Eskişehir... Birçoğumuzun güzelliğine gereken kıymeti verdiği, yetinmeyip modern Avrupa kentlerine benzeterek övdüğü nadide bir şehrimiz.
Peki ya Eskişehir'in çevresindeki diğer güzellikler? Acaba onları da yeteri kadar biliyor muyuz? Maalesef hayır. Oysa Eskişehir'in dört bir yanı da en az kent merkezi kadar keşfedilmeyi hak ediyor.
Başta Frig Vadisi ve Yazılıkaya'daki Midas Anıtı, Sivrihisar, Pessinus Antik Kenti, Seyit Battal Gazi Külliyesi ile daha neler neler... Üstelik yakın bir tarihte buralarda balon turları da yapılacak. Nereden mi biliyorum? Geçen günlerde Pronto Tour'un davetiyle Frig Vadisi özelinde bu bölgelerdeydim. İşte Frig uygarlığının bende hissettirdikleri...
Saat 04.00. Beni bilenler bilir, bu saatte uyanmama yalnızca iki şey sebep olabilir; ya dünyamız uzaylılar tarafından istilaya uğramıştır ve acilinden tahliye edilmesi gerekiyordur ya da sabahın erken saatlerinde balona binmem lazım gelmiştir. Son günlerde bir uzaylı istilası haberi görmediğinize göre evet doğru tahmin ettiniz, sabahın dördünde uyanmamın sebebi balona binmek.
Tam uyanamamış insan bir mahcuptur değerli okur. Gözleri hafif yaşlıdır, bilinci pek yerinde değildir. Vücut cebren ve hile ile uyandırılmıştır ama ruh hala derin bir uykunun pençesindedir. Haliyle bünyede de motivasyon ve enerji pek yoktur. İşte bu sabah tüm kalıplarımı yıkıyorum, biyolojik saatime meydan okuyorum. Balona bineceğim arkadaş, az mı? Üstelik Eskişehir'deki ilk balon uçuşuna katılacağım. Hayatımda ilk defa bir şeyi ilk kez yapan bir ekibin içinde yer alacak olmanın haklı gururuyla odadan çıkıyorum.
FRİG VADİSİ'NDE İLK BALON DENEYİMİ
Yoldayız... Balona binilecek mevkii Eskişehir merkezden yaklaşık 45 dakika uzaklıkta. Sabahın serinliği ve sakinliği iç içe geçmişken kilometreler kilometreleri kovalıyor ve biz asfaltları aşındırıyoruz. Nihayetinde Frig Vadisi'nin ortasındayız. Balon buradan arşa yükselecek diye umuyorum. Öyle de oluyor. Balona binmeye gelen ekip kalabalık olduğu için iki grup halinde alınacağı söyleniyor ve ben ilk grupta yer alıyorum.
İlk ekibin ilk grubunda yer alacak olmanın haklı coşkusu sarıyor benliğimi bu kez. Balon turu hemen hemen 38 dakika sürüyor. Frig Vadisi'ni tüm bakirliğiyle gözlemleme şansına erişiyorum. Benim gibi öyle çok fotoğraf çekme meraklısı olmayan bir adam bile balonda elinden telefonunu düşürmemişse varın siz hesaplayın buraya gelseniz kaç kez deklanşöre basacağınızı... Önümüzdeki aylarda bu balon turlarının yaygınlaşmasıyla Eskişehir'in Kapadokya'ya iddialı bir rakip olabileceği tespitini yapıyorum kendi kendime.
Ben bu tespiti çok zekice bulmuşken çevremdeki insanların da hemen hemen aynı şeyleri konuştuğunu işitince aslında o kadar zeki olmadığıma anlıyorum.
ANTİK KENT GEZİSİ
Balon turu bittikten sonra rota bu kez Yazılıkaya. Uzun bir yürüyüş ve keşif bizi bekliyor. Ama ben hazırım, çünkü ikinci grup balona bindiğinde 16 dakika kadar uyuma şansım olduğundan zıpkın gibiyim. Midas Anıtı'nın önündeyiz, vadi turu buradan başlıyor. Midas'ı bilirsiniz, hani yüzyıllardır kulakları ile kamuoyunda kendine yer tutmuş zat-ı muhterem var ya işte o. Midas Anıtı'nın üzerinde Frig alfabesiyle yazılmış çokça yazı var fakat birkaç kelime haricinde bunların çoğu henüz çözümlenememiş.
Anıt önünde kâfi miktarda tarihi, kültürel bilgiyi ve mitolojik anlatıyı depolayıp yola koyuluyoruz.
Kral yolu denilen yer aynı zamanda şehrin girişi.
Biraz dar bir yol. Yol boyunca içimden "Frig Belediyesi çalışmamış, insan şuraya bir çift şeritli yol yapar en azından ehe ehe" gibisinden vasat espriler yaparak eğliyorum kendimi. Ya da rehberimiz Friglerin günümüze ulaşan yapıtlarını gösterip, anlatırken "Bizim Antep'te Firik pilavı vardır onu da mı acaba Frigliler bulmuş" diyerek yine kendi dünyamda kahkaha tufanları koparıyorum. Ama dediğim gibi bu vasat ve vasat altı esprileri asla yanımdakilerle paylaşmıyorum ki benden tiksinmesinler.
Antik kentin sınırlarının içine girdiğimiz ilk anda bizi vakti zamanında tanrıça Kibele'nin ibadet ettiği rivayet edilen tapınakvari bir tarihi eser karşılıyor. Frig Vadisi hakikaten muazzam bir yer. Adeta Yeşil Vadi görmüş Tellioğulları gibiyim. Her taraf binlerce yıllık taş yapı, tapınak, sarnıç ve daha niceleriyle dolu. Buraları gezerken ufak bir hüzün de kaplıyor içimi. Neden böyle bir yeri niye tam manasıyla değerlendiremiyoruz?
Hobbit diyarı Shire gibi coğrafya neticede, eloğlu olsa gelir burada film çeker, reklam yapar bir şey yapar duyurur.
Eskişehirliler'in de hedefi Frig Vadisi'nin bilinirliğini ve buraya gelen ziyaretçi sayısını artırmak. Burası trekking için de eşsiz bir coğrafya.
?Frig Vadisi'ni enine boyuna turladıktan sonra Seyit Battal Gazi Külliyesi, Sivrihisar ve Pessinus Antik Kenti de sıradaki duraklarımız. Bilhassa Sivrihisar'dan ve buradaki Zaimağa Konağı'ndan çok etkileniyorum. Eski evlere oldum olası bir zaafım vardır ama bu konağın beni etkilemesinin asıl sebebi 1922'de Mustafa Kemal'in İtilaf Devletleri tarafından yapılan ateşkes teklifini görüşmek üzere bakanlar kurulunu burada toplamış olması.
Bakanlar kurulunun toplandığı odaya giriyorum, masa etrafında vekillerin, paşaların balmumu heykelleri var. Kendilerine yaptıkları için minnettarlığımı belirtip odadan çıkıyorum.
Sivrihisar da mimari yapıları ve evleri ile gezip görülesi tatlı bir yer. Sonuçta ilçenin ortasında sizi elinde kazanıyla karşılayan bir Nasrettin Hoca heykeli mevcut, ne kadar sıkıcı bir mekan olabilir değil mi ama?
Eskişehir merkezdeki birçok müzeyi de Odunpazarı'nı da gezdik gördük elbette ama oralar epeyce anlatıldı yazılıp çizildi. Sizlere tavsiyem, yolunuz buralar düşerse eğer, başta Frig Vadisi olmak üzere civar yerleri de esaslı bir keşfe çıkmanız...
