ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) Georgia Teknoloji Enstitüsü Ribozom ve Evrim Merkezi'nde görevli bilim insanları, evrimin öngörülür olup olmadığı sorusuna yanıt arıyor. Aralarında Türk araştırmacı Dr. Betül Kacar'ın da bulunduğu ekip, bakterilerden elde edilen 500 milyon yaşındaki bir geni, E. coli bakterisinin modern bir versiyonunun içine enjekte etti. Dünya basını tarafından "moleküler ortamda Jurassic Park" olarak yorumlanan çalışmanın sonunda evrimsel sürecin kendini ne kadar tekrarladığı anlaşılmış olacak.
'AMAÇ EVRİMİ ANLAYABİLMEK '
NASA Astrobiyoloji Enstitüsü tarafından NASA bursu ile ödüllendirilen ilk Türk kadın araştırmacısı olan Dr. Betül Kacar ile çalışmaları hakkında konuştuk. Dr. Kacar şu bilgileri verdi: "Paleogenetik olarak adlandırdığımız moleküler zaman makinesi metodu ile 500 milyon yıl öncesine ait bir bakterinin hayati değer taşıyan Elongasyon Faktoru proteinin genini canlandırdık. Ben de hücre dışı ortamda analizi yapılmış ve tarihçesini bildiğimiz bu geni günümüz bakterisinin kromozomuna klonlayarak hücre içinde uyandırmak istedim. Gezegenimizdeki biyolojik süreçlerin kendilerini ne kadar tekrar ettiğini ya da etmediğini anlamak istiyoruz. Yani hayatın nasıl ve ne şekilde böylesine kompleks fakat en iyi şekilde evrimleştiğini anlamaya çalışıyoruz." Kacar, çalışmalarının fosilleşmiş bir sivrisinekten elde edilen dinozor kanı ile yeniden dinozorların yaratıldığı 1993 yapımı bilimkurgu filmi Jurassic Park'a benzetilmesiylee ilgili olarak ise "Geçmişe ait molekülleri canlandırdığımızı söylediğimizde insanların kafasında ilk olarak dinazorlar canlanıyor. Bu tepkileri normal karşılıyorum. Ama biz dinazor skalasında bir çalışma yapmıyoruz" dedi.