gidin.
* Cep telefonları çok zor çalışıyor, interneti otel dışında unutun!
* Küba'da ressamların eserlerini sattığı geniş bir alışveriş alanı mevcut. Limanın yakınında, Malecon isimli hem sanat eserleri, hem de hediyelikler satılan büyük bir ambarı andıran bu merkezden alışveriş yapın. Buradan şahane bir eseri çok uygun fiyata alıp evinizin en güzel köşesine asabilirsiniz... Ama bir sanat eseri satın alırsanız, belgesini mutlaka alın yoksa havalimanında el koyuluyor.
* Puro alacaksanız, ya puro fabrikalarından birinden ya da dükkanlardan almakta fayda var. Sokaklarda size puro satmaya çalışacak birçok kişi olacak, ucuzluğuyla sizi cezbedecek ama aynı kalite değil. Üstelik belgesi olmayan 20 purodan fazlasını yurtdışına çıkaramazsınız.
* Aklınıza gelebilecek her yerde gruplar canlı müzik yapıyor, sonra da evde doldurdukları CD'lerini satıyorlar. Mutlaka alın. Küba müziğine katkınız olsun.
* Çok güvenli bir ülke, hatta özellikle taşrada evlerin kapılarını kapatmıyorlar bile. O yüzden hırsızlık, kapkaç gibi korkunuz olmasın.
* Havana'dan 20 dakika uzaklıkta Ernest Hemingway'in 30 yıl yaşadığı bugün müze olan evi var. Evin çok yakınında Cojimar isimli küçük bir balıkçı kasabası bulunuyor. Hemingway'in bu kasabada gittiği La Terraza isimli restoranda İhtiyar Balıkçı ve Deniz kitabına esin kaynağı olan yaşlı balıkçı Don Gregorio'nun resmi var, Don Gregorio'nun adı verilmiş mavi içkiyi denemenizi öneririm.
* Havana Miramar eskiden zenginlerin oturduğu bugün büyükelçiliklerin yer aldığı bir semt. Semtteki Emilano Zapata Parkı'nda köke dönüşen dallarıyla ünlü bir tür ficus ağacı mevcut. İlginç...
* Castro'nun halka yönelik bazen üç-dört saat süren konuşmalarını yaptığı, Che'nin devasa portresinin tüm meydana hakim olduğu Devrim Meydanı'nı görmeden dönmek olmaz!
* Her yerde dolaşan Coco Taxi adı verilen iki kişilik yanları açık taksileri kısa bir yolculuk için deneyin.
* Havana'da limana giden yolda, halkına özgürlük getirmiş liderlerin büstlerinin sergilendiği yerde, Atatürk'ün büstünün önünde bir fotoğraf çektirin.
BUNLARI YAPMADAN DÖNMEYİN!
* Salsa yapmayı bilmiyorsanız üzülmeyin. Hemen La Casa del Son'a uğrayın. Pratik bir dersin ardından kendinizi müziğin ritmine bırakın.
* Tropicana, Havana'da turist kafilelerinin çoğunlukla gittiği bir gece kulübü. Şov iki saat sürüyor. En az 100 dansçı muhteşem bir program yapıyor. Finalde tüm dansçılar seyircilerin arasına giriyor ve herkesi piste davet ediyor.
* La Bodeguita del Medio, Havana Eski Şehir'de, Hemingway'in en sık gittiği bar. Biraz turistik ama sonuçta biz de turistiz değil mi?
* Eski Havana'nın sokaklarında kaybolun...
* Mojito, Cuba libre, pina colada veya karışımına Ernest Hemingway'in de katkıda bulundugu daiquiri'yi deneyin.
* Adeta eski Amerikan arabalarının sergilendiği bir açık hava müzesi olan Havana'da 56 model bir Chevrolet'yle şehir turu yapın.
KÜBA HAVANA'DAN İBARET DEĞİL!
Varadero: Havana'ya yaklaşık iki saat mesafede olan bu sayfiye yeri Hicacos yarımadasında yer alıyor. Palmiye ve begonviller arasında yer alan otel, restoran, tatil köyü, bar ve disko dolu. Fransız mutfağıyla ünlü eski Villa Xanadu'da yemek yemeyi ve katamaranla Cayo Blanco adasına gitmeyi ihmal etmeyin. Varadero dalmak için de ideal, mercanlar muhteşem ve su ısısı hiçbir zaman 18 derecenin altına inmiyor.
SANTA CLARA: Che'nin mezarına ev sahipliği yaptığı için, şehirden üç saat mesafede olmasına rağmen, her gün yüzlerce insanla dolup taşıyor. Che'nin anıt mezarını ziyaret ettikten sonra, Che'nin yaşamından kesitler sunan bir müzeyi gezebilirsiniz.
TRINIDAD: UNESCO tarafından koruma altına alınan şahane bir şehir. Denizi ve kumsalı eşsiz ama konaklama ciddi sorun. Plaza Santa Ana isimli bir meydana sahip şehirde, küçük rengarenk evler var. Geceleri meydanda, hemen kilisenin yanında açık havada dans ediliyor.